Light Pink Pointer

9 Ağustos 2021 Pazartesi

Romeo ve Juliet | Kitap Yorumu

Hepinize selamlar. Bugün sizlere William Shakespeare’in yazdığı çok ünlü bir oyun olan “Romeo ve Juliet”i inceliyorum. Umarım bu incelememden hoşnut kalırsınız. O zaman sizleri bekletmeden incelememe geçiyorum.

Ne anlatıyor?

Capuletler ve Montaguelar birbirine düşman iki ailedir. Her gün kavga eder, her gün laf dalaşına girerler. Öyle ki halk hatta prens bile bu iki soylu ailenin kavgalarından bıkmıştır.

Romeo, Montague’nun oğludur. Umutsuz bir âşıktır kendisi. Öyle âşıktır ki Rosaline’e Romeo, arkadaş ortamında bu aşkı şakaya bile vurulur.

Günün birinde verilen parti tarzı bir etkinlikte Capulet’lerin bulunduğu
mekâna giren Romeo, Capulet’in kızı Juliet’i görür ve kendisine vurulur. Juliet öyle güzel öyle narindir ki onu görenin ona vurulmaması olanaksızdır.

Romeo’nun duyguları karşılıksız değildir bu sefer. Juliet de Romeo gibi hissediyor, onunla olmak istiyordur.

Bunun üzerine bu iki düşman ailenin çocukları olan bu gençler aşklarının peşinden gizlice ve büyük bir tutkuyla gitmeye çalışırlar. Peki, başarılı olabilecekler midir? Yoksa düşmanlık daha mı ağır basacaktır?

Benim düşüncelerim neler?
Juliet’in 13 Romeo’nun ise 17 yaşında olması küçük çaplı bir şok geçirmeme sebep oldu. Ama büyük ihtimalle döneminde böyle şeyler normaldi. Bundan dolayı üzerinde çok da durduğum bir detay olmadı. Kitaplar yazıldığı döneme göre düşünülerek eleştirilmelidir bence.

Romeo ve Juliet hepimizin bildiği gibi iki aşığın birbirlerine olan tutkusunu anlatıyor, bu iki gencin birlikte olmak için nelere katlandığını gösteriyor.

Ama bana kalırsa öyle herkesin dediği gibi aman aman abartılı bir eser gibi gelmedi. Evet gayet güzel bir eserdi, sevdim. Ama öyle aman aman göklere çıkarılacak kadar bir özelliği var mıydı, bilemiyorum.

Öncellikle Romeo’nun Juliet’e olan aşkından bahsedelim. Evet Romeo, Juliet’e büyük bir tutku besliyor ama Juliet’ten hemen önce Rosaline isimli bir kıza da aynı duyguları besliyordu. Öyle ki Rosaline’e olan tutkusu kendisini umutsuzluğa bu denli kaptırmasına sebep olurken kısa bir anda nasıl Juliet’e de bu denli büyük duygular besleyebiliyordu? Rosaline’e aşkından ölürken, onu bırakamayacağını söyleyerek kedere kapılırken bir anda Juliet’e kapılması ise “Nasıl yani?” diye sormamıza sebep oluyor.

Elbette bu ve benzeri ayrıntılar aklıma takıldı ama genel olarak kelimeler aşırı abartı olmaksızın güzel bir şekilde süslenerek kullanılmıştı. Diyaloglar çok güzeldi. Olay örgüsü ise akıp gidiyor. Öyle ki bir bakmışsınız kitap bitmiş.

Genel olarak beğendiğim bir eserdi dediğim gibi. Ama öyle abartıldığı kadar göklere çıkarmaya da gerek görmüyorum.

Benim düşüncelerim bunlardı. Siz “Romeo ve Juliet”i  okudunuz mu? Sizin düşünceleriniz neler?

İncelememi okuduğunuz için teşekkür ederim. Kendinize çok dikkat edin, sağlıcakla ve bol sevgiyle kalın…

Bu kitaba puanım: 7/10

Alıntılar

“Tüm göklerin en güzel yıldızlarından ikisi,

Yalvarıyorlar onun gözlerine işleri olduğundan:
Biz dönünceye dek siz parıldayın diye.

Gözleri gökte olsaydı, yıldızlar da onun yüzünde;

Utandırırdı yıldızları yanaklarının parlaklığı,

Gün ışığının kandili utandırdığı gibi tıpkı.

Öyle parlak bir ışık çağlayanı olurdu ki gözleri gökte

Gece bitti sanarak kuşlar cıvıldaşırdı.”

----------------------------------------------------------

“Öğret bana, nasıl unutulur düşünmek?”

--------------------------------------------------------

“Terbiye ve nezaket iki kişinin eline kalırsa, üstelik bu eller bir de kirliyse, ne kötü bir şey bu.”

-------------------------------------------------------------

“Gönlüm hiç sevdi mi bugüne dek?

