Hepinize selamlar. Bugün sizlere Frances Hodgson Burnett’ın yazdığı “Gizli Bahçe” isimli kitabı inceliyorum. Umarım bu incelememden hoşnut kalırsınız.
Ne
anlatıyor?
Her şey
tıpkı diğer günlerde de olduğu gibi sıradan bir şekilde ilerlerken
bir sabah
Mary bakıcısını yanında göremez. Bunun sebebinin ise kadının Kolera’ya
yakalanmasıdır.
Daha
sonrasında tüm eve yayılan bu hastalık Mary’yi iyice korkutur. Kendisini derin
bir uykuya bırakan küçük kız, uyandığında kimsenin olmadığını görür. Ev ölümcül
derecede sessizdir.
Evdeki
herkes Kolera’ya yakalanmış, çoğu ölmüş ve evden kaçanlar da olabildiğince
uzaklaşmıştır. Ama kimse mızmız, şımarık ve bilmiş küçük Mary’yi
hatırlamamıştır.
Yetkililer
eve bakmaya gelince Mary’yi görürler ve bunun üzerine Mary’yi vasisinin yani
Bay Craven’ın evine gönderirler. Vasisinin evi yüksek bir yerde ve çocuklar
için pek de eğlence aleti olamayacak bir fundalığın içindedir. Bunun üzerine
kendisini daha korkunç günlerin bekleyeceğini düşünen Mary, aslında çocukluğunu
ve gerçek kişiliğini burada bulacağından habersiz bir şekilde kendisini bu 100
odası kilitli ve koridorlarından gecenin bir yarısı nereden geldiği belirsiz
ağlama seslerinin ve sürekli bahsi geçen ama kimsenin hakkında konuşmak
istemediği Gizli Bahçe hakkında düşünmeye başlarken buluverir…
Benim
düşüncelerim neler?
“Gizli Bahçe” ; çocuk yetiştirilirken yapılan yanlışlar, çocuklara verilen
değer ve daha türlü türlü konuyu barındıran efsane bir kitap.
Mary Lennox
hakkında konuşmak gerekirse oldukça şımarık ve sinir bozucu bir çocuk olduğunu
söyleyebiliriz. Her istediği yapılan bir çocuk.
Ama Mary
Lennox asla sevgi görmemiştir. Çocukluğunu yaşayamıyor, hep istenmeyen çocuk
oluyor. Kısacası bir fazlalık olarak görülüyor. Başına gelen travma da bu
davranışlarında etkili tabii. İstenmediği için hiç özgür kalamamış, hayatı
öğrenememiş ve yaşayamamıştır. Çocuk gibi davranması için fırsat verilmemiştir
Mary’ye.
Tabii Mary
üst tabakadan biriyken bir anda vasisinin evine gönderilince bu durum
değişiyor. Değişen bu durumda da Mary uyum sağlamakta zorlanıyor. Daha önce hiç
kendi işini kendi karşılamayan, kendi bakımını üstlenmeyen ve sorumluluk
almayan bu kız bir anda kendi işini kendi yapmak zorunda kalıyor, hayatı
öğrenmeye başlıyor.
Fanus içinde
yetiştirilen bir çocuğun fanustan çıkması da tabii öyle bir anda olmuyor.
Fundalığın temiz
havasıyla ve sürekli bahsi geçen ama kimsenin ağzına almaya cesaret edemediği
Gizli Bahçe’nin düşüncesiyle hayata tutunan Mary, merakının ve içindeki çocuğun
dışarı çıkmasıyla iyice buraya alışır ve çok farklı deneyimler edinir.
Mary
tanıştığı kimsenin onu sevmeyeceğini ve onun da tanıştığı kişileri sevmeyeceğini
düşünüyor sürekli. Sevgisiz kalmış bir çocuk sevgiyi nereden bilebilir ki?
İstenmeyen bir çocuk neden bir başkasını yanında istesin ki? Bu da ailenin
çocuğa kendini değerli hissettirmesinin, sevmesinin önemini gözler önüne
seriyor.
