Hepinize selamlar. Bugün sizlere Cemil Süleyman’ın yazdığı “Siyah Gözler” isimli kitabı inceliyorum. Gün içinde başlayıp gün içerisinde bitirdiğim kısa ama oldukça etkileyici bir kitaptı.
Ne
anlatıyor?
Günün birinde
gencin, hanımefendiye bu duyguları itiraf etmesiyle oldukça sıkıntılı ve karar
verilmesi zor bir süreç başlar. Hanımefendi bir karar vermek zorundadır.
Zihnindekilerle beraber toplumun da sesini duymazdan gelebilecek midir?
Kendinden 10 yaş küçük bu beyle ne olursa olsun beraber olabilecek midir?
Benim
düşüncelerim neler?
Toplumun kadınlara dayattığı normlar “Siyah Göz” isimli bu eserde o kadar
belirgin bir şekilde fark ediliyor ki… Ana karakterimiz olan Hanımefendi
duygularının kendisini namusunu lekeleyeceğini düşünüyor, çevrenin, toplumun ne
diyeceğini, ne düşüneceğini düşünmeden edemiyor. Öyle ki bu durum bir süre
sonra düşünce olmaktan çıkıp kendisini kaybetmesine yol açacak kadar ilerliyor.
Gencin de
rahatlığı bu ataerkil toplum yapısından kaynaklanıyor. Öyle ki Hanımefendinin
bu endişelerini ve düşüncelerini anlayamıyor, yersiz buluyor. Oysa çevrenin
yarattığı ve kadınların aklına soktuğu bu “Namus” ve “Kadın böyle olmalı.” düşünce
yapısının farkında bile değil. Hatta daha da kötüsü aşkına karşılık alamazsa
intihar edeceğinden bahsederek bana kalırsa Hanımefendi üzerinde de baskı
oluşturmaktan çekinmiyor.
Hanımefendi
geçmişinde yaşadığı birtakım olayları atlatamadığından ve bu olaylar onu
derinden etkilediğinden dolayı aşka olan inancını yitirmiştir diyebiliriz. Öyle
ki Beyefendiyle birlikte olmaktan korkmasının bir sebebi de aldatılacağını ya
da eninde sonunda bu ilişkinin biteceğini düşünmesidir.
Kadınların
duyguları ve düşünceleri konusunda özgür olmadığını ve bu duygular ve
düşünceler yüzünden kendilerini kaybetme derecesine gelmelerini bu kitabı
okuyan herkesin anlayabileceğini düşünüyorum. Öyle ki Hanımefendi aşkının gideceğinden
o kadar korkuyor ki normal bir insanın göstermeyeceği davranışlar sergiliyor,
hastalanıyor.
Kitabı
oldukça sevdim. Bu çıkarımları yapmak açısından yararlı ve hoş bir eser. Kadın
karakterin psikolojisini oldukça güzel bir şekilde işlemiş. Dilin ağır olmaması
ve akıcılığı kitabı okumayı kolaylaştırıyor.
Benim düşüncelerim
bunlar. Siz “Siyah Gözler”i okudunuz mu? Okuduysanız sizin düşünceleriniz
neler?
İncelememi
okuduğunuz için teşekkür ederim. Kendinize çok iyi bakın, sevgiyle mutlulukla
kalın…
Bu kitaba
puanım: 8/10
Alıntılar
“Yavaş yavaş
kendisinden korkmaya başladı. Ya severse?.. Bu onun için çekinilmesi gereken
öyle bir tehlikeydi ki zihninden bu ihtimalin endişelerini silmek isteyerek, 'Mümkün
değil…' dedi.”
“Artık onu
sevdiğine şüphe yoktu. Bunu kendi kendine itiraf ediyor, ilk günlerde onu
tereddüde düşüren çekinmeler yavaş yavaş yok oluyordu. Hem bu, niçin o kadar
büyütülmeliydi? Sevmek bir kabahat miydi?
“Hem mademki
unutabiliyordu. O halde bunların hepsi yalan. Aşk, vefa, saadet… Hep birer
yalandan ibaretti. Ve o, esasen bunları bildiği halde nasıl inanmış, hakikate
karşı gözlerini nasıl kapayabilmişti?”
“Onu bu hale
getiren hep o değil miydi? Halbuki işte kendisi çekiliyor, bütün sevilenler
gibi büyüledikten sonra kahrediyordu ve ihtimal o burada teessüründen ağlarken,
diğeri vurduğu darbeden memnun seviniyordu. Zaten insanlar hep böyle değil
miydi?”
“-Hâlbuki
ben her zaman sizi düşünürdüm. Bütün yalnızlık dakikalarımda, düşüncelerime
hayaliniz de yoldaşlık ederdi. Fakat siz eminim ki beni hiç düşünmediniz. Ve işte
hala susuyorsunuz. Demek hissetmiyorsunuz, sevilmekteki saadet hissini
duymuyorsunuz.”
“Birden
gözleri, onun gözlerine ilişti ve sanki damarlarının içinden süzülerek bütün
varlığını onların siyah derinliğine çekip götüren ateşli bir cezbeyle kalbi
çarptı. Şimdiye kadar onların bu kadar içe işleyici olduğuna dikkat etmemişti. Ve
işte onlar da bütün diğer gözlerden başka bir şey değildi. Fakat yarabbi, onlardaki
bu sihir, bu kuvvet neydi ki bütün iradesini bir saniye içinde yakıyor, perişan
ediyordu.”
“-Rica
ederim, susunuz! dedi. Bana sadakatten, aşktan bahsetmeyiniz. Onların nasıl aldatıcı,
yanıltıcı, yalanlar olduğunu anladım. Bundan sonra aldanmak istemiyorum.”
“-Anlıyor
musun, kıskanıyorum. Bir deli gibi, bir çılgın gibi kıskanıyorum. Bu gözleri,
beni deli eden, çıldırtan bu güzel gözleri, bu siyah gözleri kıskanıyorum. Onlardan
bir başka hissin, bir başka hayalin gölgelerini görmek istemem. Onlarda yalnız ben yaşamak, yalnız ben ölmek isterim.”
Blogunuzu takipteyim bloguma beklerim.
YanıtlaSilMerhaba, bloğunuzu ve yazılarınızı çok beğendim. Çok tatlı bir arayüzü var <3
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim. Siz güzel baktığınız için gözünüze öyle gelmiştir. <3 <3
SilAldanan bir insan kadın ya da erkek olsun çocuk bile olsa güven duygusunu kaybediyor ve tekrar güven duygusunu oluşturmak çok zor oluyor paylaşımınız özenle hazırlanmış teşekkür ederim :)
YanıtlaSilBen teşekkür ederim bu güzel yorumunuz için. Kesinlikle katılıyorum hangi cinsiyette ya da hangi yaşta olursa olsun bir insan güvenini kaybederse bir daha birine güvenmesi zor oluyor. :)
SilKitabı ilk kez duydum yorumlarınız çok güzel kaleminize sağlık😊
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim. 🥰
Silbunu okumadım duymadım ama okuycam en kısa zamanda, bu seri çok iyi yaa :)
YanıtlaSilUmarım okur ve beğenirsin sevgili deep. :)
Silblogun son yazımda :)
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim deeps. :)) ❤
Sil