Hepinize selamlar. Bugün bir kelime oyunu ile daha karşınızdayım. Bu haftanın kelimeleri sevgili DeepTone’dan. Onun yazısına ulaşmak için buraya tıklayabilirsiniz.
Kelimeler:
Orman, Vahşi, Gözyaşı, Su ve Mavi.
GÖKYÜZÜNDEKİ KADINLAR
Bu kadar
uzun süre dayanabileceğini düşünmemişti. Açıkçası bu kadar uzun süre
kendisinden haber alınamamasına rağmen yine de kendisini arayan bir ekip bile
olduğundan şüphelenmeye başlamıştı.
Bu bir
haftalık süre boyunca çantasında bulunan atıştırmalıkları az az yiyerek idare
etmişti. Kamp yapmak, biraz kafa dinlemek istemişti ama olaylar pek de istediği
şekilde gelişmemişti. Telefonu çekmiyordu ve bir süre sonra da şarjı bitmişti.
Atıştırmalıkları
onu ne kadar süre hayatta tutardı bilmiyordu ama gittikçe daha da korkmaya
başlıyordu. Durumu kabullenmişti ama bu korkusunu dindirmiyordu.
Suya
ihtiyacı vardı. Yemek bulmak bu kadar zor değildi ama su bulmak bu ormanın
derinliklerinde nedense imkânsız gibi bir şeydi. Joy 1 haftadır su ve doğru
yolu bulmaya uğraşmıştı ama ne yolu ne de suyu bulabilmişti.
Ormanın
birçok vahşi ve zehirli hayvana ev sahipliği yaptığını biliyordu. Ama şu bir
haftada öyle tükenmişti ki artık ölmeyi bile umursamıyordu. Öyle ki ölmek bir
kurtuluş olurdu şu durumda.
Artık iyice
umudu tükenmişti ta ki karşısına bir anda bir Su Göleti çıkana kadar. Joy
bacakları tutmayana kadar suya doğru koştu. Avuçlarını birleştirdiği gibi sudan
en az 8 avuç kadar içti. O kadar rahatladı ki istemsizce gülmeye başladı. Aynı zamanda gözlerinden mutluluk gözyaşları akıyordu. Kendini yere attı ve gökyüzünü seyretmeye başladı. Öyle huzurluydu ki
uyuyakaldı ve bu, ormanın derinliklerinde yapması gereken en son şeydi.
Uyandığında
olduğu yerden daha farklı bir yerde olduğunu fark etti. Bunun üzerine
şaşkınlıkla gözlerini kocaman açtı. Hayal mi kurmuştu? O su hayal miydi?
Ama hayır,
susuzluğu gitmişti. Öyleyse buraya nasıl gelmişti?
“Uyandı.”
Joy korkuyla
sese doğru döndü. Korkmakta da haklıydı.
Ses, vücudunu
tamamen mavi boyalarla boyamış ve alnına garip bir yıldız simgesi çizmiş
kadından geliyordu.
Kadının
seslenmesi üzerine yanına bir düzine kadar daha insan geldi. Bunların hepsi de
kadındı. Ve hiçbirinin üstü yoktu. Sadece altlarını örtecek uzun etekler
yapmışlardı kendilerine.
Joy şaşkınlıkla
bu kadınları inceledi. 1 haftadır bu ormandaydı ama hiç kimselere
rastlamamıştı. Neredeydi böyle?
“Ben
zararsızım. Beni bırakırsanız söz veriyorum hiç kimseye hiçbir şey söylemem de
size yaklaşmayız da.”
Korkudan
doğru dürüst cümle kuramıyordu. Şimdi işi bitmişti. Bu kadınlar onu çiğ çiğ
yiyeceklerdi.
Ama hiç
beklemediği bir tepki ile karşılaştı. Kadınlar bir anda kahkahalar atmaya
başladılar.
İlk başta
konuşan kadın tekrar konuştu.
“Sana zarar
vereceğimizi de nereden çıkardın? Biz kadınlar hemcinslerimize zarar vermeyiz.”
Joy
anlayışla başını salladı.
“Peki siz de
kimsiniz?”
Aynı kadın “Biz
Gökyüzündeki Kadınlar’ız. Bizler ülkemizde ırkçılıktan, inanışımızdan ve daha
türlü sebeplerden yargılanmış ve hor görülmüş kadınlarız. Birbirimize bir
şekilde ulaştık ve gittikçe daha çok kişiyle tanıştık. Hepimiz özgürlük
istiyorduk. Ama her anlamda. Din, dil, ırk hiç fark etmeksizin eşit
sayılmalıydık. Ama bunu ülkemizde yapmamız imkânsızdı. İnsanlar bunların normal
düşünceler değil de şov ve duyar için yapıldığını çoktan kabullenmişti. Biz ise
sürekli hayal kurardık. ‘Ya sadece bize özel bir ülkemiz olsaydı?’.
