Ne
anlatıyor?
Fazlasıyla disiplinli büyümüş bir evde boynunda görünmez ellerin bulunduğu ana karakterimiz zamanının az olduğunu ve bir şeyler yapmak için acilen harekete geçmesi gerektiğini bilmektedir. Ama ne var ki babasının katılığı, hastalığı ve diğer tüm zorluklarla karşı karıyadır. Bir de kader ortağı olarak adlandırabileceğimiz, geçmişi keder dolu olan Baran Tandemir vardır. Gönlünü gözlerinin mavisi kedere gülümseyen bu gence kaptıran ana karakterimiz hiç bilmediği serüvenlere avuçlarında Baran’ın elleriyle atılmaya fazlasıyla hazırdır. Peki ya Baran? O da hazır mıdır? Yoksa hazır olmayan tek kişi sadece Baran değil midir?
Fazlasıyla disiplinli büyümüş bir evde boynunda görünmez ellerin bulunduğu ana karakterimiz zamanının az olduğunu ve bir şeyler yapmak için acilen harekete geçmesi gerektiğini bilmektedir. Ama ne var ki babasının katılığı, hastalığı ve diğer tüm zorluklarla karşı karıyadır. Bir de kader ortağı olarak adlandırabileceğimiz, geçmişi keder dolu olan Baran Tandemir vardır. Gönlünü gözlerinin mavisi kedere gülümseyen bu gence kaptıran ana karakterimiz hiç bilmediği serüvenlere avuçlarında Baran’ın elleriyle atılmaya fazlasıyla hazırdır. Peki ya Baran? O da hazır mıdır? Yoksa hazır olmayan tek kişi sadece Baran değil midir?
Benim
düşüncelerim neler?
Kitap çok
hoştu. “00.00 Biri Sizi Düşünüyor” kitabından bana kalırsa daha kaliteliydi
çünkü karakterlerin daha çok hayata karşı bir amaçları olduğunu düşünüyorum.
Özellikle de ana karakterimizin –ismini vermiyorum çünkü kitabı okuyunca
anlayacaksınız, ya da şöyle diyelim bugün karakterimizin adını siz koyun-
hayalleri, düşünceleri, hayata karşı bakış açısı bence hoştu. Bazı kötü
özellikleri vardı kitabın elbette ama genel olarak baktığımızda fanus içinde
büyümeye terk edilmiş iki gencin kendileri için bir şeyler yapma çabasını
okuyoruz. Ne olursa olsun sevdiği şeylerin peşini bırakmayan ve hayallerini
gerçekleştirmek için ne gerekiyorsa yapan ana karakterimizin bu huyunu da çok
sevdim. Az zamanı kaldığının bilincinde olmasına rağmen kendini depresyonun
kollarına bırakmak yerine kendine güzel anılar armağan edip bir yenilerini de
eklemeye çalışması bence harikaydı. Dediğim gibi tabii ki bazı iyi olmayan
yanları da vardı ama bana kalırsa diğer kitaplara göre yazarımızın yazdığı bu
kitap daha kaliteliydi. Diğer kitaplarla karşılaştırmayı pek sevmem ama bunu
söylemek istedim.
Siz “01.01
Bugün Adımı Sen Koy” kitabını okudunuz mu? Okuduysanız beğendiniz mi?
İncelememi
okuduğunuz için çok teşekkür ederim. Kendinize çok iyi bakmanızı diliyorum.
Sağlıcakla kalın!
00.00 Biri Sizi Düşünüyor kitabına yaptığım inceleme: https://depresifpatates.blogspot.com/2020/05/0000-biri-sizi-dusunuyor-kitap-yorumu.html
00.00 Biri Sizi Düşünüyor kitabına yaptığım inceleme: https://depresifpatates.blogspot.com/2020/05/0000-biri-sizi-dusunuyor-kitap-yorumu.html
Bu kitaba
puanım: 6/10
Alıntılar
“Derler ki;
bir gün beklentisiz, koşulsuz sevebilen bir âşık olursan karşındaki bilmese de
o zaten senindir.”
