Hepinize selamlar. Mart ayında okuduğum kitapların incelemesini tıpkı Şubat ayı içi yaptığım inceleme gibi genel yapmak istedim. Umarım bu toplu incelemem hoşunuza gider.
Suç ve Ceza
| Ne anlatıyor, Benim düşüncelerim neler?
Günün birinde
parasızlığından ötürü tefeci bir kadına eşyalarını rehin
vermesi gerekir. Tabii
bu rehin verme işinde Raskolnikov birçok gerçeğin ayırdına varır.
Birtakım
insanlar maddi sıkıntılara ve hayatın zorluklarına göğüs gererek her dakika
kendilerine eziyet ederken başka birtakım insanlar ise paranın ve bolluğun
içinde yüzüp kendileri dışındaki hiç kimsenin varlığını önemsemeyip yaşayıp
gidiyorlardı.
Bunun
üzerine Tefeci kadını bütün bu kokuşmuş ve çökmüş sistemin bir sembolü olarak
gören Raskolnikov, bir balta alıp Tefeci kadını öldürür.
İdeoloji savaşı
diyebileceğimiz bu hareket sonucu elbette ki korku, yaptıklarını düşünme ve
bunların sonucunda ne olacağına dair tahminler yürütme durumları ana
karakterimizin peşini bırakmaz.
Neyin doğru
neyin yanlış olduğunu bilmediğimiz ve sisteme karşı yapılan ağır
eleştirileriyle “Suç ve Ceza” okunmaya değer bir şaheser.
Bu kitaba
puanım: 7/10
Denizi
Yitiren Denizci | Ne anlatıyor, Benim düşüncelerim neler?
Babasız
büyümüş ve denizciliğe oldukça ilgili olan 13-14 yaşlarında olan Noboru’nun
annesinin bir anda denizci olan Ryuji Tsukazaki ile bir ilişki yaşamaya
başlamasıyla Noboru’nun hayatı kökünden değişir.
Kendi
yaşıtlarından oluşan bir çetede hayatın anlamını ve yaşadığımız duyguları
sorgulayan Noboru, bir şeylerin farkına varıyor ve bu duruma kayıtsız kalamayacağını
hissediyordu.
14 yaşındaki
çocuklar için oldukça olgun ve felsefi düşünen bu grubun düşüncelerini okumak
bir yandan “Vay canına.” dedirtse de bir yandan da insanı korkutmuyor değil.
Okunabilecek
ama pek de bana hitap eden bir eser değildi. Yine de genel olarak altında yatan
mesajı anlayınca okunabilecek bir kitap olduğunu söyleyebilirim.
Bu kitaba
puanım: 5/10
Aşka Dair
Nesirler | Ne anlatıyor, Benim düşüncelerim neler?
Ümit Yaşar
Oğuzcan’ın yazdığı şiirler ve mektuplardan oluşan bu eserde altını çizmediğiniz
cümle kalmayacak! O kadar güzel, o kadar duygu ve acı yüklü ki… Elimde olsa her
bir alıntıyı buraya yazardım. Kesinlikle okunması gereken bir kitap!
Bu kitaba
puanım: 8/10
Seviyordum
Sizi | Ne anlatıyor, Benim düşüncelerim neler?
Aleksandr
Puşkin’in yazdığı bu şiir kitabını severek okuduğumu söyleyebilirim. Bir günde
bitirilecek okuması keyifli bir eser.
Bu kitaba
puanım: 7/10
Ölmek İçin
On Üç Sebep | Ne anlatıyor, Benim düşüncelerim neler?
Hannah Baker
isimli bir lise öğrencisinin ani ölümü üzerine tüm okul sarsılır. Ama bilinmeyen
başka şeyler vardır.
Hannah Baker
ölümünün ardından 7 tane kaset bırakıyor. Her bir kasette önlü arkalı bir
kişinin ismi yazıyor ve onunla yaşadığı olayları anlatıyor. Kasetteki kişiler
ise ölümünden sorumlu olan ve hayatını tepetaklak eden kişiler. Bu kasetler
posta yoluyla 13 kişi arasında gezdirilecek ve bu şekilde Hannah Baker’ın tam hikâyesi
bilinecek, kasetteki kişiler yaptıklarını görecektir.
Clay Jensen
ise sıradan ve oldukça tekdüze bir hayat yaşarken hem Hannah’nın ölümü üzerine sarsılır
hem de evinin önünde bulduğu kaset dolu ayakkabı kutusunu bulduğunda şok
geçirir.