Bunun
üzerine yaşamın kısalığını düşündük ve neden kendimize ait bir ülkemiz olmasındı
ki? Neden hayallerimizi gerçekleştirmeseydik ki? Bunun üzerine bu ormana geldik.
Hepimiz eşit olmalıydık. İlk öncelikle derilerimizden başladık. Aramızda böyle
bir ayrımın yapılmayacağını zaten biliyorduk ama yine de derilerimizi maviye
boyadık. Ortak bir dil yarattık. Böylece kimse konuşmakta zorluk çekmiyordu. Tabii
hala gelişme aşamasında. Bu ve bunun gibi birçok önemli değişiklik yaptık. Bu küçük
ülkemizin başkanı da benim.
Bir tek din
konusunda ortak bir inanış biçimi belirlemedik. İsteyen istediği şeye
inanabilir. Buna karışamayız.
Ölen
binlerce ve milyonlarca kadını da temsil etmesi için gökyüzünün rengi olan
maviyi tercih ettik. Böylece Gökyüzündeki Kadınlar olduk. Orada doğduk oraya
döneceğiz. Orada doğduk çünkü kadınlar cennetten gelmiştir bu dünyaya. Kadınlar
yaratır, toparlar ve birleştirir. Bu bana kalırsa kadınların cennetten
geldiğinin en büyük kanıtıdır. Böyle bir varlık ancak oradan gelebilir. Oraya döneceğiz
çünkü cennetin kapıları, yuvamızın kapıları bizlere her zaman açıktır.
Böyle 9
yıldır burada yaşıyoruz. Avlanıyoruz, daha çok kadını ağırlıyoruz, onlara
yardım ediyoruz, ticaret yapıyoruz… Kısacası geçinip gidiyoruz ama en önemlisi
de mutlu geçiniyoruz.” Dedi.
Joy
şaşkınlıkla kalakaldı. Bu kadınlar kendi ülkelerini, düzenlerini “yaratmışlardı.”.
“Vay canına.”
Kadın
kocaman gülümsedi.
“Bizlere
katılmak ister miydin?”
Joy
duraksadı. Evini çok özlemişti. Düzenli gittiği bir işi vardı ve bütün
zorluklara rağmen çok mutluydu. Burası onun için uygun değildi.
“Çok
isterdim ama burada zaten kaybolmuş olduğumdan dolayı bulunuyorum. Ama yaptıklarınızı
çok takdir ediyorum. Umarım hayatta istediğiniz mutluluğu yakalarsınız.”
“Anlıyorum. Kaybolduysan
sana yardımcı olalım o halde.”
Böylece uzun
orman yolunu arşınladılar. Joy onlara nerede yaşadığını söyledi. Böylece aslında
1 haftadır bulamadığı yolun kolayca bulunabileceğini gördü. Yolun sonuna
geldiklerinde durdular. Joy bir anda mavili kadına sarıldı.
“Çok
teşekkür ederim! Sizleri asla unutmayacağım Bayan..?”
“Morganne”
“Morganne.
Sizleri asla unutmayacağım!”
Böylece tüm
kadınlara vedalaşıp evinin yolunu tuttu Joy. Eve geldiğinde büyük bir
kargaşayla karşılaştı. Tüm herkes onu aramış, ailesi harap olmuş, her yer
polislerle dolup taşmıştı.
Joy
Gökyüzündeki Kadınlar’ı atlayarak her şeyi anlattı. Bunun üzerine olay çözülmüş
oldu.
Gökyüzündeki
Kadınlar’ı neden anlatmadığını bilmiyordu. Belki de ormanda geçirdiği 1
haftanın onu delirttiğini düşüneceklerini düşünmüştü. Ya da belki de bu
inanılmaz kadınları kendine saklamayı istiyordu. Bilemiyordu.
SON
Okuduğunuz
için çok teşekkür ederim. Kendinize çok iyi bakın, sağlıcakla kalın…
amaniin, başlangıcı gerilim gibi olabilir, ormanda kaybolan çocuk, gizem veya fantastik de olabilir bakalımlım :) oh o durumda su bulup içmek mutluluk olmalı :) ah o kadın büyücü mü yoksa deli mi bakalım :) yoksaaa avustralya mı burası, orda varmış da yerliler :)
YanıtlaSilgökyüzündeki kadınlar mııı :) ne güzek buluş ki bu :) heey böyle ülke varsa tamam gidelim orayaaa :) mavi deri oleeey :) ortak dil de iyiymiş :) dinde anlaşmak zor tabii normal :) cennetin kadınları heyooo :) gates of heaven :) ay morganne ablaaaa ne tatlı. evet evet anlatmasın tabiiii :) çook güzeldi, hepsini hayal ettim, ne güzel bunun bir filmi olsaa :)
YanıtlaSilSelam, blogumu taşıdım eski blogumda vardınız o yüzden tekrar yazmak istedim. Tekrar takip ederseniz çok sevinirim :)
YanıtlaSil