“Ben bana en
çok ihtiyacın olduğu zaman ortaya çıkacak olan kızım. Biliyorum. Ama o biri,
ben olmayacağım. Biz olamayacağız. Çünkü biz, birbirimize ait kaybolmuş iki
yaprak gibiyiz rüzgârda savrulan. Ben senin hayatında olmasan bile sen yine
benim hayatım olacaksın.”
“O kış çok
fazla çocuk öldürmüşlerdi. İnsanların ölü bedenler okul vaktinde taşan
otobüsler gibi kalabalıktı. Ömürler çoğalmış, iki karış toprağa sığdıramamıştı
insanlar birbirlerini. O kış çok fazla insanın hayatına musallat olmuştu ruhunu
şeytana pazarlamış ve çoktan kendi hayatlarıyla birlikte başkalarından
çaldıkları anları da satmış bu insanlar. Cennete arazi serip, cehenneme kefen
biçmişlerdi. O kış çok fazla kızı incittiler. O kış bütün erkekler
adamlıklarından utandı… Otobüste kalan son yolcu olmak istemedi hiçbiri,
otobüste kalan son yolcu kızı tek başına bırakmak istemedi. O kış o kadar çok
insanın masumiyetine geçirdiler ki pençelerini, o ip kiminin boynunda bir
Azrail çağrısı oldu kiminin kursağında bir yumru. Ama herkes eninde sonunda
kendi kesti ipini; kimi başkasının boynuna dolamak için, kimi o iskemleden
aşağıya atlamak için. Ki bu insanları o kadar incittiler, darağacına astılar,
ellerinde bıçaklarla, insanlar önce iplerinden kurtuldu ama yine de aşağıya
atladılar. Özgürlüğün adını bu koydular, dünyanın bir cehennem kuyusu.”
“Kıyıya
vuran dalga, denizin intiharından başka bir şey değildi.”
“Oysa ben en
çok gölgelerin özgür olduğuna inanırım bayım, gölgelere zincir vuramazsınız.”
“Yoksa bu
kadar güzel olmak için önce bütün çirkinliklerin içinde büyümek mi gerekti?”
“Onun
dikenleri benim avuçlarımı kanatırken gülümsüyordum.”
“Bir yerde
bir son varsa, orada mutlu bir şey olmazdı.”
“İnsanlar
nasıl bu kadar cansız varlıklar olabiliyorlardı, nasıl bu kadar hayattan ve
yaşamaktan uzak durabiliyorlardı?”
“Hepimiz
aynı satranç tahtasının üzerine birbirimizden başka kimi deviriyorduk?”
“Bazen
ayılmak için yüzünüze defalarca kez soğuk su çarpmanıza gerek kalmaz, içtiğiniz
her şeyi kusmanıza veya sert bir kahve içmenize. Bazen gerçeklerin soğuk
duvarına tosladığınızda buz gibi bir suyun etki yapamayacağı kadar çok
ayılırsınız. Gerçeklerin sertliği bir kahveden daha etkili olabilir çoğu zaman.
Ama asıl önemli olan içinizde ağırlık yapan, kusmanız gereken anlardır.”
“Nefes
almanın yaşamak için değil yaşatmak için olduğunu hissetmek istedim.”
“-Söylesene
kimsin sen?
+Bugün de
adımı sen koy.
-Rüzgâr
olsun,
+Neden Rüzgâr?
Bütün sıkıntılarımı üzüntülerimle birlikte alsın diye mi? Öyleyse senin de adın
Deniz olsun bugün, yüksek sesle söyleyemediğin her şey bir dalganın içine
karışıp kıyıya vursun artık diye.”
“Dışarıdan
baktığınızda gördüğünüz hiçbir şey göründüğü gibi değildi.”
