Hepinize selamlar. Bugün sizlere Emre Gül’ün yazdığı “Güneşi Söndürmem Gerek 3” isimli kitabın incelemesini yapacağım. Umarım bu incelememden hoşnut kalırsınız. O zaman sizi bekletmeden incelememe geçiyorum.
Ne
anlatıyor?
Umut,
canından çok sevdiği Kerem hakkında ne düşüneceğini bilmiyordur son
yaşananlardan sonra. Ortada büyük bir sır vardır ve ya bu sırrı çözecektir ya
da aşkının peşinden koşulsuz bir şekilde koşacaktır.
Kaybettiklerini
bir kere daha mı kaybedecektir yoksa kazanacaklarıyla birlikte hayatını mı
yaşayacaktır?
Umut için zaman azalıyordur…
Benim düşüncelerim neler?
“Güneşi
Söndürmem Gerek 1” ve Güneşi Söndürmem Gerek 2” den aldığım zevki bu kitaptan
hiç alamadım. Diyaloglar sanki sayfa sayısı çoğalmış olsun diye yazılmış gibi
geldi çünkü olay yerine fazlasıyla gereksiz diyalogla bezenmişti. Kerem ve Umut’un
aşkı bana fazla sulu sulu geldi. Siz belki böyle aşkları seviyor olabilirsiniz
ama ben her sayfayı kitap bitsin diye çevirdim.
Sırrın
öğrenilme şeklini daha entrikalı beklerdim. Oysaki şıp diye bir kişi tarafından
söylenip açıklığa kavuşturuluyor.
Umut
karakteri bana fazlasıyla şımarık ve çocuksu geldi. Sonu ise neredeyse zor ve
filmlerden fırlamış bir şekilde gerçekleşti. Yani olması binde bir ihtimal olan
bir olay gerçekleşiyor ve bu olayı hiçbir şey olmamış da sanki bir rüyadan
uyanmışlar gibi atlatarak hayatlarına hızlıca devam ediyorlar.
Dediğim gibi
ilk iki kitaptan aldığım zevki son kitaptan ufacık bile olsa alamadım. Yine de
emek var ve serinin diğer iki kitabının hatırına:
Bu kitaba
puanım: 5/10
İncelememi okuduğunuz için çok teşekkür ederim. Siz bu kitabı sevmiş olabilirsiniz saygım sonsuz. Düşüncelerinizi saygı sınırını aşmadan belirtebilirsiniz. Kendinize çok iyi bakın, hoşça kalın…
Alıntılar
“Günün
sonunda ne arkadaşların ne de sevdiğin insanla, kendinle baş başa kalıyorsun
yalnızca. Bu yüzden önce kendini düşünmeli, kendine iyi bakmalısın.”
“Yaşadığın
hayatı özel kılan en önemli şey, uğruna savaştıklarındır.”
“Yalnızsan
ne olmuş? Dik durmaya devam et. Kimsen yoksa kendine yaslan. Yaslan ki kimsenin
yıkmaya gücü yetmesin.”
“Gelecek,
geçmişin kuklasıdır. İkisini birbirine bağlayan ip ise insandır. Geçmişin
fısıltısıyla sarsılır ipler. Böylece gelecek ne yöne gideceğini bilir.”
“Günün
sonunda aynanın karşısına geçtiğinizde kendinizden başka kimseniz olmadığını
görüyorsunuz. Bu yüzden bırakın insanları ne yaptığını, ne söylediğini… Her
koşulda kendinize iyi davranın ki yegâne dostunuzu, kendinizi kaybetmeyin.”
“İnsan
hayatı dengesizlikle doludur. Önce felaketler peş peşe gelir ve yaşama isteğini
alır elinden. Sonrasında ise hala hayattaysan mutluluk yağdırmaya başlar,
başını döndürene kadar. Senin payına düşense sadece yaşamaktır.”
“Yıldızlar
gökyüzünün umutlarıdır. Kayan her yıldız, gökyüzünün düş kırıklığıdır ve
insanlar düş kırıklıkları üzerine hayal kurup dilek tutar.”
“Gerçekleşmeyi
bekleyen umutlar, cam kırıklarına benzer. Dağıldıkça çoğalır, çoğaldıkça daha
çok acıtır canını.”
“Bir insan,
başka bir insanın özgürlüğünü, hayatını yok edecek kadar sevmemeliydi asla. Bu hastalıktı
çünkü.”
Sevgili İlkay, benim düşüncelerimi ancak bu kadar iyi anlayabilirdin. Bazı yerler çok zorlamaydı gerçekten. Karakterler boş diyaloglarla bezenmişti. Kötü bir gençlik serisi değildi ama geliştirilmeye ihtiyacı var. Bu seri yerine daha güzel seriler okunabilir. :))
YanıtlaSilaa demek öyle hımm, 2 yi okuycam daha, seneye, bu ay hala elimde çok kitabım var, bi de pandemi başlayalı netten de kitapçılardan da kitap almadım daha, sokaktaki kitapçılardan aldım sadece :)
YanıtlaSilUmarım hoşnut kalırsın 2.sinden çünkü 3.sünü pek sevemedim. Çok daha iyi aslında sokaktakilerden almak ama internetteki indirimlerin kurbanı olabiliyorum arada 😅
Sil2 yi okurum 3 bilemem artık o zamansa :)
SilBakalım bakalım.2'yi okuduktan sonra 3'ü merak edersin büyük ihtimalle ama çok ümitlenmemeni öneriyorum o zaman! :))
Sil