Light Pink Pointer

28 Nisan 2019 Pazar

Sword Art Online | Anime Yorumu



Hepinize selamlar! Bugün Reki Kawahara tarafından yazılan “Sword Art Online” adındaki animenin incelemesini yazıyorum. Öncellikle belirtmeliyim ki Sword Art Online 2 sezondan oluşmakta. Ben sadece 1. sezonunu izledim. Nedeni ise birçok kişinin 2.sezonun farklı olduğunu ve 1. sezonla hiç alakası olmadığını belirtmesiyle biraz sarsıldım. Ama yine de bakmak istedim. Üstünkörü baktığımda ise gerçekten de 2. sezonun biraz farklı olduğu izlenimine ulaştım. Aslında yine de izlemeyi çok istiyordum ama izlediğim anime filmleri yayınlayan sitede 2. sezonun 1. bölümünü bulamadım. Bunun üzerinde çok durmadım ve siz değerli okuyuculara sadece 1. sezonun incelemesini yazmaya karar verdim.  O zaman hemen incelememe geçiyorum!



Ne anlatıyor?

2022 yılında Kayaba Akihiko adında bir oyun yapımcısının Sword Art Online isimli oyunu piyasaya sürmesiyle her şey başlar. NerveGear adındaki aleti kafanıza takmanızla kendinizi oyunun içinde buluyorsunuz. Bu oyunda ise 100 tane kat vardır. Her katta da bir canavar vardır. Bu canavarları yenerek 100. katın sonuna gelen oyuncu oyunu kazanmaktadır. Ne kadar normal değil mi? Tabii ki de değil!

Kazuto Kirigaya yani oyundaki ismiyle Kirito, NerveGear adlı aleti kafasına geçirip normal bir şekilde oyuna başlar. Hatta karşısına Klein adlı bir oyuncu çıkar ve tanışırlar. Beraber zaman geçirdikten sonra Klein oyundan çıkması gerektiğini çünkü yemek sipariş ettiğini söyler. Kirito da onaylar. Klein oyundan çıkacağı sırada bir şey fark eder.

Oyundan çıkış düğmesi yok.

Kirito bunun bir oyun hatası olabileceğini söyler. Ama o da oyuncu menüsüne girdiğinde çıkış butonunu bulamaz. Bir anda oyundaki bir şehre ışınlanırlar. Tüm oyuncular da oradadır. Karşılarına oyunun yapımcısı Kayaba Akihiko çıkar. Oyunculara çıkış düğmesinin bulunmamasının bir oyun hatası olmadığını söyler. Bunun Sword Art Online’ın yeni bir özelliği olduğunu söyler. Ama asıl korkunç şeylere daha değinmemişti. Eğer oyuncu oyunda ölürse gerçek hayatta da ölmüş olacaktı. Aynı zamanda eğer dışarıdan biri oyuncunun kafasındaki NerveGear’ı çıkarırsa, NerveGear oyuncunun beynini yok edecektir. Yani kısacası oyuncular oyunun içinde hapis olmuşlardır. Eğer 100. kata ulaşırlarsa oyuncular gerçek dünyaya dönebileceklerdir. Tabii eğer ölmezlerse. Oyuncuların hepsi dehşete düşmüşlerdir. Kirito bu olaya bir son vermesi gerektiğine kanaat getirir ve oyunu bitireceğine kendi kendine söz verir. Ne kadar zorlu olsa da hayatta kalmaya çalışacaktır. Peki, başarabilecek mi? Romantizm, aksiyon ve macera içeren Sword Art Online tüm mükemmelliği ile karşımızda. Soluksuz izlediğim bu anime tek kelimeyle muhteşemdi. Kesinlikle izlemenizi tavsiye ederim. Şimdiden size iyi izlemeler!

Benim düşüncelerim neler?

Kesinlikle mükemmel bir animeydi. Her şeyiyle aklıma kazındı. Bayıldım. 2. sezonu izlemesem de 1. sezon kesinlikle nefes kesiciydi. Umarım sizde beğenirsiniz. Kendinize iyi bakın, tekrardan görüşmek üzere! 





DÜZENLEME: 16.06.2019
2. Sezonu da izlemiş bulunmaktayım. Size diyeceğim tek şey en kısa zamanda ikinci sezonu da izlemeniz. 2. Sezonun kendine özgü bir havası var.
Bence bu havayı sizde tatmalısınız!
Diğer yorumların aksine ben çok beğendim umarım sizde benimle aynı görüşe sahip olursunuz...

