Light Pink Pointer

12 Temmuz 2020 Pazar

Son Yıldız Sönene Kadar | Kitap Yorumu


Hepinize selamlar! Bugün size T.Y. Mazer yani Tuğba Yılmazer isimli yazarımızın yazdığı “Son Yıldız Sönene Kadar” kitabını inceleyeceğim. Sizi çok bekletmeden incelememe geçiyorum.

Ne anlatıyor?

Lavin, arkadaşları Hande ve Ayla ile çıktığı yurtdışı gezisinde oldukça yorucu bir günün ardından bir şeyler yemek üzere geçtikleri bir restoranda oldukça alımlı bir genç ile karşılaşır. Her ne kadar sadece uzaktan bakışsalar da Lavin kendisine bakan bu yeşil gözlerden kaçışının olmadığını er ya da geç anlayacaktır. 

Lavin ve arkadaşları geziye devam ederlerken, Lavin bir anda arkadaşlarını yanında bulamaz ve müzenin kapanış saatinde sadece kendisi ve bir anda arkasını dönmesi sonucu göreceği o restorandaki alımlı bey ile müzede kalmıştır. Bu yeşil gözlü beyefendinin ismi ise Manno’dur. Birbirleriyle konuşmaya başladıklarında o gün bilmese de Lavin aslında aşkın kapılarını çoktan aralamıştır.

Benim düşüncelerim neler?

Bana kalırsa olay örgüsü çok hızlı ilerliyordu. Daha iki bölüm okumama rağmen direkt Lavin’in ve karşısındaki yeşil gözlü gencimiz olan Manno’nun aşka yelken açması bana biraz saçma geldi. İlk görüşte aşka inanmadığım gibi bir günde de aşk yaşanabileceğine olan inancım yüzde sıfır. Aynı zamanda roman tüm aşk hikâyelerinde olan klasik şeyleri barındırıyordu. Öyle ki bu yaz sıcağında kitabı okurken fazlasıyla bunaldım. Abartıya kaçılmış bir kurguydu bana kalırsa.  Sanırım bu kitap hakkında en çok sevdiğim şey kapak tasarımındaki renklerin uyumu oldu. Her yazar gibi bu kitabın yazarının da kitabı için elinden geleni yaptığını ve emek verdiğinin pekâlâ farkındayım. Ama bence cümlelere yüklenen abartılı aşk temasından dolayı okurlar bu kitabı okurken bunalıyorlar. Elbette bunlar benim düşüncelerim herkes farklı düşünebilir.

Umarım bu incelememden hoşnut kalırsınız. Siz “Son Yıldız Sönene Kadar”ı okudunuz mu? Sizin düşünceleriniz neler?

Kendinize çok iyi bakmanız ve sevgiyle kalmanız dileğiyle…

Bu kitaba puanım: 4/10

Alıntılar

“Aşk, cevabı bulunması gereken en önemli soru değil de neydi?”

“Zaten aydınlık olan bir ruhu, karanlıktan çıkarmak için ne gerekirdi?”

“Yaraların hala açıktı. Zaman zaman kanıyordu. Ancak yaşıyordum.”

“Kelimeler sihirliydi ve bu sihri kendimi iyileştirmek için kullanacak olmam, pek de bencilce gelmiyordu.”




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder