Hepinize selamlar. Sürekli hafiften üzüntülü kitaplar okuduğumdan araya tatlı ve günü güzelleştirecek bir kitap eklemek istedim. Umarım bu incelememden hoşnut kalırsınız. Bugün sizlere J.K Rowling’in, tam adıyla Joanne Kathleen "Jo" Rowling, yazdığı “Ickabog”u inceliyorum. O zaman sizleri bekletmeden incelememe geçiyorum.
Ne
anlatıyor?
olduğunu düşünmeyin. Öyle bir yer var ki Kornukopya’nın en kuzeyinde, Bataklık Diyarı olarak adlandırılır, insanların açlık ve sefalet çektiği oldukça korkunç bir yerdir. Kimse onları sevmez, kaba ve pis bulurlar.
Herkes iyi bir şekilde yaşar ta ki kralın
düzenlediği Dilek Gün’üne kadar. Dilek Günü, halkın krallarına problemlerini
anlattığı gündür. Genelde pek bir problemi olmaz halkın, dediğim gibi halk
mutludur ve paraya doymuştur.
Ama o gün
tam Dilek Günü’nün bittiğini düşündüklerinde Bataklık Diyarı’ndan bir vatandaş
kralın huzuruna çıkar. Kendisine, Ickabog denilen canavarın köpeğini yediğini
söyler ve korkudan tir tir titrer. Yardım diler.
Ickabog,
Kornukopya ülkesindeki bir efsanedir. Genelde çocuklarını terbiye etmek için
kullanır bu efsaneyi ebeveynler. Ickabog; karşısına çıkan her şeyi, genellikle
koyunlar ve insanları, yediği söylenen pençeleri keskin tehlikeli bir yaratıktır.
Kimse
Bataklık Diyarı’ndan gelen bu adama inanmaz, özellikle de kralın en iyi
dostları olan ama aslında oldukça tehlikeli ve sinsi olan Lord Tükrer ve Lord
Salyan.
Ama Kral bu
vatandaşa yardım etmek ister ve böylece bir birlik hazırlayıp Bataklık Diyarı’na
doğru yola koyulurlar.
Bataklık
Diyarı’nda gerçekleşen bir kaza sonucu bir ölümü perdelemek zorunda kalan Lord
Salyan ve Lord Tükrer en iyi becerdikleri şey olan yalana başvururlar ve bu
yalanın ülke üzerindeki tiranlıklarının başlamasına vesile olurlar.
Kornukopya
bu zorlu süreçte belki de en umut etmedikleri kişilerden, çocuklardan yardım
geleceğinden habersizdir…
Benim
düşüncelerim neler?
İlk
öncelikle J.K Rowling’i ne kadar övsem az kalır. Bu kitabı normalde 5 yıl önce
çocuklarına anlatmak için yazmış ama tamamlamamış, tamamlamayı da düşünmemiş. Ama
bu karantina sürecinde çocukların evlerde kaldığını ve sıkıldığını bilen
Rowling, hikâyeye devam etmiş ve internetten ücretsiz bir şekilde yayımlamış.
Daha sonra okurları olan çocuklardan hikâyede geçen sahneleri çizmesini istemiş
ve çıkardığı bu kitapta bu çocukların resimlerini kullanmış.
O kadar
tatlı bir düşünce ve güzel bir kitap çıkmış ki ortaya Rowling’in ellerine
sağlık gerçekten de.
Kitap kapağı
çok güzeldi. Altın renkli Ickabog yazısı arka planla beraber iyice öne çıkmış
ve kitaba ayrı bir hava katmış.
Çocukların
resimleri o kadar güzel ki kitabın sayfalarını çevirirken sürekli gülümsedim ve
uzun uzun resimleri inceledim.
Kurgu da
bahsettiğim birçok şey gibi çok iyiydi. Yetişkinleri ve insanları gömerken bir
yandan da çocukların masumluğundan ve temiz kalplerinden bahsediyor. İnsanların
çıkarları uğruna neler yapabileceğini, yanlış anlaşılmaların nelere yol açabileceğini
ve bir sürü sevimli şey gördüğümüz bu kitabı sadece çocukların okuyabileceği
şekilde sınırlamamız hem kitaba hem de emeğe haksızlık olur. Şahsen her yaştan
bireyin okuyabileceği ve seveceği bir kitap olduğunu düşünüyorum.
Elimden
bırakamadığım ve gözlerimin çok okumaktan ağrımasına değecek kadar güzel bir
eserdi. J.K Rowling’e teşekkür ediyor, bu tarz kitaplara devam etmesi
gerektiğini düşünüyorum.
Siz hiç “Ickabog”u
okudunuz mu? Sizin düşünceleriniz neler?
İncelememi
okuduğunuz için çok teşekkür ederim. Kendinize çok dikkat edin, sağlıcakla ve
bol sevgiyle kalın…
Bu kitaba
puanım: 10/10
Alıntılar
“Bazen –nasıl
bilmiyorum- birbirlerinden kilometrelerce ötede yaşayan insanların artık
harekete geçme vaktinin geldiğini aynı zamanda fark ettiği olur. Belki de
fikirler rüzgârda uçuşan polenler gibi yayılıyordur, kim bilir.”
okumadım ama okurum tabiii, ben de resimleri merak ettim çocukların yaniii tabisi tatlıdır :) bi de o foti çok komik yaa, kedili foti, hihihi :)
YanıtlaSilOkursan umarım beğenirsin deeps. Kedimiz hep böyle sorma, bir de yaramaz olmasa.😄❤
SilÇok teşekkür ederim sevgili İlkay, o senin güzelliğin. :)
YanıtlaSilBende de böyle bir önyargı vardı özellikle Rowling attığı Tweetler ile Harry Potter'dan insanları soğutunca başka bir kitap yazdığını düşünemiyordum. Ama tam tersi çok tatlı olmuştu. Umarım okursan çok beğenirsin. Sevgiler. :)
merak ettim :)
YanıtlaSilMerak edilesi gerçekten. :)
SilOkumadığım ama okumayı planladığım eserden bir tanesi... Rowling'in şu an Boş Koltuk eserini okuyorum ve yazarı gerçekten seviyorum.
YanıtlaSilUmarım okursanız bu eserini de seversiniz. İyi okumalar!
Sil