14 Nisan 2019 Pazar

Oyun Ustası | Kitap Yorumu


Hepinize uzun bir aradan sonra tekrardan selamlar. Bugün James Dashner’ın yazmış olduğu “Oyun Ustası” kitabının incelemesini sizlerle buluşturacağım bu blog yazımda. James Dashner aynı zamanda “Labirent” serisinin de yazarı olmakla beraber birçok üstün başarı da elde etmiş bir yazardır. Birçoğunuz Labirent serisini bildiğinizden dolayı incelemesini yazmamıştım. Okumayanlarınız için bir şey söylemek gerekirse çok fazla şey kaçırıyorsunuz! Lafı daha fazla uzatmadan en iyisi kitabın incelemesine geçeyim.

Ne anlatıyor?



Teknolojinin aşırı gelişmiş olduğu bir çağda yaşayan insanlar, Tabut denen aletlerin içine girerek bir Sanal Ağ yani çeşitli oyun, iş ve benzeri şeyleri yapabileceğiniz programlara giriş yapıyorlar. Sadece oyun ve iş değil istediğiniz her şeyi yapabileceğiniz bir dünya aslında Sanal Ağ.  Bu Tabut denen aletlerin özellikleri ise oyuncunun oyun içindeki yaşadığı duyguları gerçek gibi hissetmesini sağlamak ve oyuna girmek için de zaten Tabut’a ihtiyaç duymaktasınız aksi takdirde Sanal Ağ’a giriş yapamazsınız.

Micheal da Sanal Ağ oyuncularından bir tanesi. Gayet güzel ve sakin bir hayatı olan Micheal oyunda bir kız ile karşılaşır. Kız intihar etmeye çalışır ve Micheal kızı durdurmayı denemektedir. Micheal intiharın nedenini anlamamaktadır. Çünkü oyunda intihar etse bile oyundan çıktığı gibi Tabut’unda sağ salim uyanacaktı kız. Kız ise Micheal’a  Kaine adlı bir oyuncunun onu oyunda kapana kıstırdığını ve artık dayanamadığını söylemektedir. Sonra ise Kız Öz’ünü çıkarır yani gerçek hayat ve oyundaki hayatı birbirine bağlayan bağlantıyı koparır. Bunun sonucunda eğer kız ölürse gerçek hayatta da ölmüş olacaktı. Peki Kaine kim mi? Kaine bir sanal teröristtir. İnsanlara acı çektiren ve onları oyunda hapsetmeye çalışan bir oyuncu ve daha birçok kötülüğü de içinde barındırıyor elbette. Kız atlar ve Micheal’da onu kurtarmaya çalışırken o da düşmüş olur. Micheal bir sonraki oyuna girişinde arkadaşlarına olayı anlatır. Micheal’ın en iyi arkadaşları olan Sarah ve Bryson bunu duyunca şok olurlar. Sarah ve Bryson Micheal ile Sanal Ağ’dan tanışmış olsalar bile bu üçlü en iyi arkadaştır. Micheal ve arkadaşları bu olayın üstünde durmamaya çalışırlar.

Bundan sonraki günlerden birinde Micheal okula giderken 3 tane adam Micheal’ı kaçırırlar. Micheal daha ne olduğunu anlamadan onu Sanal Ağ’ın güvenliğinden sorumlu olan SAG yani Sanal Ağ Güvenliği'nin binasına götürülür.Oranın patronu gibi olan bir ajan Micheal’ı çağırmıştır. Ajan, Micheal ve arkadaşlarının Kaine’i durdurmalarını ister çünkü Micheal, Sarah ve Bryson kodlama konusunda uzmandırlar. Peki Sanal Ağ Güvenliğinin bile durduramadığı bir oyuncuyu Micheal ve arkadaşları nasıl durduracaktı? İstese de istemese de Micheal kabul eder ve arkadaşlarıyla buluştuğu gün onlara olanları anlatır. Arkadaşları da onayladıktan sonra Micheal, Bryson ve Sarah’nın maceraları başlamış olur. Böylece belki de Sanal Ağ’ın Tanrı’sı sanılabilecek bir oyuncuyu durdurmak üzere görevlerine başlarlar.

Benim düşüncelerim neler?

Kitabı okurken bir sonraki sayfaları o kadar çok merak ediyorsunuz ki kitaba hayran kalmamak mümkün değil. İlk başta okurken kafam çok karışmış ve kitaptan hiçbir şey anlamayıp sıkıcı bulmuştum. Ama birkaç sayfa okuduktan sonra kitap aşırı derecede hoşuma gitmeye başladı hatta tüm serisini almama yol açtı. Kitap favori kitaplarımdan biri oldu desem inanır mısınız? 3 seriden oluşan bu kitabı okumanızı kesinlikle tavsiye ediyorum. Şimdiden size iyi okumalar diliyorum!