İlerleyen
sayfalarda çocuklar sihrin varlığına inanıyorlar. Aslında sihir dedikleri şey
ise inanmanın gücü. İnanarak, isteyerek, severek birçok şeyi
atlatabileceklerini ve başarabileceklerini fark eden çocuklar kendilerine
tutunacak bir dal olarak “Sihir”i buluyorlar.
Colin isimli
karakterden ise düşünce gücünün önemini görüyoruz. Colin yıllarca
düşünceleriyle kendine eziyet ediyor, kendisini hasta olduğuna inandırıyor. Oysaki
öyle bir şey yok. Sadece kendi kafasından kuruyordur hastalığını. Tabii burada
Colin’in de Mary gibi istenmeyen çocuk olmasından kaynaklı bir durum söz
konusu. Çevresindeki büyükler sürekli olarak Colin’in öleceğini, babası gibi kambur
olacağını söyleyerek Colin’i kötü etkiliyorlar.
Birbirlerini
bulan Colin ve Mary, yetişkinlerin kötülüklerinden ve sevgisizliklerinden
uzakta durarak birbirlerine destek oluyor, beraber iyileşiyorlardır. Buradan da
bir çocuğun bir çocuğa olan ihtiyacını okuyor, bir çocuğa bazen bir yetişkinden
çok başka bir çocuğun iyi gelebileceğini anlıyoruz.
Yazarın
karakterlerin psikolojisini çok iyi işlediği bir eser olan “Gizli Bahçe” her
yaştan okura hitap edebilecek çok nadide bir eser. Elimden bırakamadığım ve
devamını merak ettiğim oldukça tatlı bir kitaptı. Kimi yerlerinde duygulandığım
kimi yerlerinde ise buruk bir şekilde gülümsediğim bu kitap herkese tavsiyemdir.
Çocuk yetiştirilirken izlenen yanlış politikadan tutun sevginin ve inanmanın
gücüne kadar her türlü konu oldukça güzel ve ustalıkla işlenmiş.
Siz “Gizli
Bahçe”yi okudunuz mu? Sizin düşünceleriniz neler?
İncelememi
okuduğunuz için teşekkür ederim. Kendinize çok dikkat edin, sevgiyle ve
mutlulukla kalın…
Bu kitaba
puanım: 10/10
Alıntılar
"O
yanımda olmadığı zaman ben de yalnızım."
"Gitmiş,"
dedi kız üzüntüyle. "Ah! Yoksa... yoksa... o sadece bir orman perisi
miydi?"
“Ah, bu
tuhaf, kaba saba çocuğu nasıl da seviyordu!”
"Gerçeksin,
değil mi?" dedi. "Sık sık çok gerçekçi rüyalar görüyorum. Sen de
onlardan biri olabilirsin."
"+Peki
sen yaşamak istiyor musun?
"-Hayır. Ama ölmek de
istemiyorum."
"O
unutmamı sağlıyor. Onu bu yüzden yanımda istiyorum."
“Belki de
başlangıç, güzel şeyler meydana
gelinceye kadar güzel şeyler olacağını söylemektir sadece.”
1000Kitap
hesabıma ulaşmak için buraya tıklayabilirsiniz.
okumadım daha ama filmi o kadar güzel ki :)
YanıtlaSilFilmini izlemedim ama kitabı çok iyi. Tavsiyemdir kesinlikle deep. :)
Silpiki, yayınevi de iyi zaten, kapak da iyi, tımams :)
SilHadi bakalım şimdiden iyi okumalar. :)
Silokumadımm :(
YanıtlaSilTavsiye ederim. :)
SilGüzel tanıtım, teşekkürler:)
YanıtlaSilOkumam lazımmm emeğine sağlık :)
YanıtlaSilTeşekkür ederim, iyi okumalar. :)
SilÇocukların, şımarık bir şekilde yetiştirilmesine tahammülüm yok.
YanıtlaSilÖyle gerçekten. Kitapta biraz buna da değiniliyor. :)
Sil