Hepinize selamlar. Bugün sizlere William Shakespeare’in yazdığı çok ünlü bir oyun olan “Romeo ve Juliet”i inceliyorum. Umarım bu incelememden hoşnut kalırsınız. O zaman sizleri bekletmeden incelememe geçiyorum.
Ne
anlatıyor?
Romeo,
Montague’nun oğludur. Umutsuz bir âşıktır kendisi. Öyle âşıktır ki Rosaline’e
Romeo, arkadaş ortamında bu aşkı şakaya bile vurulur.
Günün
birinde verilen parti tarzı bir etkinlikte Capulet’lerin bulunduğu
mekâna giren
Romeo, Capulet’in kızı Juliet’i görür ve kendisine vurulur. Juliet öyle güzel
öyle narindir ki onu görenin ona vurulmaması olanaksızdır.
Romeo’nun
duyguları karşılıksız değildir bu sefer. Juliet de Romeo gibi hissediyor,
onunla olmak istiyordur.
Bunun
üzerine bu iki düşman ailenin çocukları olan bu gençler aşklarının peşinden
gizlice ve büyük bir tutkuyla gitmeye çalışırlar. Peki, başarılı olabilecekler
midir? Yoksa düşmanlık daha mı ağır basacaktır?
Benim
düşüncelerim neler?
Juliet’in 13 Romeo’nun ise 17 yaşında olması küçük çaplı bir şok geçirmeme
sebep oldu. Ama büyük ihtimalle döneminde böyle şeyler normaldi. Bundan dolayı
üzerinde çok da durduğum bir detay olmadı. Kitaplar yazıldığı döneme göre
düşünülerek eleştirilmelidir bence.
Romeo ve
Juliet hepimizin bildiği gibi iki aşığın birbirlerine olan tutkusunu anlatıyor,
bu iki gencin birlikte olmak için nelere katlandığını gösteriyor.
Ama bana
kalırsa öyle herkesin dediği gibi aman aman abartılı bir eser gibi gelmedi. Evet
gayet güzel bir eserdi, sevdim. Ama öyle aman aman göklere çıkarılacak kadar
bir özelliği var mıydı, bilemiyorum.
Öncellikle
Romeo’nun Juliet’e olan aşkından bahsedelim. Evet Romeo, Juliet’e büyük bir
tutku besliyor ama Juliet’ten hemen önce Rosaline isimli bir kıza da aynı
duyguları besliyordu. Öyle ki Rosaline’e olan tutkusu kendisini umutsuzluğa bu
denli kaptırmasına sebep olurken kısa bir anda nasıl Juliet’e de bu denli büyük
duygular besleyebiliyordu? Rosaline’e aşkından ölürken, onu bırakamayacağını
söyleyerek kedere kapılırken bir anda Juliet’e kapılması ise “Nasıl yani?” diye
sormamıza sebep oluyor.
Elbette bu
ve benzeri ayrıntılar aklıma takıldı ama genel olarak kelimeler aşırı abartı
olmaksızın güzel bir şekilde süslenerek kullanılmıştı. Diyaloglar çok güzeldi.
Olay örgüsü ise akıp gidiyor. Öyle ki bir bakmışsınız kitap bitmiş.
Genel olarak
beğendiğim bir eserdi dediğim gibi. Ama öyle abartıldığı kadar göklere
çıkarmaya da gerek görmüyorum.
Benim
düşüncelerim bunlardı. Siz “Romeo ve Juliet”i
okudunuz mu? Sizin düşünceleriniz neler?
İncelememi okuduğunuz
için teşekkür ederim. Kendinize çok dikkat edin, sağlıcakla ve bol sevgiyle
kalın…
Bu kitaba
puanım: 7/10
Alıntılar
“Tüm
göklerin en güzel yıldızlarından ikisi,
Yalvarıyorlar
onun gözlerine işleri olduğundan:
Biz dönünceye dek siz parıldayın diye.
Gözleri
gökte olsaydı, yıldızlar da onun yüzünde;
Utandırırdı
yıldızları yanaklarının parlaklığı,
Gün ışığının
kandili utandırdığı gibi tıpkı.
Öyle parlak
bir ışık çağlayanı olurdu ki gözleri gökte
Gece bitti
sanarak kuşlar cıvıldaşırdı.”
----------------------------------------------------------
“Öğret bana,
nasıl unutulur düşünmek?”
--------------------------------------------------------
“Terbiye ve
nezaket iki kişinin eline kalırsa, üstelik bu eller bir de kirliyse, ne kötü
bir şey bu.”
-------------------------------------------------------------
“Gönlüm hiç
sevdi mi bugüne dek?
Sevdiyse
yalanlayın gözlerim. Görmedim çünkü
Bu geceye
dek gerçek güzelliği
-------------------------------------------------------------------
“Ama sevgi
güç verir, zamansa imkân
Büyük engellerde
bulunur, büyük hazzı insan.
