Hepinize
selamlar. Bugün sizlere Ben Mikaelsen’ın yazdığı “Petey” kitabını
inceleyeceğim. Umarım bu incelememi beğenirsiniz. Sizi çok bekletmemek adına
hemen incelememe geçiyorum!
Beyin
felciyle doğan ama doktorların yanlış teşhisleri sonucu zihinsel engelli olarak
görülen Petey, ailesi tarafından 2 yaşındayken akıl hastanesine gönderilir.
Akıl hastanesinde bir sürü harika arkadaş edinir ve bu arkadaşları kendisinin
ailesi olur. Ama ne var ki istenmeyen sebeplerden ötürü Petey’in arkadaşları
yavaş yavaş onu terk etmek zorunda kalırlar. Ama Petey asla pes etmez. Yaşama
sevincini asla kaybetmez ve küçük şeylerle mutlu olmasını bilecek kadar da iyi
yürekli biridir. Yaşama sıkı sıkı tutunur. Ama artık kendine bir söz verir.
Diğerleri gibi onu bırakıp gideceğini ve tekrardan üzüleceğini düşünen Petey,
arkadaş edinmek istemez. Ama bir gün yolları Trevor Ladd ismindeki bir çocukla
kesişir ve bu ikili aniden tek bir yolda beraber yürümeye başlarlar. Genç bir
çocuk ve bir ihtiyarın inanılmaz derecedeki güzel hikâyesinde kaybolmaya hazır
olun…
Benim
düşüncelerim neler?
Petey kitabı
her şeyden önce bana yaşama sımsıkı sarılmam gerektiğini öğretti. O kadar zor
durumda olan Petey kötü düşüncelere kendini üzeceğine hayatın güzelliklerine
odaklanarak aslında birçoğumuzun yapması gerekeni yapıyor. Kendi sorunlarımın
aslında o kadar da önemli olmadığını fark ettim bu kitap sayesinde. Daha zor
durumda olanlar var ama yine de onlar yaşama bu kadar âşıkken bizim yaşamı
kötülememiz ve onu kendimize layık göremememiz aslında berbat bir şey. Yardımsever
insanları okuyup mutlu olurken, duyarsız ve kötü insanları da okuyup o berbat
insanlardan nefret ettim. Gerçek bir yaşam öyküsü olması hikâyenin
etkileyiciliğine etkileyicilik katıyor. Son sayfalarda gözyaşlarım serbest
kalsa da o kadar çok ağlamadım bunun sebebi sanırsam Petey’nin karakterinden
kaynaklanıyor olması. Petey karakteri mutlu ve neşeli bir karakter olduğunda
son sayfalarda ağlasam da yine de yüzümde buruk bir tebessüm daha çok oluştu.
Petey kitabını okuyan herkesin bir şeyler kapacağına ve bu kitabın kalplerinde
yer edineceğine eminim.
Kitapta
Petey’in her yaştan halini okuyoruz. Ve zamanla değişen her şeyi kelimelerle
takip edip biz de yaşıyoruz. Petey, sanki çok uzun zamandır tanıdığım bir
arkadaşımmış gibi hissettim tüm kitap boyunca. Şu an bile “Kitap bitti acaba
ilerleyen günlerde yokluğunu hisseder miyim ?”diye düşünüyorum.
Bu
incelememi okuduğunuz için çok teşekkür ediyorum. Kendinize çok iyi bakın,
sağlıcakla kalın…
Bu kitaba
puanım: 10/10
Alıntılar
“Büyük
vücutlar, eğer akılları küçükse pek işe yaramazlar.”
“Öyle
görünüyor ki insanlar dostlarını kaybedince var olma nedenlerini de
yitiriyorlar.”
“Herkesin
hayattan beklentisi umut ve bir amaçtır.”
“Neden ne
zaman bir şeyi sevse ondan ayrılmak zorunda kalıyordu?”
“Babam
güzelliğin hep yüzeyde kaldığını ama çirkinliğin en derinlere kadar işlediğini
söyler.”
“Hepimiz
doğduğumuz andan itibaren ölüyoruz. Yaşamak, o yüzden bu kadar önemli.”
Bende geçen yıl okumuştum peteyi.Cidden sıcacık bir öykü.Ama sadece ortaokul ve ilk lise cağlarında okusam daha çok severdim.bazi yerlerde dilinin sadeliği beni sıktı klişe geldi ama yine umut dolu bir kitaptı
YanıtlaSil