Hepinize selamlar.
Bugün aslında yaklaşık 4 gün önce bitirdiğim ama incelemesini paylaşamadığım
bir kitabı inceleyeceğim. Antoine de Saint-Exupery adlı yazarımızın kaleme
aldığı “Küçük Prens” kitabını inceleyeceğim. Umarım bu incelemem hoşunuza
gider. Çok uzatmadan incelememe geçiyorum.
Ne anlatıyor?
Küçükken Boa
yılanının yediği bir fili içten görünümü ile çizen ana karakterimiz bu resmini
büyüklere gösterdiğinde ya ilgi görmemiş ya da resmi yanlış yorumlanmıştır. O
günden sonra resim çizmemiş ve büyüklerin ilgilenmesini istediği şeylerle
ilgilenmek durumunda kalmıştır. Ama büyümesine rağmen hiçbir zaman büyükleri
anlayamamıştır.
Pilot olan
bu karakterimizin bir gün uçağı arıza yapar ve çölün ortasına iniş yapmak
durumunda kalır. Kimsenin ortalıklarda olmadığı o yerde karşısına sarışın bir
çocuk çıkar. İşte bizim Küçük Prens’imiz bu saman sarısı saçlı çocuktur.
Çocukluğunu bu küçük çocuğun yaşamında bulan Pilot ile Küçük Prens’in
diyaloglarıyla bezenmiş bu hikâyede ezberlerin yıkıldığı harika bir dünyaya
dalış yapıyoruz. Elbette ki Küçük Prens sıradan biri değildir orası ayrı bir
konu…
Benim
düşüncelerim neler?
Büyüklerin
at gözlükleriyle baktıkları şu dünyayı harika bir şekilde incelikleriyle
eleştiren çok hoş bir kitaptı. Her şeyin göründüğü gibi olmayacağını, farklı
bakış açılarına sahip olmamız gerektiğini anlatan çok güzel bir kitaptı. Küçük
Prens’in gezdiği, konuştuğu, ayak bastığı yerleri okurken büyük bir keyif
aldım. Kim okursa okusun bence herkeste hoş duygular bırakacak fazlasıyla
sevimli bir hikâye.
Siz “Küçük
Prens” kitabını okudunuz mu? Okuduysanız siz neler hissettiniz?
Bu
incelememi okuduğunuz için çok teşekkür ediyorum. Evlerinizde huzurla, sevgiyle
ve sağlıcakla kalmanız dileğiyle iyi günler diliyorum efendim…
Bu kitaba
puanım: 10/10
Alıntılar
“Biliyor
musun, insan üzgün olunca gün batımının tadına daha iyi varıyor.”
“Ne
kavranılmaz bir yer şu gözyaşı ülkesi.”
“Benimkinin
güzel kokusu gezegenin dört bir yanına yayılmıştı. Ama ondaki güzellikten
kendime bir sevinç payı çıkaramadım.”
“Zaten ben
hiçbir şeyin gerçeğine varamadım şimdiye kadar. Yargılarımı sözlere değil,
davranışlara göre ayarlamalıydım.”
“Kendini
yargılamak başkalarını yargılamaktan çok daha güçtür. Kendini yargılamayı
başarabilirsen gerçek bir bilgesin demektir.”
“Acaba, bir
gün hepimiz kendi yıldızımızı yeniden bulabilelim diye mi yıldızlar böyle
parlıyor?”
“İnsanların
tüfekleri vardır. Ava çıkarlar. Hepimizin rahatını kaçırırlar. Bir de
kümeslerde tavuk beslerler. Başka dertleri yoktur.”
“İnsanların
tanımaya ayıracak zamanları yok artık. Aldıklarını hazır alıyorlar
dükkânlardan. Ama dost satan dükkânlar olmadığı için dostsuz kalıyorlar. “
“Vereceğim
sır çok basit: İnsan ancak yüreğiyle baktığı zaman doğruyu görebilir. Gerçeğin
mayası gözle görülmez.”
“İnsan
susuzluktan ölecek olsa bile bir dostu olması içini serinletiyor.”
“Bir yerde
bir kuyunun saklı oluşudur çöle güzellik veren.”
“İnsanlar
hızlı trenlere biniyorlar ama ne aradıklarını bildikleri yok. Koşuyor,
heyecanlanıyor, dönüp duruyorlar.”
“Ama gözler
kördür. İnsan ancak yüreğiyle baktığı zaman gerçeği görebilir…”
“Herkesin
bir yıldızı var ama kimseninki birbirine benzemiyor.”
Küçük Prens'in ilk olarak bin küsür sayfadan oluşan bir kitap olduğunu duyduğumda çok şaşırmıştım. Yazarın düzenlemeleri, eksiltmeleri ve yaptığı değişimler sonucu bu son halini almış. Sanki kitap eksildikçe çoğalmış, derinleşmiş gibi. Bu kadar kısa ve genel manada çocuklara hitap eden bir hikayenin bu denli dolu olması gerçekten şaşırtıcı ve takdire şayan :')
YanıtlaSilÇok severek okuduğum bir kitap :) Diğer yayınevlerinin metinlerini bilmiyorum, ama bunun böyle sevilmesinin bir etkeni de çevirmenlerinin Cemal Süreya ve Tomris Uyar olması olabilir :) Tekrar tekrar okunası -zira insan çabuk unutuyor bazı gerçekleri- bir yapıt :) Neşeli sevgilerle :)
YanıtlaSilHer kitaplıkta olması gereken çok nefis bir kitap :))
YanıtlaSil