Light Pink Pointer

22 Ekim 2021 Cuma

Gizli Bahçe | Kitap Yorumu

Hepinize selamlar. Bugün sizlere Frances Hodgson Burnett’ın yazdığı “Gizli Bahçe” isimli kitabı inceliyorum. Umarım bu incelememden hoşnut kalırsınız.

Ne anlatıyor?

Mary Lennox; mızmız, şımarık ve oldukça aksi bir çocuktur. Annesi tarafından istenmiyordur. Bundan ötürü kendisine bakıcılar bakmakta, istediği her şey yapılmakta ve yapmadıkları müddetçe de Mary tarafından cezalandırılmaktadırlar.

Her şey tıpkı diğer günlerde de olduğu gibi sıradan bir şekilde ilerlerken
bir sabah Mary bakıcısını yanında göremez. Bunun sebebinin ise kadının Kolera’ya yakalanmasıdır.

Daha sonrasında tüm eve yayılan bu hastalık Mary’yi iyice korkutur. Kendisini derin bir uykuya bırakan küçük kız, uyandığında kimsenin olmadığını görür. Ev ölümcül derecede sessizdir.

Evdeki herkes Kolera’ya yakalanmış, çoğu ölmüş ve evden kaçanlar da olabildiğince uzaklaşmıştır. Ama kimse mızmız, şımarık ve bilmiş küçük Mary’yi hatırlamamıştır.

Yetkililer eve bakmaya gelince Mary’yi görürler ve bunun üzerine Mary’yi vasisinin yani Bay Craven’ın evine gönderirler. Vasisinin evi yüksek bir yerde ve çocuklar için pek de eğlence aleti olamayacak bir fundalığın içindedir. Bunun üzerine kendisini daha korkunç günlerin bekleyeceğini düşünen Mary, aslında çocukluğunu ve gerçek kişiliğini burada bulacağından habersiz bir şekilde kendisini bu 100 odası kilitli ve koridorlarından gecenin bir yarısı nereden geldiği belirsiz ağlama seslerinin ve sürekli bahsi geçen ama kimsenin hakkında konuşmak istemediği Gizli Bahçe hakkında düşünmeye başlarken buluverir…

Benim düşüncelerim neler?
“Gizli Bahçe” ; çocuk yetiştirilirken yapılan yanlışlar, çocuklara verilen değer ve daha türlü türlü konuyu barındıran efsane bir kitap.

Mary Lennox hakkında konuşmak gerekirse oldukça şımarık ve sinir bozucu bir çocuk olduğunu söyleyebiliriz. Her istediği yapılan bir çocuk.

Ama Mary Lennox asla sevgi görmemiştir. Çocukluğunu yaşayamıyor, hep istenmeyen çocuk oluyor. Kısacası bir fazlalık olarak görülüyor. Başına gelen travma da bu davranışlarında etkili tabii. İstenmediği için hiç özgür kalamamış, hayatı öğrenememiş ve yaşayamamıştır. Çocuk gibi davranması için fırsat verilmemiştir Mary’ye.

Tabii Mary üst tabakadan biriyken bir anda vasisinin evine gönderilince bu durum değişiyor. Değişen bu durumda da Mary uyum sağlamakta zorlanıyor. Daha önce hiç kendi işini kendi karşılamayan, kendi bakımını üstlenmeyen ve sorumluluk almayan bu kız bir anda kendi işini kendi yapmak zorunda kalıyor, hayatı öğrenmeye başlıyor.

Fanus içinde yetiştirilen bir çocuğun fanustan çıkması da tabii öyle bir anda olmuyor.

Fundalığın temiz havasıyla ve sürekli bahsi geçen ama kimsenin ağzına almaya cesaret edemediği Gizli Bahçe’nin düşüncesiyle hayata tutunan Mary, merakının ve içindeki çocuğun dışarı çıkmasıyla iyice buraya alışır ve çok farklı deneyimler edinir.