Kasetlerden
birinde kendi adı vardı.
Tek solukta
okuduğum heyecan dolu bir kitaptı. Dizisinden ötürü ismini duymuştum ama
dizisinden önce kitabını okumak istemiştim. Dizisini izlemeyi düşünmüyorum ama kitabını
okuduğum için mutluyum.
Bu kitaba
puanım: 7/10
Othello | Ne
anlatıyor, Benim düşüncelerim neler?
Othello
Mağripli bir askerdir. Günün birinde ünlü bir senatörün kızı olan Desdemona’ya âşık
olur. Desdemona ile evlendikten sonra işler gayet düzgün giderken Othello’nun
yardımcısıı olan ve Othello’dan nefret eden Iago bu ikiliyi ayırmaya çalışır.
Bunun üzerine Othello’ya diğer yardımcısının Desdemona ile bir ilişkisi
olduğunu ve kendisini aldattıklarını söyler. Othello’nun aklına şüphe
tohumlarını eken Iago ortalığı karıştırmaya devam ederken biz de kıskançlığın
ne gibi sonuçları olduğunu ve kıskançlığın nasıl korkunç bir duygu olduğunu
deneyimliyoruz.
Okumaktan
zevk aldığım bir Shakespeare kitabıydı.
Bu kitaba
puanım: 8/10
Antakya’da
Üç Kadın | Ne anlatıyor, Benim düşüncelerim neler?
Bu kitabın incelemesini yaptım. İncelemeye ulaşmak için buraya tıklayabilirsiniz.
Büyük
Wootton Demircisi | Ne anlatıyor, Benim düşüncelerim neler?
Büyük
Wootton şehrinde her 24 yılda bir çocuklar için bir ziyafet düzenlenir ve bu
ziyafetin ana öğesi olan koskocaman bir pasta hazırlanır. Bu pastayı yapan aşçı yanına bir çırak alır
ve ona pastanın yapımını öğretir.
Son pastayı
yapan aşçı gidince yerine çırağının geçeceği düşünülür ama onun yerine başka
biri geçer. Geçen kişi oldukça inatçı ve hiçbir şey bilmeyen biridir. Kocaman pastanın
bir özelliği de içerisine hediyeler konmasıdır. Çırak yerine geçen kişi bu
hediyelerin arasında parlayan bir yıldız bulur. Çırak her ne kadar bu yıldızın
periler diyarına ait olduğunu ve pastaya koymamasını söylese de karşısındaki
yeni aşçıyı ikna edemez ve ondan sonra olanlar olur.
Oldukça kısa
bir kitap. Öyle ki hikâyeden çok kitabın yazılışı ve işleniş süreci üzerinde
durulmuş. Tolkien’in yaşlılık döneminde yazdığı bu hikâye diğer hikâyelerine
göre daha yavaş bir işlenişe ve olay örgüsüne sahip. İşlenişinin anlatılması
her ne kadar güzel olsa da hikâyenin daha uzun olmasını isterdim.
Bu kitaba
puanım: 6/10
Çocukluğun Soğuk
Geceleri | Ne anlatıyor, Benim düşüncelerim neler?
Tezer Özlü
bu kitabında bizleri çocukluğunun izlerine, erişkinliğe geçerken
deneyimlerinden ve hayatı görüş şeklinden bahsetmekle kalmıyor, kendi
hayatımızı ve anılarımızı düşünmemize sebep oluyor. Cümleleriyle, bizi geriye
götürüşleriyle okuması zevkli ve bir o kadar da duygu dolu bir kitaptı.
Bu kitaba
puanım: 7/10
Zaman
Makinesi | Ne anlatıyor, Benim düşüncelerim neler?
Bir bilim
adamı zaman makinesini icat ettiğini söylese ne tepki verirsiniz? Tabii ki de önce
hiç biriniz inanmazsınız! Ama bu bilim adamı inandırmaktan ziyade çevresine
topladığı arkadaşlarına bunu kanıtlıyor. Öyle ki zamanda yaptığı bu kısa
yolculukta zamanın ilerisinde mahsur kalıyor ve oradan nasıl kurtulduğunu,
orada neler gördüğünü, deneyimlediğini anlatıyor.
Gelecek ya
hiç hayal ettiğimiz gibi değilse? Her şey ilerlemek yerine gerilediyse? İnsanoğlu
yine yapacağını yapmış ve kolaya kaçıp her şeyi mahvetmişse?
