Light Pink Pointer

6 Ağustos 2021 Cuma

Kimse Gerçek Değil | Kitap Yorumu

Hepinize selamlar. Bugün sizlere Zeynep Sey’in yazdığı “Kimse Gerçek Değil” isimli kitabı inceliyorum. Umarım bu incelememden hoşnut kalırsınız. Sizi çok bekletmemek adına hemen incelememe geçiyorum.

Ne anlatıyor?
Işıl, çevresindeki insanlarla beraber kendisini de sorgulayınca aslında birçok kişinin zannettiği gibi olmadığını anlar. Kederin büyüsüne kapılan Işıl, çevresindeki birkaç kişiden duyduğu bir uygulamaya kayıt olur. Bu uygulamada Yaralılar ve Şifacılar vardır. İsimlerden de anlaşılacağı üzere bir nevi dertleşme uygulamasıdır bu.

Işıl da bu uygulamaya üye olur ve karşısına çıkan biri ile konuşmaya, dertleşmeye başlar. Bunun üzerine iyice sohbeti ilerletirler ve iş Işıl’ın
karşısında konuştuğu beyden yardım istemesine kadar gelir.

Beyefendinin ismi Oflaz’dır. Işıl, Oflaz’dan çevresinde gördüğü gerçekler karşısında yanında durması adına yardım ister, bunun üzerine Oflaz ve Işıl ikilisinin, sonu tahmin edilemez yolculukları başlamış olur. Sevginin ve sadakatin sorgulanacağı bu yolculukta tek yaralının kendisi olmadığını Işıl, belki de çok sonra fark edecektir…

Benim düşüncelerim neler?

Kitabın şömizinin tasarımına bayıldım! Kapaktaki Oflaz karakterinin gözlerindeki hüzün çok iyi bir şekilde yansıtılmıştı. Daha da dikkatli bakıldığında her bir ayrıntının özenle yerleştirildiğini görebiliyoruz. Öyle ki bu ayrıntılar çizimi daha da gerçekçi kılıyor. Bu yönden kitabın kapağında emeği geçen herkesin ellerine sağlık gerçekten. Çok başarılı buldum.

Kapağını bir kenara bırakarak biraz da kitabın iç dünyası hakkında konuşalım.

Kitabın yazarının psikoloji öğrencisi olmasından kaynaklı olsa gerek ki karakterlerin psikolojileri çok iyi işlenmiş, gerekli yerlerde profesyonel açıklamalar yapılmıştı yazar tarafından. Özellikle Oflaz karakterinin hal ve hareketlerinin incelikle işlendiğini düşünüyorum.

Işıl karakteri ise sevdiğim bir karakter oldu. Özellikle ilk sayfalardaki duruşu, kendini sevişi ve hayata bakış açısı bana kalırsa diğer kitaplarda okuduğumuz karakterlerden daha olgun ve daha kendinden emindi. Belki biraz spoiler içerebilir bu cümlem. Ama söylemeden edemeyeceğim. Işıl’ın ilk başta Oflaz’la buluşmayı kabul etmemesi de bence çok olguncaydı. Bu hareketini takdir ettim açıkçası.

Ne yalan söyleyeyim gençlik kitapları genelde bize çok da bir şey katmaz. Öylesine eğlenmek için okuruz. Bu kitapta ise yazar bu kalıbın dışına çıkmaya çalışmış anlaşılan. Öyle ki birçok yerde küçük hayat dersleri ve kendini sevmek, kendinin farkına varmak gibi birçok konuda okurlara görüşlerini beyan etmiş. 203. Sayfada geçen “Nitelikli Kitap” konuşmasının da burada görüşümü etkilediğini belirtmeliyim. Yazar belli ki kitabının sadece eğlence amaçlı okunmasını istememiş, okurlarının yararlanabileceği küçük hayat dersleriyle kitabını desteklemiş.

Kitabı klasik eserlerle karşılaştırmamız yanlış olur. Lütfen bunu okuyan sevgili okur, bu bir klasik eser değil. Bu yorumlarım da bir gençlik kitabı için yapıldı, kitap bir gençlik kitabı olarak değerlendirildi. Yani demem o ki kitabın birçok yerinde “Yok daha neler!” ve “Bu kadarı da olmaz, burası da çok çocukça olmuş.” Gibi düşünceler geçebilir aklından. Çünkü benim çok geçti. Ama sana bu kitabı övüyor ve inceliyorum çünkü bana kalırsa gençlik kitapları okumayı seviyorsan okuyabileceğin diğer birçok gençlik kitabından daha kaliteliydi. Diğer kitaplarla başka kitapları karşılaştırmayı sevmem çünkü her kitap herkese hitap etmeyebilir ve her kitap kendine özeldir. Ama bunu söylemek istedim çünkü benim düşüncelerim bunlar ve bir okur olarak düşüncelerime değer vereceğini, en azından saygı göstereceğini düşünüyorum.

Demem o ki gençlik kitabı okumayı sevenlerin severek okuyabileceğini düşünüyorum. Şu sıralar biraz kötü bir dönemden geçiyorum, bundan dolayı çıtır çerezlik bir kitaba ihtiyaç duydum ve 1 yıl kadardır kitaplığımda duran “Kimse Gerçek Değil”i okudum. Doğrusu böyle durumlar için elimizin altında çıtır çerezlik bu tarz kitaplar bulunması gerektiğini düşünüyorum. Siz de böyle düşünüyorsanız “Kimse Gerçek Değil”e bir şans verebilirsiniz.