“En zor
kararları hep sen vereceksin. Savaş bitti sandığın zaman kaybedeceksin mesela,
savaş hiç bitmeyecek. Batmasaydı eğer Titanic, kimse sesini duymayacaktı;
yanmasaydı eğer Anka, küllerinden doğmayacaktı.”
“Biliyorsun;
dinleri ayırabilirsin, dilleri ayırabilirsin, renkleri ayırabilirsin ama bütün
insanlar aynı dilde ağlar. Aynı dilde çekeriz acımızı, bundan kaçamazsın.
İntihar etmek istersen kurtaracaklar mesela çünkü onlar herkesi öldürmek
isteyecek. Yaşamak koyacaklar bunun adını, sen ne demek olduğunu belki de hiç
bilemeyeceksin.”
“Savaş
bitmişti. Ben kazanmıştım. Ama geriye hiçbir şey kalmamıştı. Saflarım
tükenmişti. Cephaneme el koymuşlar, ordumu yerle bir etmişlerdi. Bana
kazanmanın aslında daimi bir kayıp olduğunu göstermişlerdi. Ben artık
biliyordum ki barış bayrağının renginin beyaz olmasının bir anlamı vardı. En
küçük kusuru dahi affetmeyen bu renk, benim barut kadar kararmış kaderimi
sarmalayan isli parmaklarımın arasında zafer çanları değil, kıyamet surunu
üfleyebilirdi ancak.”
“Mutluluk
tek renktir, oysa kederin kendi tonları vardır.”
“O an
biliyordum; önemli olan, bir orduya karşı yenilmek değildi, kendine karşı
edindiğin zafer kadar kazanıyordun.”
“Derler ki;
kafesinden kurtulmak istiyorsan önce canın pahasına kafesi parçalamayı göze
almalısın.”
“Bir insanın
en büyük mücadelesinin yalnızca kendisiyle olduğunu bilecek kadar çok okumuştum
bu kitabı. Savaşın yalnızca kendine yenildiğin zaman bittiğini ve zafer diye
bir şeyin aslında hiç olmadığını.”
“Aşk, dünya
çapındaki en sağlam uyuşturucuydu.”
“Kimsenin
anlamadığı bir dildin sen ve ben seni öğrendim.”
“Herkesin
hemfikir olduğu yerde farklı bir düşünceyi savunmak yalnızlıktır.”
“Ben
geçmişimin kurtulması için çekip gitmeyi denedim. Ben vazgeçerim bayım, o
bataklıkta sevdiğim bir şey varsa bir bacağımı orada bırakıp sürünerek oradan
çıkarım. Bir parçam geçmiş kuyusunda boğulurken ben burada kendime kalp masajı
yapmaya devam ederim. Yine de ben o geçmişe bağlıyım ve onun can çekişmesini
duyarak hayatta kalamam.”
“Zincirlerini
seven birini özgür bırakamazsın. Asıl tutsaklık onu o zincirlerden ayırmak
olur.”
“Tesadüfen
geldiğimiz bir dünyada şansa hayatta kalmaya çalışıyorduk. O an orada bir
ağacın dibinde otururken sorguladığı tek şey buydu. Sadece şu an bile kendimi
öldürmek için onlarca sebep bulabiliyordum ve sorsam herkesin bulabileceğine
emindim ama yaşamak? Yaşamak için neden sebeplerimiz yoktu? Hayat bu kadar da
berbat olmamalıydı. Tüm bu gökyüzü, ağaçlar ve hayvanlar hayatta
kalabilirlerken biz bir çatı altında onca insan yaşayamıyorduk. Sahi, neydi
istediğimiz?”
“Kitapların
yası tutulur mu diye sormayın hiç bayım, bazen en çok kitapların yası tutulur.”
“Etrafımda
var olan herkes bir şeylerin, birileri olmanın peşindeydi. Kimse hiçliğin ve
zamanın kıymetini bilmiyordu.”
