Hepinize selamlar. Bugün sizlere Johann Wolfgang Von Goethe’nin yazdığı “Genç Werther’in Acıları”nı inceliyorum. Umarım bu incelememden hoşnut kalırsınız. O zaman sizleri bekletmeden incelememe geçiyorum.
Ne
anlatıyor?
Almaya
geldikleri kişi Charlotte kısacası Lotte isimli bir kızdır. O kadar güzel, o
kadar zarif ve o kadar kibardır ki bu kadını görenlerin onun büyüsüne
kapılmaması olanaksızdır. Werther, Lotte’yi gördüğü gibi ona hayran kalır ve
içi ona karşı ısınır. Baloya giderler ve Werther Lotte ile daha fazla konuşma
fırsatı yakalar. Lotte’nin nişanlı olduğunu öğrenir ve bunun üzerine
umutsuzluğa kapılsa da hiç bozuntuya vermez. Bu gizli hayranlık yavaş yavaş bir
aşka dönüşür. Peki, aşk insanı mutlu eden, umutlandıran ve güne uyanması için
bir sebep yaratan o hoş duygu değil miydi? O zaman Werther neden acı çekiyordu?
Neden güne uyanmak yerine her uyandığında bir daha gözlerini açmamayı
diliyordu?
Werther’in
yaşadıklarını Wilhelm isimli birine yazdığı mektuplarından okuduğumuz bu acıklı
öyküde daha sonra neler olacaktı?
Benim
düşüncelerim neler?
Werther,
kendimle çok özleştirdiğim bir karakter oldu. Düşünce tarzı, hareketleri, olayları ele alış biçimi beni nedensizce çok etkiledi. Öyle ki kitabı elimden
bırakamadım, her boş zamanımda okumak istedim.
Werther ile kendimi fazlasıyla özdeştirmemin bir diğer nedeniyse kendi doğrularının peşinden giden ve bir şeyleri betimleyerek, süsleyerek anlatan cümleleri oldu. Ne zaman kendi doğrularından bahsetse ve bir şeyleri bahsettiğim şekilde betimleyerek ya da süsleyerek anlatsa insanların ona “Abartıyorsun Werther!” ya da “Çok dramatiksin!” gibi yakıştırmalar yapması benim de az başıma gelmedi. Bundan dolayı Genç Werther’i çok iyi anlıyor, birçok görüşüne de katılıyorum.
Aşkın
verdiği mutluluk ve büyüye kapılan Werther’in bu aşkın imkânsızlığını
kavramasıyla çektiği acıları ve intihara sürüklenişini okuyoruz. Öyle ki
döneminde oldukça ses getiren “Genç Werther’in Acıları” birçok gencin
intiharına sebep olmuş, Werther’in giyindiği şekilde giyinmişlerdir. Goethe’nin
kendi yaşadıklarından etkilenerek kaleme aldığı “Genç Werther’in Acıları” en
sevdiğim kitaplar listesinde ilk beşe kesinlikle girer.
Duygu,
sanat, aşk, umutsuzluk ve ölüm kokan bu cümleleri okumak benim için büyük bir
onur, bahşedilmiş bir nimetti. İyi ki “Genç Werther’in Acıları”nı okumuşum.
Herkesin okumasını şiddetle tavsiye ediyorum. Aynı zamanda çevirmeni de tebrik
etmek istiyorum. Böyle sanat kokan bir eseri çevirmek bana kalırsa her yiğidin
harcı değildir. Çok başarılı ve yalın bir dille çevrilmişti. Kitapta emeği geçen
herkesin ellerine sağlık!
Siz “Genç
Werther’in Acıları”nı okunuz mu? Sizin düşünceleriniz neler?
İncelememi okuduğunuz için çok teşekkür ederim. Kendinize çok dikkat edin,
aşkla ve umutla kalın…
Bu kitaba
puanım: 10/10
Not: Çok fazla alıntı olduğundan alıntılar bölümü boş bırakılmıştır.
evet süper roman o zaman öyleymiş de şimdi yazılsa kimse okuyup intihar etmez herhalde :)
YanıtlaSilÇok iyiydi gerçekten. Sanırım kimse intihara kalkışmaz şimdi yazılsa. :))
SilO kadar güzel ki cümleler insan üstünü çizmeden ya da postitlemeden geçemiyor. Çok kaliteliydi, çok beğendim! :)
YanıtlaSilKitaplığımda bir süredir duran kitaplardan birisi bu. Yorumundan sonra okumayı öne almalıyım :) Ben de Can'ın fotoğraflı klasikler serisinden almıştım çevirmeni aynı mıdır bilmiyorum ona bir bakayım :)
YanıtlaSilUmarım okuyunca beğenirsin.Can Yayınları gerçekten kaliteli pişman olacağını sanmıyorum. :)
SilEtkilendigin yerler ve nedenlerini biraz yazar mısın ?
YanıtlaSilKitabı okurken her sayfasını ayrı bir severek okudum. Bu yüzden etkilendiğim belli ve kesin bir yeri ifade etmem pek mümkün gibi durmuyor. Ama birçok kitapta da olduğu gibi beni en çok etkileyen kısım elbette ki sonuydu. Werther benim için kendi doğrularının peşinden giden ve aşkını bitirmektense kendini bitirmeyi uygun gören bütün insanların bir sembolizmidir. Tutkunun, arzunun ve aşkın insana bürünmüş halidir. Kitabın okuru bu kadar etkilemesinin sebebi ise kendinizden bir parçayı illa ki Werther'da bulabiliyorsunuz. Duyguların ve bu duygu geçişlerinin izlerini her bir cümlede keskin bir şekilde hissediyoruz. Kalemin güçlü olması ve akıcı bir dille yazılması ise elbette ki okuma zevkine katkıda bulunuyor. Genç Werther'in Acılar'ı benim buraya yazabileceğimden çok daha fazlası ama şimdilik bu şekilde kendimi ifade etmekte bir sakınca görmüyorum. Umarım yardımcı olabilmişimdir.
YanıtlaSil