Light Pink Pointer

19 Aralık 2021 Pazar

Cesur Yeni Dünya | Kitap Yorumu

Hepinize selamlar. Bugün sizlere Aldous Huxley’in yazdığı “Cesur Yeni Dünya” isimli kitabı inceliyorum. Umarım bu incelememden hoşnut kalırsınız.

Ne anlatıyor?

İnsanların laboratuvar ortamlarında üretildiği, anne ve baba kavramından yoksun bırakıldığı ve zihinlerine kodlanan doğrularla yaşadıkları bir dünya düşünün. Bu laboratuvar ortamında üretilen insanlar kendilerine ne görev verilmişse sadece onu yapmakla kalıyor, cinsellik ve zihinlerini başka bir yere götürmelerini sağlayan haplarla yapay zevk havuzunda yüzüyorlardır. Bu üretilen insanlar belirli seviyelere göre eğitim alıyor, seviyelerinin gerektirdiği kodlamaya tabii tutuluyorlar.

Bu dünya dışında dışarıda da ayrı bir dünya var. Burada insanlar normal bir şekilde yaşıyor, ürüyor, hastalanıyor ve ölüyordur.

Hastalıkların ve ölümün olmadığı yapay dünyadan bu dünyaya arada geziler düzenlenebiliyor, tatile bu normal yaşayan insanların arasına gidebiliyorlardır.

Günün birinde tatile giden 2 kişi John ve onun annesiyle tanışırlar. Bu vahşi ve bir o kadar farklı insanları kendi yapay dünyalarına götürürler ve ortalık iyice karışır.

Benim düşüncelerim neler?

İnsanlar yapay ortamlarda bu düzenin kurucusunun istediği gibi yaşıyor, herkes herkes içindir ilkesini benimseyerek herkes herkesle bir birliktelik yaşıyor, aşk ve sevgi benzeri kavramlar unutuluyor. İnsanlar birbirlerine bir kişiymiş gibi değil de bir nesneymiş gibi davranmaya başlıyorlar.

Toplum düzeninin karaktere ve düşüncelere etkisini çarpıcı bir şekilde görmekle kalmıyor, aynı zamanda insanların nasıl tek tip yapılmaya çalışıldığını, bu sayede de yönetimin nasıl kolaylaştırıldığını okuyoruz. Kısacası insanlardan çok koyunlar yaratılıyor ve sürüyü istedikleri şekilde yönlendiriyorlar.

İnsanlar sahte duygular denizinde kendilerini zihinlerine kodlanan düşüncelerden dolayı mutlu zannediyorlar ve bu düzenin kendileri için en iyisi olduğunu düşünüyorlar. Kötü bir şey oldu mu onla yüzleşmiyor, bu kötü olaydan kaçmak için Soma denilen haplardan alıyorlar.

Aynı zamanda John ve annesinin yaşamını okuyunca farklı bir topluma geçişte yaşanılan zorlukları gözlemliyor, kültürel ve etik değerlerinin farklılığından doğan dışlanmışlık ve bunalımı iliklerimize kadar hissediyoruz.

Altında yatan düşünceyi beğendiğim ama çok da kendimi kaptırarak okumadığım bir kitap oldu. Olay örgüsü ve işleniş beni pek çekmedi ama genel olarak okuduğum için memnun olduğum bir kitaptı. Eğer merak ediyorsanız ve anlatılan dünyayı bir de ben gözlemlemek istiyorum diyorsanız okunabilecek bir kitap.

Siz “Cesur Yeni Dünya”yı okudunuz mu? Sizin düşünceleriniz neler?
İncelememi okuduğunuz için teşekkür ederim. Kendinize çok dikkat edin, sağlıcakla kalın…

Bu kitaba puanım: 6/10

Alıntılar

“Eğer kötü bir davranışta bulunduysanız, pişmanlık duyun, elinizden geldiği kadar durumu düzeltin ve bir dahaki sefere daha iyi davranmaya bakın. Ne sebeple olursa olsun hatanızın üzerinde kara kara düşünmeyin. Temizlenmenin yolu çamurda yuvarlanmak değildir.”

“Hiç içinde dışarı çıkmak için bir şans verilmesini bekleyen bir şey varmış gibi hissettin mi kendini?”

“Eğer doğru kullanırsan sözcükler X ışınlarına dönüşebilirler, her şeyi delip geçerler.”

"Entelektüel açıdan ve çalışma saatleri süresince yetişkiniz," diye devam ederek, "duygu ve arzular söz konusu olduğundaysa çocukça davranıyoruz," dedi.

“Ağlamasının bir nedeni de insanların böyle vahşi ve adaletsiz olmalarıydı.”

“... fakat acıdan ağlamıyordu; yapayalnız olduğu için, dışlandığı, bu kayalar ve ay ışığında ibaret iskeletler dünyasında yalnız kaldığı için ağlıyordu.”

“Yalnız, hep yapayalnızdım.”

“Eğer farklıysan, yalnızlığa mahkûm oluyorsun. Yalnız olana acımasız davranıyorlar.”

“Dudaklarımız ve gözlerimizdeydi sonsuzluk.”

“İnsan mutluluk konusunu düşünmek zorunda olmasa, yaşam ne kadar eğlenceli olurdu!”

“Mutluluk zor zanaat, özellikle de konu başkalarının mutluluğu olunca. İnsan eğer sorgulamaksızın kabullenmeye şartlandırılmamışsa, mutluluk gerçekten çok daha zor bir uğraş.”

“Bedelsiz hiçbir şey yoktur. Mutluluğun bedelinin ödenmesi gerekir.”

“Kendimize ait olduğumuzu düşünmek, mutluluk ya da rahatlık sebebi olabilir mi?”

“Bir değerin saygınlığı ve kıymeti, ona ulaşmaya çalışan kadar, o değerin kendisinde de yatar.”

“Gözyaşları içeren bir şeye ihtiyacınız var sizin. Değişmek için. Burada hiçbir şeyin bedeli yeterince ödenmiyor.”

4 yorum:

  1. Kitabı okumamıştım. Bu tür konular bana hitap etmiyor. Günümüzde zaten aile yapısını küçümseyip bozmaya çalışanlar, evliliği hor görenler, istediği gibi sorumsuzca yaşayanlar iyice arttı. Sonu iyiye gitmiyor.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tabii zevkler ve renkler tartışılmaz. Konusu itibari ile beğendim ben kitabı ama çok da benim tarzım değildi. Yine de okunabilir ama sizin de tarzınız değilse büyük ihtimalle pek beğenmezsiniz. :)

      Sil
  2. evet okumak lazım ama çok da keyifli değil hıhıms :)

    YanıtlaSil