Sevdiyse yalanlayın gözlerim. Görmedim çünkü

Bu geceye dek gerçek güzelliği

-------------------------------------------------------------------

“Ama sevgi güç verir, zamansa imkân

Büyük engellerde bulunur, büyük hazzı insan.

------------------------------------------------------------------

“-Binlerce kez iyi geceler sana!”

“+Binlerce kez beter olsun gece, senin ışığın yoksa.

Öğrenciler nasıl ayrılırsa ders kitaplarından

Öyle koşar seven sevdiğine giderken;

Okula nasıl canı sıkkın giderse öğrenciler,

Öyle ayrılır seven sevdiğinden.”

------------------------------------------------------------------------

“Yeryüzünde yaşayan en zararlı şey bile

Özel bir yarar taşır bu yeryüzüne;

En yararlı şey bile yanlış kullanılırsa

Yok edip doğru sonucu ulaşır zarara.

Kullanmayı bilmezsen, iyi döner kötüye,

Kötü de bazen yücelir erdemmiş gibi.

Şu minik çiçeğin taze filizlerinde

Zehir de var, iyileştiren özler de:

Koklanırsa, dinçlik verir her yerine insanın

Tadılırsa, öldürür tüm duyuları, durdurur yüreği.

İnsanın içinde de, otlarda olduğu gibi,

Karargâh kurmuştur birbirine düşman iki kral;

Biri erdem, öteki gemsiz istem,

İçlerinden kötüsü egemen oldu mu bir kez

Kurt kemirip çürütür tez elden o bitkiyi.”

--------------------------------------------------------------

“Kutsal Ermiş Francis adına! Bu ne değişme!

Büyük bir aşkla sevdiğin Rosaline’i,

Öylece, çabucak bıraktın ha! Gençlerin sevgisi,

Yüreklerinde değil de gözlerindeymiş demek.

Meryem ana aşkına! Hem Rosaline için

Nice gözyaşlarıyla yıkandı solgun yanakların;

Bu tuzlu sular çeşni vermek içindi sözde aşkına,

Ama tat tuz bırakmadı ağızda.

Güneş yok etmedi henüz gökteki ahlarını,

Şu benim ihtiyar kulaklarımda

Eski iniltilerin çınlar hala.

Yanağının şurasında bak duruyor işte

Daha silinmemiş eski bir gözyaşının izi.

Sen sen olsaydın eğer, acılar da senin olsaydı,

Sen de, acıların da hep Rosaline için var olacaktınız.

Bu kadar değiştin ha! Öyleyse, unutma şu yargıyı:

Güçsüzse erkekler, kadınlar düşer.”

-----------------------------------------------------------------------

“Şiddetle başlayan hazlar, şiddetle son bulurlar,

Ölümleri olur zaferleri,

Öpüşürken yok olan ateşle barut gibi.

En tatlı bal bile tadıldıkça bıkkınlık verir,

Aynı tat isteği, iştahı köreltir.

Onun için ölçülü sev ki uzun sürsün sevgin,

Hedefe hızlı giden, yavaş kadar geç varır.”

------------------------------------------------------------------

“Hayal gücü, sözden çok tözüyle zengin olduğundan,

Özüyle övünür, sözüyle değil,

Dilencidir ancak servetini sayanlar;

Benim sevgimse öyle büyüyüp çoğalmış ki,

Varlığımın yarısını bile saymak gelmez elimden.”

---------------------------------------------------------------------------

“Al işte altınların -daha beter bir zehir insan ruhuna,

Şu satışı yasaklanan zavallı karışımlardan,

Daha çok cinayet işler şu rezil dünyada.”

--------------------------------------------------------------------

   


7 yorum:

  1. Karakterler çok ünlü olduğu için ve her yerde bahsedildiği için kitabı hiç merak edip de okumadım. Yaşlarını daha büyük olarak düşünmüştüm ben de hep. Alıntılar güzelmiş yine de. Teşekkürler tanıtım için. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben teşekkür ederim bu güzel yorumunuz için. Yaş konusunda ben de çok şaşırdım. Alıntılar gerçekten de çok güzel. :)

      Sil
  2. yaaa bunun filmini izleseneeee :) leonardo dicaprio/1996 :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bunu bir de Titanic'i merak ediyorum. İzleyeyim bari. :)

      Sil
    2. bariiii :) titanik :) roooz roooz :) izleyince hatırlarsın sahneyiii :)

      Sil
  3. Aklıma bile gelmezdi, o yaş aralığında oldukları. Kitabın bu denli popüler olması,sanıyorum yazıldığı dönemde tek olmasından olabilir, bilemiyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Benim de aklıma gelmezdi. Shakespeare'in kelimeleri kullanış ve cümleleri kuruş biçimindeki incelikten kaynaklı sevilen bir eser olduğunu düşünüyorum.

      Sil