Hepinize selamlar. Bugün sizlere 2 gün önce bitirdiğim, Sabahattin Ali’nin yazdığı “Kürk Mantolu Madonna” kitabını inceleyeceğim. Umarım bu incelememden hoşnut kalırsınız. O zaman uzatmadan incelememe geçiyorum.
Ne
anlatıyor?
Raif Efendi, kimseler tarafından küçük görülen, ezilen ve oldukça sessiz biridir. Almanca Mütercimi olan Raif Efendi hiçbir şekilde ne sinirleniyor ne üzülüyor ne de mutlu oluyordu. Buna şaşıran ve uzun süre işsiz kalmış bir genç ise Raif Efendi hakkındaki gizemi çözmek ister. Zaman geçtikçe Raif Efendi ve bu genç iyi anlaşmaya başlarlar. Bir şekilde bu gencin eline Raif
Efendi’nin yaşadıklarını yazdığı bir defter geçer ve aslında Raif Efendi’nin hiç de görüldüğü gibi sıradan, basit ve hiçbir niteliği olmayan bir birey olmadığını anlar…
Benim
düşüncelerim neler?
Bu kitap
hakkında ne desem boş kalır. Sabahattin Ali adeta kelimelerle raks etmiş.
Cümlelerin anlamlı ama aşırı süsten uzak oluşu mu dersiniz akıcılığı mı
dersiniz her şey dört dörtlüktü. Sanki eskiden değil de günümüzde yazılmış çok
kaliteli bir kalemi okuyormuş gibi hissettim kendimi. Cümlelerinin ağır
olmaması bir etken olabilir böyle düşünmemde.
Biraz da
kitap karakterleri hakkında konuşalım. Genelde Kürk Mantolu Madonna yani Maria
Puder gibi kitap karakterleri diğer kitaplarda hoşuma gitmeyecek şekilde
anlatılır, beni hafiften karakterden soğuturdu. Ama bu kitapta Maria Puder’e
hayran olmamak elde değildi. Onun düşünce tarzına, kelimelerindeki acıya,
gözlerinin içindeki hüzne kadar her şeyi ustaca ve zarif bir şekilde
işlenmişti.
Raif Efendi’nin
Maria ile yakınlaşmasının bir sebebinin de kendi iç dünyasındaki çatışmanın bir
benzerini bana kalırsa Maria’nın da gözlerinde görmüş olmasıydı. Kendisine hiç
yabancı olmayan “yalnızlık” terimini Maria’nın ta kendisinde bulmuştu.
Hayallerini süsleyen kadını bulmanın verdiği mutluluk ile hayata bağlanması ama
sonrasına başına geleceklerden habersiz olan Raif Efendi’nin bu aşk diyebileceğimiz
öyküsünü okumak beni çok ama çok mutlu etti. Herkesin Ferhat ve Şirin ya da
Romeo ve Juliet olarak betimleyeceği şeyleri artık Raif Efendi ve Maria Puder
olarak betimleyeceğim galiba.
Kitabın bu
kadar güzel çıkacağını düşünmüyordum. Hayata yalnızlaştırılan, kimselerin
sevgiden mahrum bıraktığı bu ruhların belki tanışma belki de bir olma hikâyesi
olarak adlandırabileceğimiz “Kürk Mantolu Madonna” kesinlikle kitaplığımın
enleri arasında.
Siz “Kürk
Mantolu Madonna” kitabını okudunuz mu? Okuduysanız sizin düşünceleriniz neler?
Umarım bu incelememden zevk almışsınızdır. Kendinize çok dikkat edin, sevgiyle
kalın…
Bu kitaba
puanım: 10/10
NOT: Çok
fazla alıntı olduğu için alıntılar bölümü boş bırakılmıştır.