Hepinize selamlar. Bugün sizlere Osamu Dazai'nin yazdığı "İnsanlığımı Yitirirken" isimli kitabı inceliyorum. Umarım bu incelemem sizler için yararlı olur.
Ne anlatıyor?Yozo, içine doğduğu yaşama ve koşullara karşı yabancılık çeken bir bireydir. Küçük yaşlardan beri bunun izlerini taşımaktadır. Kendi deyişiyle "şaklabanlık"lar yapan Yozo, içindeki bu rahatsızlığı geçireceğini umar.
Ama ördüğü duvar onu bu yabancılıktan korumaktan ziyade gittikçe hapsetmeye başlar.
Benim düşüncelerim neler?
Zengin bir ailenin çocuğu olan Yozo, küçük yaşlardan itibaren içindeki bu yabancılık duygusunu taşır. Yemek yemeyi sevmemesi, ihtiyaç duymaması bile bir işarettir aslında. Japon kültüründe yemek önemli bir yer tutar. Yozo ise topluma, değerlere ve insanlara karşı öyle büyük bir korku besliyordur ki...
Burada aslında Asyalı ailelerin yapısını da görüyoruz. Kurulan otorite, çocukların kendilerini eksik ve özgüvensiz hissetmelerine sebep oluyor. Yozo da bu çocuklardan biri.
Küçük yaşlardan beri eğer çevresi tarafından sevilirse bu yabancılık duygusundan kurtulacağını düşünen ana karakterimiz; sürekli çevresindekileri güldürmeye çalışıyor, içinde yatan fırtınayı saklamaya çalışıyordur. Gün geçtikçe ördüğü bu duvarla kendi kimliğini de bulmakta zorlanan Yozo, yaş aldıkça daha da büyük problemlerle karşılaşır.
Zengin bir ailenin çocuğu olduğunu söylemiştik zaten. Belki de bu yüzdendir ki toplumda dönen şeylerden biraz da bihaberdir. Parasını harcamayı bilmiyor, en basit şeyleri bile utana sıkıla yapıyordur. Bu dönemde tanıştığı arkadaşı Horiki ise hayatını daha da kötü bir yola sokmaktan başka bir şey yapmıyordur.
İnsanların samimiyetsizliğine karşı hayat kadınlarının koynunda samimiyeti arıyordur. Katıldığı kominist toplantılardaki isyan ruhuyla kendini bulmaya çalışıyordur. Ama hiçbirinde kendinden bir parça bulamıyordur. Hayatına giren kadınlar kendisine hiçbir şey ifade etmiyordur. En sonunda daha fazla dayanamaz ve intihar etmeyi dener. Hem de o sırada hayatında olan kadınla beraber.
Kadın vefat eder ama kendisi kurtulur. Bu durum ise kendisini çok daha kötü hissetmesini sağlar. Ölmeyi bile başaramamıştır. Ölme hakkı bile kendisine verilmemiştir.
Kendi içindeki fırtınayı bastıramayan Yozo'nun oradan oraya sürüklenişi ve toplum içinde yer bulmaya çalışışını okuyoruz. Ben bu kadar beğenerek okuyacağımı düşünmemiştim açıkçası. Gerçekten beni o kadar içine çekti ki... Bayılarak okudum. Kesinlikle baş ucu kitaplarımdan bir tanesi oldu "İnsanlığımı Yitirirken".
Osamu Dazai de daha önce intiharı denemiş bir yazardır. Aslında Yozo karakterini okurken yazardan da izler gördüğümüzü söyleyebiliriz.Yazarı tanımak ve düşünce dünyasını anlamak açısından da önemli bir eser yani.
Siz "İnsanlığımı Yitirirken"i okudunuz mu? Sizin düşünceleriniz neler?
İncelememi okuduğunuz için teşekkür ederim. Kendinize dikkat edin sağlıcakla kalın.
Bu kitaba puanım:10/10
Alıntılar
"Karşılıklı olarak birbirlerini kandırıp, üstelik ne tuhaftır ki, hiçbir yara almadan, sanki bunun farkında değillermiş gibi gerçekten çarpıcı, berrak ışıltılar yayan şen inançsızlık örnekleriyle dolu insan yaşamı."
"Zayıf insanlar mutluluktan bile korkar. İplikle bile yaralanırlar. Bazen mutluluk da insanları yaralayabilir."
"Off... İnsanlar birbirlerini anlamıyor. Bakış açıları tamamen yanlış olduğundan, eşsiz dostluklar kurdukları fikrine kapılıyor, bunun ömür boyu farkına varamayıp, karşılarındaki öldüğünde arkalarından ağlayarak dua etmiyorlar mı?"
"Off, o da kesin mutsuz bir insan, çünkü mutsuzluklar karşısında çok duyarlı."
"Sadece her şey geçip gidiyor."