Hepinize
selamlar. Bugün sizlere N.G. Kabal’ın yazdığı “00.00 Biri Sizi Düşünüyor” adlı
kitabını inceleyeceğim. Herkesin fazlasıyla övdüğü bir kitaptı. Bakalım benim
düşüncelerim ne olacak? Bu soruyu cevaplamak için hemen incelememe geçiyorum!
Ne
anlatıyor?
İngiliz Dili
ve Edebiyatı okuyan Nazlı mükemmeliyetçi, sınavlarda en yüksek notu alan ve
biraz da asosyal birisidir. Partileri ve
arkadaş ortamlarını pek sevmeyen bir tiptir yani asosyal tabiri Nazlı karakteri
için oldukça uygundur.
Bir gün bir
sınavda Nazlı en yüksek notu kendisinin değil Ezel Alp Tekinoğlu adındaki başka
bir öğrencinin aldığını öğrenince sinirlenir ve nerede yanlış yaptığını
düşünmeye başlar. Sınavdan sorumlu öğretmenine gidince aralarında geçen diyalog
pek iyi işlemez ve öğretmen, Nazlı’ya Ezel ile Jane Austen hakkında bir ödev
hazırlamasını ister.
Ne var ki
olaylar pek Nazlı’nın istediği gibi gitmez. Ezel oldukça küstah ve sinir
bozucudur ve bu durum Nazlı’ya pek kolaylık sağlamıyordur.
Ancak zaman ilerledikçe ödev, ödev olmaktan çıkar ve bu bir iç savaşa dönüşür. Nazlı, yıllardır
sakladığı geçmişinin duvarlarının çatladığını ve yavaş yavaş kırılmaya
başladığını hisseder. Böylece işler fazlasıyla karışır ve bir sürü insanın
yolları tek bir yolda kesişir…
Benim
düşüncelerim neler?
Kitabı ilk
okumaya başladığımda öyle aman aman çok sevmemiştim ama idare eder bir kitap
olduğunu düşünmüştüm. Ortalarına geldikçe kitap bana katlanılmaz geldi ve
oldukça bıktım çünkü o kadar çok depresiflik ve hoşnutsuzluk vardı ki, evin
içinde artık ben de somurtarak gezmeye başladım, bunaldım. Bu kadar insan bu
kadar çok bu kitabı sevdilerse illa ki bir nedeni vardır dedim. Ve haklı
çıktım. Yazarımız sonunu öyle bir yazmıştı ki ister istemez kitap bir anda
güzel gelmeye başladı. Sonu beni öyle çok mutlu etti ki kitabın çoğu olumsuz
özelliği aklımdan uçup gitti ama elbette ki hoşuma gitmeyen bölümlerini de
sizlere paylaşacağım.
Birkaç
bölümde +18 içerik vardı ve buraları okumamak adına atladım. Nazlı’nın hal ve
hareketleri hoşuma gitmiyordu. Her ne kadar problemleri olsa da böyle umutsuz
olmasını sevmemiştim ama kitabın sonlarına doğru bu, benim için bir sorun
teşkil etmedi çünkü her şey yerli yerine oturdu ve Nazlı’nın hal ve
hareketlerinin nedenlerini anlamaya başladım.
Bir diğer
garipsediğim şey Nazlı ve arkadaşlarının üniversite çağında olmasıydı çünkü
bana daha çok lise çağındaki bireyler gibi geldiler. Yani karakterlerde pek
üniversite zamanındaki kişilerin hareketlerine, olgunluğuna rastlayamadım. Bu
durumun yazarın kitlesinin genç dediğimiz 12-18 yaş arası olmasından
kaynaklandığını düşünüyorum. Bu kitle aralığına hitap etmek adına böyle
karakterler oluşturduğu düşüncesindeyim.
Şimdi size
kitapta hoşuma giden şeylerden bahsedeyim. Kitaptaki karakterlerimiz İngiliz
Dili ve Edebiyatı okudukları için birçok kitap adı, yazar adı ve alıntı mevcut sayfalarda
ve bu benim çok hoşuma gitti. Böylece bilmediğim kitaplar keşfetmiş oldum ve
mutlaka bu kitaplardan birçoğunu alacağım. Yazarın kendi cümleleri var bir de.
O kadar çok güzel söz söylemiş ki bir sürü cümlenin altını çizdim. Aynı zamanda
kapak tasarımı ve ayraç fikrini o kadar çok beğendim ki… Ayraçları şipşak
fotoğraf makinelerinden çıkan fotoğraflar gibi olması gerçekten çok hoş.
Kitaba emek
verildiği belli. Ama yine de beğenmediğim şeyleri de göz önünde bulundurmak
zorundayım. Sonu böyle güzel bitmeseydi zaten büyük ihtimalle kitabı
beğenmeyecektim çok fazla. 367. Sayfadan sonra gelişen olaylar beni etkilediği
için kitabı beğendim. Kitabımız 430 sayfa. Kötü bir kitap değildi ama aman aman
da değildi. Artılarını da eksilerini de kataraktan:
Bu kitaba puanım: 5/10
Umuyorum ki
bu incelemem size yararlı olabilmiştir. Bugün de size N.G. Kabal’ın kaleminden
olan bir gençlik romanının incelemesini yaptım. İncelememi okuduğunuz için
teşekkür ediyor, sevgiyle kalmanızı diliyorum…
Not:
Normalde her incelememde alıntılar bölümü yapardım ama bu kitapta çok fazla
alıntı olduğu için ve hepsi uzun uzun olduğu için yazmıyorum. Böylece
alıntıların güzelliğini de merak etmiş olursunuz diye düşünüyorum. Çünkü eğer
alıntıları yazarsam bu inceleme sayfalarca sürer. O yüzden bu günlük benden bu
kadar. Sevgiler, saygılar!
Depresiflik konusunda sana katılıyorum. Nazlı davranışları ile insanın sinirlerini bozuyor. Sonu o şekilde bağlanmasaydı ben de sevmezdim büyük ihtimalle. 😊
YanıtlaSilBu güzel yorumun için çok teşekkür ederim! :) Gerçekten yok mu o Nazlı'nın davranışları... Evde somurtarak gezdim kitabı okurken. Fazla depresifti :) Sonu olmazsa kesinlikle bu kitaba karşı olan düşüncelerim değişecekti. Çok ama çokça Sevgiler! :)) ♡
SilKitabın sonu kötü mü bitiyor
SilKötü denilemez ama hafif bir burukluk bırakıyor diyelim.
SilYorumun için çok teşekkür ediyorum sevgili İlkay! :) Doğrusu kitaplar arasında en az sempati duyduğum kitapta bu kitap oldu benim. Pek hoşuma gitmedi o yüzden pek bir şey diyemiyorum maalesef. Ama eğer seriye iyi bir başlangıç yapmak istersen "Ayçiçeği Karnavalı"ndan başlamanı öneririm kesinlikle. İsteğin doğrultusunda diğerlerini de okuyabilirsin ama bana kalırsa en hoşu "Ayçiçeği Karnavalı"ydı. Güzel yorumun için tekrardan çok teşekkür ediyorum çokça sevgiler! :) ♡
YanıtlaSilArkadaşlar ben bu kitabı nasil bedava okuya bilirim
YanıtlaSilSonu kötü mü bitiyor kitabın
YanıtlaSil