Bu kitapta
hem insanoğlunun kaçınılmaz sonunu hem de bu şekilde devam edersek mutlak
geleceğimizin nasıl olacağını görüyoruz. Aynı zamanda alt ve üst tabaka
eleştirisi ve göndermeleriyle oldukça kaliteli bir başyapıt ortaya koyulmuş. Akıcı
ve sade diliyle gönlümü kazanmayı başaran bir kitap oldu.
Bu kitaba
puanım: 8/10
Korku | Ne
anlatıyor, Benim düşüncelerim neler?
Bayan Irene,
evlilik hayatı oldukça düzgün ve yerinde olsa da tekdüzelikten sıkılmıştır. Kendisine
bir sevgili edinir ve onunla gizlice bir ilişki yaşamaya başlar. Bu ilişki bir
süre sorunsuz bir şekilde ilerlese de günün birinde gizlice ilişki yaşadığı adamın
sevgilisi ortaya çıkar ve Bayan Irene’yi tehdit eder. Bu kadın hem Bayan Irene’nin
evini hem de ailesini bir şekilde biliyordur. Günden güne artan tehditler ve
istekler üzerine büyük ve kaçınılmaz bir korkuya yakalanan Bayan Irene,
yaşadığı bu durumdan kurtulmanın bir yollarını aramaya başlar.
Zweig yine
şaşırtmadı. Bayan Irene’nın o çaresizliği ve yaşadığı korku o kadar
profesyonelce işlenmişti ki… Kitabı elimden bırakamadım.
Bu kitaba
puanım: 8/10
Klara Miliç
| Ne anlatıyor, Benim düşüncelerim neler?
Sabahattin
Ali’nin “Kürk Mantolu Madonna”sında bu kitaba atıflarda bulunulmuştu. Oradan görüp
aldığım ancak daha şimdi okumaya zaman bulabildiğim bir kitap “Klara Miliç”.
Yakov
Aratov, günün birinde arkadaşının ısrarı üzerine bir gösteriye gider. Bu gösterinin
yıldızı ise Klara Miliç’tir. Klara sürekli olarak Aratov’a bakıyordur. Aratov ise
bunun sebebini anlayamıyordur. Daha önce hiçbir duyguya kapılmamış oldukça
pasif biridir.
Eve gittikten
sonra kendisine Klara Miliç’ten bir mektup gelir. Bunun üzerine garip bir
heyecana kapılsa da olumsuz bir tutum takınmakta kararlı olan Aratov buluşmak
için sözleşilen yere gider.
Klara bir
şeyler söylese de ve bu cümlelerinden hoşlantı hissiyatı alsa da olumsuz
tavrıyla kendisini tersler. Bunun üzerine Klara meydanın ortasında rezil
olmaktan ötürü koşarak uzaklaşır ve birkaç gün sonra Aratov, Klara’nın ölüm
haberini gazetelerden alır.
Yaptıklarını
sorgularken aynı zamanda duygularından da emin olmaya çalışan Aratov, bir
şekilde Klara hakkında daha çok bilgi sahibi olmak ister ve elinden geleni
ardına koymaz.
Turgenyev’in
ölümünden önce yazdığı bu eserde ölümün kokusunu ve aşkın bilinmezliğinin yoğun
hissiyatını hissediyor ve bu birleşimi kitabın her sayfasında görüyoruz. Okurken
büyük bir zevk aldığım ve elimden bırakamadığım efsanevi bir kitaptı.
Bu kitaba
puanım: 9/10
Canavar | Ne
anlatıyor, Benim düşüncelerim neler?
Henry isimli
zenci bir çiftlik görevlisi günün birinde çalıştığı yerde çıkan yangından bir
çocuğu kurtarmaya çalışırken yüzünün yanması sonucu yüzünü kaybeder. Şans eseri
kurtulan Henry eski yaşamına geri dönemez. Onu gören insanlar ondan korkuyor,
ona “canavar” gözüyle yaklaşıyorlardır. Toplumun bu tutumu ve kendisinin yeni
haliyle yüzleşmeye çalışan Henry’nin başından geçenleri okuyoruz.
Sürekli
birtakım nedenlerden ötürü yarım bıraktığım ama sonunda bitirebildiğim bir eser
oldu. Oldukça güzeldi. İçerdiği mesajla herkesin kalbinde bir yere sahip
olacağını düşünüyorum.
Bu kitaba
puanım: 8/10
İncelememi okuduğunuz
için çok teşekkür ederim. Kendinize çok dikkat edin, sağlıcakla ve sevgiyle
kalın…