Light Pink Pointer

19 Temmuz 2021 Pazartesi

Ickabog | Kitap Yorumu

Hepinize selamlar. Sürekli hafiften üzüntülü kitaplar okuduğumdan araya tatlı ve günü güzelleştirecek bir kitap eklemek istedim. Umarım bu incelememden hoşnut kalırsınız. Bugün sizlere J.K Rowling’in, tam adıyla Joanne Kathleen "Jo" Rowling, yazdığı “Ickabog”u inceliyorum. O zaman sizleri bekletmeden incelememe geçiyorum.

Ne anlatıyor?

Kornukopya, küçük bir ülke olsa da oldukça mutlu, zengin ve harika yemeklere sahipti. Zamanının en iyi kralına sahipti ve bununla gurur duyuyorlardı. Ama böyle söyledim diye Kornukopya’nın hepsinin böyle
olduğunu düşünmeyin. Öyle bir yer var ki Kornukopya’nın en kuzeyinde, Bataklık Diyarı olarak adlandırılır, insanların açlık ve sefalet çektiği oldukça korkunç bir yerdir. Kimse onları sevmez, kaba ve pis bulurlar.

Herkes iyi bir şekilde yaşar ta ki kralın düzenlediği Dilek Gün’üne kadar. Dilek Günü, halkın krallarına problemlerini anlattığı gündür. Genelde pek bir problemi olmaz halkın, dediğim gibi halk mutludur ve paraya doymuştur.

Ama o gün tam Dilek Günü’nün bittiğini düşündüklerinde Bataklık Diyarı’ndan bir vatandaş kralın huzuruna çıkar. Kendisine, Ickabog denilen canavarın köpeğini yediğini söyler ve korkudan tir tir titrer. Yardım diler.

Ickabog, Kornukopya ülkesindeki bir efsanedir. Genelde çocuklarını terbiye etmek için kullanır bu efsaneyi ebeveynler. Ickabog; karşısına çıkan her şeyi, genellikle koyunlar ve insanları, yediği söylenen pençeleri keskin tehlikeli bir yaratıktır.

Kimse Bataklık Diyarı’ndan gelen bu adama inanmaz, özellikle de kralın en iyi dostları olan ama aslında oldukça tehlikeli ve sinsi olan Lord Tükrer ve Lord Salyan.

Ama Kral bu vatandaşa yardım etmek ister ve böylece bir birlik hazırlayıp Bataklık Diyarı’na doğru yola koyulurlar.

Bataklık Diyarı’nda gerçekleşen bir kaza sonucu bir ölümü perdelemek zorunda kalan Lord Salyan ve Lord Tükrer en iyi becerdikleri şey olan yalana başvururlar ve bu yalanın ülke üzerindeki tiranlıklarının başlamasına vesile olurlar.

Kornukopya bu zorlu süreçte belki de en umut etmedikleri kişilerden, çocuklardan yardım geleceğinden habersizdir…

Benim düşüncelerim neler?

İlk öncelikle J.K Rowling’i ne kadar övsem az kalır. Bu kitabı normalde 5 yıl önce çocuklarına anlatmak için yazmış ama tamamlamamış, tamamlamayı da düşünmemiş. Ama bu karantina sürecinde çocukların evlerde kaldığını ve sıkıldığını bilen Rowling, hikâyeye devam etmiş ve internetten ücretsiz bir şekilde yayımlamış. Daha sonra okurları olan çocuklardan hikâyede geçen sahneleri çizmesini istemiş ve çıkardığı bu kitapta bu çocukların resimlerini kullanmış.

O kadar tatlı bir düşünce ve güzel bir kitap çıkmış ki ortaya Rowling’in ellerine sağlık gerçekten de.

Kitap kapağı çok güzeldi. Altın renkli Ickabog yazısı arka planla beraber iyice öne çıkmış ve kitaba ayrı bir hava katmış.

Çocukların resimleri o kadar güzel ki kitabın sayfalarını çevirirken sürekli gülümsedim ve uzun uzun resimleri inceledim.

Kurgu da bahsettiğim birçok şey gibi çok iyiydi. Yetişkinleri ve insanları gömerken bir yandan da çocukların masumluğundan ve temiz kalplerinden bahsediyor. İnsanların çıkarları uğruna neler yapabileceğini, yanlış anlaşılmaların nelere yol açabileceğini ve bir sürü sevimli şey gördüğümüz bu kitabı sadece çocukların okuyabileceği şekilde sınırlamamız hem kitaba hem de emeğe haksızlık olur. Şahsen her yaştan bireyin okuyabileceği ve seveceği bir kitap olduğunu düşünüyorum.

Elimden bırakamadığım ve gözlerimin çok okumaktan ağrımasına değecek kadar güzel bir eserdi. J.K Rowling’e teşekkür ediyor, bu tarz kitaplara devam etmesi gerektiğini düşünüyorum.

Siz hiç “Ickabog”u okudunuz mu? Sizin düşünceleriniz neler?

İncelememi okuduğunuz için çok teşekkür ederim. Kendinize çok dikkat edin, sağlıcakla ve bol sevgiyle kalın…

Bu kitaba puanım: 10/10

Alıntılar

“Bazen –nasıl bilmiyorum- birbirlerinden kilometrelerce ötede yaşayan insanların artık harekete geçme vaktinin geldiğini aynı zamanda fark ettiği olur. Belki de fikirler rüzgârda uçuşan polenler gibi yayılıyordur, kim bilir.”



7 yorum:

  1. okumadım ama okurum tabiii, ben de resimleri merak ettim çocukların yaniii tabisi tatlıdır :) bi de o foti çok komik yaa, kedili foti, hihihi :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Okursan umarım beğenirsin deeps. Kedimiz hep böyle sorma, bir de yaramaz olmasa.😄❤

      Sil
  2. Çok teşekkür ederim sevgili İlkay, o senin güzelliğin. :)
    Bende de böyle bir önyargı vardı özellikle Rowling attığı Tweetler ile Harry Potter'dan insanları soğutunca başka bir kitap yazdığını düşünemiyordum. Ama tam tersi çok tatlı olmuştu. Umarım okursan çok beğenirsin. Sevgiler. :)

    YanıtlaSil
  3. Okumadığım ama okumayı planladığım eserden bir tanesi... Rowling'in şu an Boş Koltuk eserini okuyorum ve yazarı gerçekten seviyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Umarım okursanız bu eserini de seversiniz. İyi okumalar!

      Sil