“Kaplumbağaları
neden severim biliyor musun, Baran? Evlerini sırtlarında taşıdıkları için, bu
bana aslında her şeyin bizde bittiğini anımsatıyor. Varımızla yoğumuzla bir
bütünüz. Hani hep bir yuva aradık ya kendimize, hani evimizi hiç yuva olarak
görmedik, hani hep kaçmak istedik babalarımızdan… Hani birileri hep
mezarlıklarda uyudu bu yüzünden. Belki de hepimiz burada yanıldık ve
kaplumbağalar haklıydı; yuvamız dört duvarı olan bir beton yığını ya da
dizlerinde yatmak istediğimiz anne babalarımız değildi… Kendi zihnimizin içiydi
daima ve biz de en çok bu yüzden kaçtık. Kafalarımızın içindeki düşünceler
mahvetmedi mi bizi, herkesle savaşıp kendi kendimize yenilmedik mi?”
“Kim olmamı
istiyorsan oyum. Daha fazla kendini mahvetme bu soruyla. Hem kim olduğumun ne
önemi var Romeo? Adın ne değeri var? Şu gülün adı değişse bile kokmaz mı yanı
güzellikte? Romeo, bırak, at bu adı! Senin parçan olmayan bu ada karşılık al
bütün varlığımı.”
“Şiddetle
başlayan hazlar, şiddetle son bulurlar. Ölümleri olur zaferleri, öpüşürken yok
olan ateşle barut gibi…”
madem hoş peki aklımda olsuun, bi de sana başarılar, kolaylıklaar :)
YanıtlaSilYorumun için çok teşekkür ederim deep! :) Umarım hoşuna gider okuduğunda. Kendine çok çok dikkat etmen ve sevgiyle kalman dileğiyle! :) ♡
SilBen okumak istiyorum ama okuyamıyorum nasıl okunur yardımcı olur musunuz
SilBen de bu ay 00:00 Biri Sizi Düşünüyor kitabını okudum. Bloga yorum girecektim ama şömizinden bedenim yansıma yapıyordu bir türlü çekemedim saçma sapan oldu. En sonunda bir tane çektim en kısa sürede paylaşırım derken senin bu yorumuna denk geldim. Ne hoş tesadüf oldu :) Diğer kitapları da merak ediyordum çünkü. Bu kitabı okumadan önce dediklerini dikkate alarak biraz beklentimi düşüreyim çünkü ben ilk kitabı da çok fazla beğenmemiştim :)
YanıtlaSilBu tatlı yorumun için çok teşekkür ederim sevgili Gonca! :) İnan bana "00.00 Biri Sizi Düşünüyor"u ben de pek beğenemedim ama sonu hoş gelmişti sadece. "01.01 Bugün Adımı Sen Koy" da harika değildi ama bana kalırsa ilk kitaba göre daha hoştu ve iyi yanından bakılınca daha çok özellik barındırıyordu. Şömiz kısmına katılıyorum. Geleceğimden daha parlak :D Umarım beğenerek okursun ama senin de dediğin gibi beklentini bence çok yüksek tutma. Çok ama çok sevgiler! :) ♡
SilSen nereden okudun eğer PDF varsa nasıl bulabilirim yardımcı olur musunuz
SilMerhabalar. Ben kitabı satın aldım bu yüzden PDF'i olup olmadığı hakkında detaylı bir bilgiye sahip değilim.
SilYorumun için çok teşekkür ediyorum sevgili İlkay! :) Evet kitaplar arası bağlantı yok bu yönden gerçekten çok rahat. İstediğini alıp okuyabilirsin. Tekrardan yorumun için teşekkür ediyorum çokça sevgiler! :) ♡
YanıtlaSilBaran ile sevgili oluyorlarmı ? Yani baran aşık oluyormu?
YanıtlaSil