Light Pink Pointer

23 Ağustos 2022 Salı

Temmuz Ayında Okuduklarım | Toplu Kitap Yorumu

Hepinize selamlar. Temmuz ayının da toplu kitap incelemesini bitirip artık tek tek kitapları incelemek istiyorum. Tabii tekrardan blogdan uzun süre ayrı kalma gibi bir durumum olmazsa, umarım da olmaz. O zaman Temmuz ayında neler okuduğuma ve bunların kısa kısa incelemelerine geçelim.

Vakıf Kurulurken

“Vakıf” serisinden bir kitap. Spoiler içermemesi açısından sadece puanımı yazacağım. Seriyi merak ediyorsanız ilk kitabının incelemesini yaptım. Buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz.

Bu kitaba puanım: 8/10

Tanrısız Gençlik | Ne anlatıyor,
benim düşüncelerim neler?

Nazilerin iktidara geldiği dönemde çocuklara saldırganlık, ırkçılık ve nefret gibi düşünceler dayatılıyordu. Bu dönemde öğretmenlik yapan bir beyefendi, tüm bu olanlara rağmen çocukları bu tarz duygulardan arındırmaya ve doğru yolu öğretmeye çalışır. Ne var ki faşizmin etkisi altında büyüyen bu çocuklar, insan öldürecek, can yakmaktan zevk alacak düzeye gelmiş ve tamamen kurtarılamayacak durumdadırlar. İşverenlerinin, velilerin ve diğer bütün baskıların altından kalkmaya ve yine de görevini yapmaya çalışan bu aydın ve idealist öğretmen bütün bu zorlukların altında tek başına kalır. Ta ki umut yavaştan görününceye kadar.

Savaş psikolojisi ve bir neslin beyninin nasıl yıkandığını çarpıcı bir şekilde yüzümüze vuran bir roman. Okurken “İnsanlar nasıl bu hale gelebilirler, nasıl bu kadar acımasız olabilirler?” diye düşündürtmekle kalmıyor, aynı zamanda tüylerimizi diken diken ediyor. Her ne kadar kısa bir kitap da olsa yüzümüze tokat gibi iniyor. Kesinlikle okunmasını öneririm.

Bu kitaba puanım: 7/10

Serbest Düşüş | Ne anlatıyor, benim düşüncelerim neler?
Sammy Mountjoy, nasıl bu hale geldiğini bilmiyordu. Onu bu kadar yıpratan, hayatta soğutan ve kendini sorgulamaya iten ne olmuştu? Kendini boşlukta hissediyor, hatta o boşluğun içine düşüyormuş gibi hissediyordu…

Sammy’nin küçüklük yıllarından şimdiki zamana kadar yaşadığı olayları okuyor ve bunların üstünde bıraktığı etki üzerinden kendini çözümleme çabasını okuyoruz. Derin bir psikoloji işlenmiş her sayfa ayrı bir duygu barındırıyor. Fakirlik dönemleri, babasız büyüyüşü sebebiyle annesiyle tek başına yaşayışı, ilk cinsel deneyimi ve ilk aşkı, savaşta esir düşmesi gibi yaşadığı olayları okudukça biz de Sammy’i çözümlemeye çalışıyor aynı zamanda da kendimizi sorgulamaya başlıyoruz. Okurken zevk aldığım ve bol bol karakter analizi yaptığım bir kitaptı. Okuması zevkli ve düşündürtücü.

Bu kitaba puanım: 7/10

Babil’in En Zengin Adamı | Ne anlatıyor, benim düşüncelerim neler?

Babil’de yaşayan en zengin adam olan Arkad’ın diğer orta halli ya da fakir olan kişilere nasıl zengin olacaklarını ve para biriktireceklerini öğrettiği ders niteliğindeki bir kitap. Okudukça para biriktirmeye olan bakış açınız değişiyor ve para biriktirmenin inceliklerini öğreniyorsunuz. İlgi çekici ve ister istemez “Ben de artık para biriktirmeye başlamalıyım.” diyeceğiniz bir kitap.

Bu kitaba puanım: 8/10

Morgue Sokağı Cinayetleri | Ne anlatıyor, benim düşüncelerim neler?

İlk dedektiflik öyküsü olarak geçen Morgue Sokağı Cinayeti, oldukça dikkatli ve olaylar arasında bağlantı kurmakta usta olan bir beyefendinin şehirde işlenen suçları çözmesi ve polise yardım etmesini konu alıyor. Polisin tıkandığı yerde tüm olayları çözüyor ve tüm suçluları buluyor. Günümüzdeki birçok dedektiflik öyküsüne ve filmlerine ilham kaynağı olmuştur.

Spoiler içerir: İlk öyküde katilin goril çıkması çok saçmaydı. Sonunu okuduğumda “Nasıl yani?” diyerek gülmeye başladım. Gerçekten çok saçma geldi. Ne okudum şimdi böyle diye sorguladım. Allahtan diğer öyküler daha güzeldi. 