Mary tanıştığı kimsenin onu sevmeyeceğini ve onun da tanıştığı kişileri sevmeyeceğini düşünüyor sürekli. Sevgisiz kalmış bir çocuk sevgiyi nereden bilebilir ki? İstenmeyen bir çocuk neden bir başkasını yanında istesin ki? Bu da ailenin çocuğa kendini değerli hissettirmesinin, sevmesinin önemini gözler önüne seriyor.

İlerleyen sayfalarda çocuklar sihrin varlığına inanıyorlar. Aslında sihir dedikleri şey ise inanmanın gücü. İnanarak, isteyerek, severek birçok şeyi atlatabileceklerini ve başarabileceklerini fark eden çocuklar kendilerine tutunacak bir dal olarak “Sihir”i buluyorlar.

Colin isimli karakterden ise düşünce gücünün önemini görüyoruz. Colin yıllarca düşünceleriyle kendine eziyet ediyor, kendisini hasta olduğuna inandırıyor. Oysaki öyle bir şey yok. Sadece kendi kafasından kuruyordur hastalığını. Tabii burada Colin’in de Mary gibi istenmeyen çocuk olmasından kaynaklı bir durum söz konusu. Çevresindeki büyükler sürekli olarak Colin’in öleceğini, babası gibi kambur olacağını söyleyerek Colin’i kötü etkiliyorlar.

Birbirlerini bulan Colin ve Mary, yetişkinlerin kötülüklerinden ve sevgisizliklerinden uzakta durarak birbirlerine destek oluyor, beraber iyileşiyorlardır. Buradan da bir çocuğun bir çocuğa olan ihtiyacını okuyor, bir çocuğa bazen bir yetişkinden çok başka bir çocuğun iyi gelebileceğini anlıyoruz.

Yazarın karakterlerin psikolojisini çok iyi işlediği bir eser olan “Gizli Bahçe” her yaştan okura hitap edebilecek çok nadide bir eser. Elimden bırakamadığım ve devamını merak ettiğim oldukça tatlı bir kitaptı. Kimi yerlerinde duygulandığım kimi yerlerinde ise buruk bir şekilde gülümsediğim bu kitap herkese tavsiyemdir. Çocuk yetiştirilirken izlenen yanlış politikadan tutun sevginin ve inanmanın gücüne kadar her türlü konu oldukça güzel ve ustalıkla işlenmiş.

Siz “Gizli Bahçe”yi okudunuz mu? Sizin düşünceleriniz neler?

İncelememi okuduğunuz için teşekkür ederim. Kendinize çok dikkat edin, sevgiyle ve mutlulukla kalın…

Bu kitaba puanım: 10/10

Alıntılar

"O yanımda olmadığı zaman ben de yalnızım."

"Gitmiş," dedi kız üzüntüyle. "Ah! Yoksa... yoksa... o sadece bir orman perisi miydi?"

“Ah, bu tuhaf, kaba saba çocuğu nasıl da seviyordu!”

"Gerçeksin, değil mi?" dedi. "Sık sık çok gerçekçi rüyalar görüyorum. Sen de onlardan biri olabilirsin."

"+Peki sen yaşamak istiyor musun?

"-Hayır. Ama ölmek de istemiyorum."

"O unutmamı sağlıyor. Onu bu yüzden yanımda istiyorum."

“Belki de başlangıç,  güzel şeyler meydana gelinceye kadar güzel şeyler olacağını söylemektir sadece.”

 

1000Kitap hesabıma ulaşmak için buraya tıklayabilirsiniz.

 

 

11 yorum:

  1. okumadım daha ama filmi o kadar güzel ki :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Filmini izlemedim ama kitabı çok iyi. Tavsiyemdir kesinlikle deep. :)

      Sil
    2. piki, yayınevi de iyi zaten, kapak da iyi, tımams :)

      Sil
    3. Hadi bakalım şimdiden iyi okumalar. :)

      Sil
  2. Güzel tanıtım, teşekkürler:)

    YanıtlaSil
  3. Okumam lazımmm emeğine sağlık :)

    YanıtlaSil
  4. Çocukların, şımarık bir şekilde yetiştirilmesine tahammülüm yok.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Öyle gerçekten. Kitapta biraz buna da değiniliyor. :)

      Sil