Bu arada belirtmem gerek ki içinde yetişkin içerikleri bulunuyor. Bundan dolayı yaşı daha küçük olan okurlara ve bu tarz şeyleri kaldıramayanların okumasını çok da önermem. Belli bir yaşın üstündeki bireylerin eğlence amaçlı okuyabileceğini düşünüyorum.

Benim düşüncelerim bunlardı. Siz “Kimse Gerçek Değil”i okudunuz mu? Sizin düşünceleriniz neler?

İncelememi okuduğunuz için teşekkür ederim. “Kimse Gerçek Değil”e bir gençlik kitabı olduğunu göz önünde bulundurarak puan vermem gerekirse:

Bu kitaba puanım: 8/10

Kendinize çok dikkat edin, sağlıcakla ve sevgiyle kalın…

Alıntılar

“Fakat anlama duyulan bu ilgisizlik içinde, bu anlam arayışı da nedir?”

“Asıl korktuğum şey, sevildiğimi hissetme duygusunu kaybetmek miydi, yoksa kendimi kaybetmek miydi, hala bilmiyorum.”

“Onun sesinde ben, yaşama sebebimi buldum.”

“İnsanlar böyledir işte, kendi kusurlarına bakmadan başkalarınınkini ayıplar.”

“Bir insanı cezalandırmanın en iyi yolu, içinizde ona ne iyi ne de kötü hisler bırakmaktır.”

“Çok korkuyorsun sevilmemekten. O kadar korkuyorsun ki şüpheye düştüğün her sefer, kendini kandıracak bir şeyler buluyorsun.”

“Kendinizden başka hiç kimseye ve hiçbir şeye ihtiyacınız yok. Artık bunu anlamalı ve kendi ışığınızın farkına varmalısınız. İçinizdeki güç kurtaracak sizi, bir başkası değil.”

“Çünkü o an bile biliyordum. Herkes giderdi. Herkes bir gün, öyle ya da böyle giderdi.”

“Eğer iyi değilseniz, iyi olduğunuzu söylemeyin kimseye. Bir şeylerin üstünü yalanla kapatmak, o şeylerin iyileşmesine sebep olmuyormuş çünkü.”

“Duyduğunuz hiçbir cümle, hayattan bağınızı koparmaya yetecek kadar güçlü olmamalı. Hiç kimseye, o kadar güçlü bir cümlenin öznesi olacak kadar değer vermemelisiniz. Aksi takdirde yitip giden yalnızca siz olursunuz.”

“Başka kimsenin değil, senin gerçek olmaman beni mahveder.”

“Kendine değer veren birey, ötekinin büyüsüne kapılsa bile dahi kendini unutmamalıdır. Zihninde, kalbinde yer edinen ötekisine rağmen kendisiyle baş başa kalmak istemeli ve kalmalıdır. Ruhuna, bedenine iyi gelen ne varsa yapmalı fakat ötekisinin hoşuna gitmek için değil, hepsini kendisinin hoşuna gittiği için yapmalıdır. Kendine değer veren birey, her ne yapıyorsa kendi için yapmalıdır.”

“Bence sen sevgiyi yanlış algılıyorsun. Bence birinin seni sevdiğini anlamanın yolu, onun gözlerine bakmaktan geçer. Gözlerinin, sana bakarken hangi duyguların ışığıyla parıldadığını görmen yeterlidir aslında. Değil baban, herhangi biri sana istediği kadar sarılsın, seni sevdiğini söylesin, senin iyiliğini sorgulasın, saçlarını öpsün, ne fark eder ki? Sana bakarken gözleri merhametle, sevgiyle, mutlulukla, endişeyle parıldamıyorsa ne fark eder?”

“Bir insanın her halini, her dönemini sevmeye hazır olmaktan daha kötü bir şey varsa o da sevmektir. Kendinize yapabileceğiniz en büyük kötülüklerden biri kesinlikle, sevdiğiniz size ne şekilde gelirse gelsin kabul etmektir.”

“İnsan kahkahalarla gülüyor, mutluluktan yerinde duramıyor diye iyi sayılmamalıydı. Biliyordum ki en çok gülenler aslında kalplerinde en çok acıyı saklayanlardı.”

“Kimi gözyaşlarıyla gülümser, kimi kahkahalarla ağlar. Öylesine büyük bir acı çekiyorlardır ki mutluluklarının hüzne karışmasına izin vermekten başka çareleri kalmaz.”

“Benim şehrimde deniz bile yokken onun gözlerinde koca bir okyanus var.”

“Nefretle değil, büyük bir kırgınlıkla bakmıştı ve ben biliyordum ki insan nefret ettiğini değil, kırgınlık duyduğunu affedemezdi.”

 


4 yorum:

  1. hımm okuyabilirim tabii, gençlik kitaplarını severim, bir de bu iki kişinin ne yaşadıklarını merak ettiiim :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Olaylar olaylar.:D Gençlik kitabı okumayı seviyorsan genel olarak beğenebileceğin bir kitap. :)

      Sil
  2. Kenara not edildi. Farklı bir lezzete benziyor. Emeğine sağlık

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim. Umarım okuyunca beğenirsiniz.

      Sil