Bu kitaba puanım: 6/10

Sen Varsın Gecede | Ne anlatıyor, benim düşüncelerim neler?

Cemal Süreya’nın çeviri şiirlerinden oluşan derleme. En sevdiğim şiiri ise kitaba adını veren şiirdi.

Bu kitaba puanım: 7/10

Empedokles’in Dostları | Ne anlatıyor, benim düşüncelerim neler?

Alec, gazetelerde karikatür bölümünden sorumlu bir çizerdir. Yaşadığı adada bir tek kendisi ve yazar komşusu Eve vardır. Günün birinde radyo dinlerken bir anda bütün yayınların kesilmesi üzerine sonlarının geldiğini düşünür. O sıralar ülkenin birçok yerinde bombalar patlatılıyor ve çeşitli sorunlar çıkıyordu. Bunlar da radyo kanallarının aksamasına sebep oluyordu. Bu sefer radyolar olması gerekenden uzun süre çalışmadı, ortalık iyice paniğe kapıldı. Ta ki bu kesikliğin sebebinin bombalar olmadığı öğrenilene kadar. Kendilerine Empedokles’in Dostları diyen bir topluluk dünyaya geldiklerini ve ellerindeki tüm zararlı şeyleri imha edene kadar gitmeyeklerini bu süre içerisinde de halka ve devlete yardımcı olacaklarını ileri sürüyorlardır.

Nereden geldiği belli olmayan bu Empedokles’in Dostları, ülkede ve dünya çapında bir kargaşaya sebep olur ve insanlar tarih kitaplarında daha önce görmedikleri birtakım olaylarla karşı karşıya kalırlar…

Oldukça iyi, gelişmiş ve yardımsever bir topluluğun günümüzün yobaz ve çıkarcı topluluğuna karşısında yaşadıkları ve bu iki topluluk arasındaki ilişkiyi okuduğumuzda nasıl da iyiliği kullanmasını bilen ve bu iyiliklerin değerini asla bilmeyen yaratıklar olduğumuzu anlıyoruz. Sosyal karmaşa ve iç isyanın siyaseti ve devleti nasıl etkilediğini de gözlemliyoruz. Okuması zevkli ve akıcı bir kitaptı. Genel olarak beğendim.

Bu kitaba puanım: 7/10

Mutlu Olma Sanatı | Ne anlatıyor, benim düşüncelerim neler?

Arthur Schopenhauer isimli filozofumuz aslında bu kitabı daha çok “Nasıl mutsuz olmayız.” mantığını güderek yazmış. Bende böyle bir izlenim yarattı. 45 adet hayat kuralı yazmış, bu kuralları nasıl uygulayacağımızı bizlere anlatmış. Aman aman bir kitap değildi benim için, okunmasa da olurdu. Diğer kitapların arasına çıtır çerezlik başka bir kitap koymuşum gibi oldu. Yine de okuduğum için pişman olduğumu söyleyemem. Merak edenler okuyabilir.

Bu kitaba puanım: 5/10

Yaratılış | Ne anlatıyor, benim düşüncelerim neler?

Sivrisineklerin yaydığı bir virüs sonucu tüm dünya bu virüsle çalkalanır ve ölüm oranları oldukça artar. Sosyal statüler keskinleşir, insanlar birbirlerini küçük görmeye başlar.

Alt tabakadan olan Rosie Black ve okul arkadaşı günün birinde eski bir şehre gider ve gizemli bir kutu bulurlar. Bu kutuyu kurcalarlar ve yanlışlıkla bir mekanizmayı çalıştırırlar. Bunun üzerine çeşitli kişiler peşlerine düşer ve ne kadar büyük bir şey yaptıklarını anlamalarına sebep olurlar. Tüm dünyanın kaderi Rosie ve kutudaki o bilgiye bağlıdır. Bunun üzerine kedi ve fare arasındaki gibi bir kovalamaca başlar ve kimin iyi kimin kötü olduğu bilinmeyen olaylar yaşanmaya başlar.

Karakterler, olaylar, karakterler arasındaki aşk, virüs vb. her şeyiyle oldukça klasik bir kitaptı. Herhangi bir bilimkurgu kitabından farksızdı. Özgün olduğunu, diğer kitaplardan kendisini ayıran herhangi bir şey olduğunu düşünmüyorum. Kitap okuma düzeninizde bir aksama olduğunda sırf araya çıtır çerez olsun diye alınabilecek ve okuma düzenini geri sağlayabilecek bir kitap. Akıcılığı da bu yönden bir artı sağlıyor. Onun dışında herhangi bir farklılık ya da “Vay canına!” dedirtecek bir yönüne rastlayamadım maalesef.

Bu kitaba puanım: 6/10

Tom Bombadil’in Maceraları | Ne anlatıyor, benim düşüncelerim neler?

Yüzüklerin Efendisi’nde geçen Tom Bombadil karakterinin maceralarını şiirle anlatıyor ve bu şiirlerin temasına ters düşmeyecek diğer birçok şiirle de kitabı devam ettiriyor Tolkien. Okurken çokça gülümsediğim ve çizimleriyle bayıldığım bir kitap oldu. Yüzüklerin Efendisi’ni okumadan önce aradan çıkarmış oldum.

