Hepinize selamlar. Bugün Elise Kova’nın yazdığı “Hava Uyanıyor” serisinin 4. kitabı olan “Suyun Gazabı”nı inceliyorum. Umarım bu incelememden hoşnut kalırsınız. O zaman sizleri bekletmeden incelememe geçiyorum!
Ne anlatıyor?Vhalla,
savaşla beraber Aldrik’e karşı duyduğu duyguların da bittiğini düşünürken her
bitişin bir başlangıç olduğunu bilmemektedir. Çok daha tehlikeli ve çok daha
bilinmez bir yolculuğa doğru hareket ederken kan ve vahşetin peşinden
geldiğinden habersizdir. Vhalla, yine birçok şeyden feragat etmek zorunda
kalırken aynı zamanda kendisi ile olan iç çatışmasına da bir açıklık getirmek
zorundadır.
Benim
düşüncelerim neler?
Bu kitap
açık ara farkla serinin en sevdiğim kitabı oldu. Hem birçok şeyin açıklık
kazanmasıyla, hem kederiyle hem de Vhalla’nın gerçekten artık güçlü bir kadın
olduğundan emin olmamla gerçekten başarılı bir kitaptı. Kitap kapağı da serinin
diğer kitaplarına kıyasla bence daha başarılıydı. Geçmişteki olayların netlik
kazanması ve ters köşelerle gerçekten heyecanla okuyup bitirdiğim bir kitap
oldu.
Sanırsam
kitabın büyük bir bölümünün aşk değil de gerçekten olaylar üzerine odaklanması
kitabı bu kadar beğenmemde bir etken. Sonradan tekrardan araya karışan aşk bende
pişmanlık duygusu yaratmadı. Tam tersi yerinde buldum.
Üzüntünün,
kederin yaşattıkları ve bu genç yaştaki insanların sırtlarına yüklediği yük
öyle acı bir şekilde gösterilmişti ki gerçekten acıyı hissederek okudum bütün
kitabı.
Bundan sonra
söyleyeceklerim spoiler içerebilir. Yani kitabı okumadıysanız kitap hakkında
okumadığınız şeyleri öğrenebilirsiniz. Bundan dolayı burayı atlamanızı öneririm.
Prens Aldrik’in
Kuzeyli Prenses ile zorunlu olarak nişanlanması üzerine Vhalla ile aralarına
bir soğukluk girmişti. Sonrasında tekrar barışmışlardı ama Vhalla’nın tavrı
Prens’e karşı kesindi. Bu çok ama çok hoşuma gitti. Yazarın Vhalla’yı basit ve kolay
lokma gibi göstermemesi gerçekten güzeldi.
“Seni
seviyorum, sana saygı duyuyorum… ve kendime de saygı duyuyorum. Ve bu sebeple,
diğer kadın olmayacağım. Bir başkasıyla nişanlıyken bana sahip olmana izin
vermeyeceğim.”
Bahsettiğim “Kolay
lokma olmama” durumu buydu. Vhalla’nın artık kendinden emin olması ve kendine
güvenmesi gerçekten de takdire şayandı.
Bunun
dışında bir de Prens Baldair’in ölümünün beni çok üzdüğünü söylemek isterim.
Kendisinin komikliği olsun, altın kalbi olsun, erkeklerin kadınlara
davranışlarındaki yanlışları görmesi üzerine sinirlenişiyle olsun kalbimde
güzel bir yer kazanmış olan nadide karakterlerdendi.
Aldrik’in
geçmişi ise beni üzen şeylerden bir tanesiydi. Vhalla’nın omzunda ağlarken
gerçekten içimin acıdığını ve Vhalla ile beraber Aldrik’e sarılmayı istediğimi
fark ettim. Yaşadıkları bir çocuk için çok ağırdı.
Spoiler
bitimi.
Benim
düşüncelerim bunlardı. Siz “Suyun Gazabı”nı okudunuz mu? Sizin düşünceleriniz
neler?
İncelememi
okuduğunuz için teşekkür ederim. Kendinize çok dikkat edin, sağlıcakla ve bol
sevgiyle kalın.
Bu kitaba
puanım: 9/10
Hava
Uyanıyor kitabına yaptığım incelemeye ulaşmak için tıklayınız.
Ateş Düşüyor
kitabına yaptığım incelemeye ulaşmak için tıklayınız.
Toprağın Sonu
kitabına yaptığına incelemeye ulaşmak için tıklayınız.
Alıntılar
“Vhalla,
aşkı anladığını biliyordu. Aşk, kendini bir kum fırtınasına atmaktı. Aşk, en
karanlık korkularının karşısına çıkmak ve iblislerle dövüşmekti. Aşk, Kuzey
ormanı boyunca gözü kapalı koşmaktı. Aşk, karanlıkta bir yastığın iki ucunda
umut dolu sözler paylaşmaktı. Aşk cesaretti ve belki de en önemlisi, aşk
affetmekti.”
“Kalbin günahı,
kimilerine göre tenin günahından daha büyük bir suçtur.”
“Acıtıyordu,
dünya acıtıyordu. Bakmak acıtıyordu, nefes almak acıtıyordu, görmek acıtıyordu.”
“Hep böyle
değil midir zaten; güzel, basit bir yalan, çirkin gerçeklere tercih edilir?”
“Güç ne iyi
ne de kötüdür, silahı şövalyenin ya da kasabın aracına dönüştüren şey insanın
yüreğidir.”
o zamansaaaa bu son kitabı okusak yeter gibiiii :)
YanıtlaSilOkunacaksa baştan başlanmalı ama en güzeli bu. :)) 💜
Sil