------------------------------------------------------------------
“-Binlerce
kez iyi geceler sana!”
“+Binlerce
kez beter olsun gece, senin ışığın yoksa.
Öğrenciler
nasıl ayrılırsa ders kitaplarından
Öyle koşar
seven sevdiğine giderken;
Okula nasıl
canı sıkkın giderse öğrenciler,
Öyle ayrılır
seven sevdiğinden.”
------------------------------------------------------------------------
“Yeryüzünde
yaşayan en zararlı şey bile
Özel bir
yarar taşır bu yeryüzüne;
En yararlı
şey bile yanlış kullanılırsa
Yok edip
doğru sonucu ulaşır zarara.
Kullanmayı bilmezsen,
iyi döner kötüye,
Kötü de
bazen yücelir erdemmiş gibi.
Şu minik
çiçeğin taze filizlerinde
Zehir de
var, iyileştiren özler de:
Koklanırsa,
dinçlik verir her yerine insanın
Tadılırsa,
öldürür tüm duyuları, durdurur yüreği.
İnsanın içinde
de, otlarda olduğu gibi,
Karargâh
kurmuştur birbirine düşman iki kral;
Biri erdem,
öteki gemsiz istem,
İçlerinden kötüsü
egemen oldu mu bir kez
Kurt kemirip
çürütür tez elden o bitkiyi.”
--------------------------------------------------------------
“Kutsal
Ermiş Francis adına! Bu ne değişme!
Büyük bir aşkla
sevdiğin Rosaline’i,
Öylece,
çabucak bıraktın ha! Gençlerin sevgisi,
Yüreklerinde
değil de gözlerindeymiş demek.
Meryem ana
aşkına! Hem Rosaline için
Nice gözyaşlarıyla
yıkandı solgun yanakların;
Bu tuzlu
sular çeşni vermek içindi sözde aşkına,
Ama tat tuz
bırakmadı ağızda.
Güneş yok
etmedi henüz gökteki ahlarını,
Şu benim
ihtiyar kulaklarımda
Eski iniltilerin
çınlar hala.
Yanağının şurasında
bak duruyor işte
Daha silinmemiş
eski bir gözyaşının izi.
Sen sen
olsaydın eğer, acılar da senin olsaydı,
Sen de,
acıların da hep Rosaline için var olacaktınız.
Bu kadar
değiştin ha! Öyleyse, unutma şu yargıyı:
Güçsüzse
erkekler, kadınlar düşer.”
-----------------------------------------------------------------------
“Şiddetle
başlayan hazlar, şiddetle son bulurlar,
Ölümleri olur
zaferleri,
Öpüşürken
yok olan ateşle barut gibi.
En tatlı bal
bile tadıldıkça bıkkınlık verir,
Aynı tat
isteği, iştahı köreltir.
Onun için
ölçülü sev ki uzun sürsün sevgin,
Hedefe hızlı
giden, yavaş kadar geç varır.”
------------------------------------------------------------------
“Hayal gücü,
sözden çok tözüyle zengin olduğundan,
Özüyle övünür,
sözüyle değil,
Dilencidir
ancak servetini sayanlar;
Benim sevgimse
öyle büyüyüp çoğalmış ki,
Varlığımın yarısını
bile saymak gelmez elimden.”
---------------------------------------------------------------------------
“Al işte
altınların -daha beter bir zehir insan ruhuna,
Şu satışı
yasaklanan zavallı karışımlardan,
Daha çok
cinayet işler şu rezil dünyada.”
--------------------------------------------------------------------
Karakterler çok ünlü olduğu için ve her yerde bahsedildiği için kitabı hiç merak edip de okumadım. Yaşlarını daha büyük olarak düşünmüştüm ben de hep. Alıntılar güzelmiş yine de. Teşekkürler tanıtım için. :)
YanıtlaSilBen teşekkür ederim bu güzel yorumunuz için. Yaş konusunda ben de çok şaşırdım. Alıntılar gerçekten de çok güzel. :)
Silyaaa bunun filmini izleseneeee :) leonardo dicaprio/1996 :)
YanıtlaSilBunu bir de Titanic'i merak ediyorum. İzleyeyim bari. :)
Silbariiii :) titanik :) roooz roooz :) izleyince hatırlarsın sahneyiii :)
SilAklıma bile gelmezdi, o yaş aralığında oldukları. Kitabın bu denli popüler olması,sanıyorum yazıldığı dönemde tek olmasından olabilir, bilemiyorum.
YanıtlaSilBenim de aklıma gelmezdi. Shakespeare'in kelimeleri kullanış ve cümleleri kuruş biçimindeki incelikten kaynaklı sevilen bir eser olduğunu düşünüyorum.
Sil