Bu kitaba puanım: 8/10

Hamli Çiftçi Giles | Ne anlatıyor, benim düşüncelerim neler?
İlk başta Roverandom gibi  bir çocuk kitabı olması beklenen “Hamli Çiftçi Giles” daha sonrasında birtakım düzeltmeler ve eklemeler sonucu yetişkinler için basılmıştır. Tabii ki bu çocukların da okuyamayacağı anlamına gelmiyor.

Çiftçi Giles, evinde huzurlu bir uyku çeker ve sıradan yaşantısına devam ederken birden tarlasına doğru yolunu kaybetmiş bir ejderhanın gelmekte olduğunu görür. Bunun üzerine tamamen tarlasını korumak amacıyla harekete geçer ve ejderhaya saldırır. Ejderha kaçar. Bunun üzerine tüm köy Giles’ı görür ve cesurluğundan ötürü kendisini kutlamaya gelir. Bir anda şöhret sahibi olur Giles. Öyle ki bu şöhretten kralın bile haberi olur. Daha sonralarında ise olaylar çok daha fazla karışır ve zorlu bir görev için kral Cesur Giles’ı zorla gönderir. Böylece Giles’ın gerçek becerileri de ortaya çıkacaktır.

Açgözlülüğün ve para hırsının ne gibi sonuçlar verdiğini, gerçek büyüklüğün insanın içindeki cesaret ve amaç duygusu olduğunu okuduğumuz hoş ve ilgi çekici bir öyküydü. Hiç yoktan birinin nasıl yükseldiğini ve şöhret sahibi olduğunu, bu şöhretin onu nasıl etkilediğini de canlı canlı okuyoruz.

Bu kitaba puanım: 7/10

Yalnız Sıkıcı İnsanlar Kahvaltıda Parıldar

Oscar Wilde’ın aforizmalarından oluşan bir kitap.

Bu kitaba puanım: 6/10

Kızıl Kahkaha | Ne anlatıyor, benim düşüncelerim neler?
Rus- Japon savaşı sırasına genç bir subayın tuttuğu günlüğü okuyor, yavaş yavaş nasıl akıl sağlığının sınırlarında gezdiğine şahit oluyoruz. Savaş psikolojisi o kadar ağır, o kadar korkunçtur ki savaşa gitmemesine rağmen öldükten sonra ağabeyinin günlüğüne devam eden kardeş de yavaş yavaş akıl sağlığını yitirmeye başlıyor.

Savaşın çarpıcılığı, gereksizliği ve hiçbir tarafın bir kazanç elde etmediği tam tersi iki tarafın da nasıl çokça şeyler kaybettiğini okuduğumuz çarpıcı bir kitaptı. Okurken savaş atmosferini sanki siz de o kitabın içindeymişsiniz gibi hissedeceksiniz. Okunmalı, okutulmalı.

Bu kitaba puanım: 8/10

İncelememi okuduğunuz için çok teşekkür ederim. Umarım sizler için yararlı olabilmiştir. Kendinize çok dikkat edin, sağlıcakla kalın…

 

9 yorum:

  1. Tam bir kitap kurdusun :) Her kitabı çok güzel anlatmışsın, yazılarının kapanış paragrafı da çok hoşuma gidiyor. Ben bu listeden Babil'in En Zengin Adamı'nı seçtim. Okulun kütüphanesinde sorgulattım, şu an rafta gözüküyor. Kaptırmazsam alıp okumayı düşünüyorum. Teşekkürler :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim. Babil'in En Zengin Adamı güzel bir tercih, pişman olacağınızı düşünmüyorum. Umarım beğenirsiniz. Keyifli okumalar! :)

      Sil
  2. güzel kitaplar , birkaçını not aldım. Keyifli okumalar dilerim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim, ben de keyifli okumalar dilerim.

      Sil
  3. kızıl kahkaha yazarının tüm kitaplarını ilginç buluyorum, bir de bulgakov. bu yazındaki kitaplarda 10 puan yok :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet bu sefer 10 veremedim ama kötü olduklarından değil. Sadece kendi beğeni tarzıma göre verdim. Kızıl Kahkaha ile giriş yaptım bakalım yazarın diğer kitapları nasıl. :)

      Sil
  4. Vakıf dördüncü kitaptan sonra açılıyor. Açıkçası ben dördüncü kitaptan sonra daha ilgi çekici buldum. Araya zaman girmeden okunması daha iyi kesinlikle. Tanrısız Gençlik efsane bir kitap, mutlaka okumalısın. İyi okumalar. :)

    YanıtlaSil
  5. Seçimler çok iyi yalnız, bir kaç tanesi bende de okunma sırasını bekliyor, yorumlar güzel denk geldi. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim, o zaman okuyunca sizden de bir inceleme yazısı alırız. :)

      Sil