Çimenlere bastığında çıkan hafif hışırtıdan başka ses yoktu etrafta. Ağaçlar sıktı. Arka fonda hafiften gelen kuş sesleri biraz zor olsa da dikkat kesildiğinde duyulabilirdi. Yine de çimen seslerinin hem basıldığında hem de rüzgâr çıktığında çıkardığı seslerin yanında, kuşların sesleri pek de duyulmuyordu.
Abby yavaşça
ilerlemeyi sürdürdü. Oval yakalı bluzunun içerisine dolan rüzgârla
serinlediğini ve kendine geldiğini hissediyordu. Daha çok kendisiydi sanki. Kollarını
açtı. İyice rüzgârı hissetti. Onu tanımlayacak birkaç söz bulunacak olsaydı
dramatik, aşırı duygusal ve birçok konuda birçok şeyi abartan biri olduğunu
söylerlerdi. Abby bu tanımlamalardan rahatsız değildi. Dramatikse dramatikti,
duygusalsa duygusaldı ve eğer abartılıysa abartılıydı. Hangimiz değildik ki?
Ağaçların seyrekleşmesiyle bir göle çıktı. Ağaçlar seyrekleşmişse de var olan
ağaçlar oldukça gür yapraklara sahipti. Koyu yeşil tonlarının hâkim olduğu bu
manzara nefes kesiciydi.
Ağacın
altına oturdu, sırtını sert kabuğa dayadı ve gölü izlemeye başladı. Telefonunu
kenara koydu. Zaten kimse aramayacak, yazmayacaktı. Boşuna ümit etmesine gerek
yoktu. Onu merak eden çoktan ederdi.
Biraz daha
oturduktan sonra aklına daha iyi bir fikir gelmediğinden göle doğru ilerledi.
Gölün yüzeyine vuran güneşten ötürü göl sanki parıldıyormuş gibi görünüyordu. O
kadar berrak o kadar temizdi ki içindeki renkli balıklar görülebiliyordu.
Sürüler halinde yüzüyor, birlikte tek bir vücut oluyorlardı adeta.
Gölün
yüzeyine bakmaya başladı. Yansımasıyla karşılaştı.
Son birkaç
ayda oldukça kilo almıştı. Düzensiz uykularından ötürü gözleri şişmişti ve
kendini pek de iyi hissetmiyordu. Sporu bırakmıştı, insanlara daha az kendini
açar olmuştu ve birçok şeyi ertelemeye başlamıştı. Evet, insanlara daha az
kendini açıyordu. Ama bir kişi dışında.
O da kendisi
gibiydi. Hatta onun kopyasıydı. Abby, doğru kişiyi bulduğunu düşünmüştü.
Ama sürekli
aynı hataya düşmüyor muydu zaten? Kimse kendisi gibi birini bulamazdı. Herkes karşıdaki
kişinin kendisi gibi olduğuna inandırırdı kendini. Çünkü inanmak isterdi. Bu
sevgi kavramından kıt dünyada sevilebileceğine inanan aptalların en büyük
bahanesiydi “inanmak”.
Göle düşen
gözyaşıyla göl halka halka dalgalandı. O sırada Abby kendi yansımasının yok
oluşunu izledi.
Artık kendi
yansıması yoktu gölde.
Kuzgun
karası saçları, koyu kahve gözleri, içine çökmüş yanaklarıyla o vardı artık.
İnandığı, inanmak istediği kişi.
Dolgun
dudaklarıyla o kadar güzel gülümsüyordu ki…
Birçok
kişiye göre pejmürde görünen bu kişi Abby için zarafet kavramının ta
kendisiydi.
Kendisine
bakan bu yüze dayanamıyordu. Bir insan hem bu kadar yakın hem bu kadar uzak nasıl
olabilirdi?
Dokunmaya
korkuyordu göle. Ya O da kendi görüntüsü gibi dağılır, yok olursa?
Bakmaya
devam etti. Gözlerinde hayallere daldı. Nasıl da yorgun, nasıl da
umursamazlardı! Bu hayata olan nefreti, omuzlarında taşıdığı tüm yük yansımıştı
sanki onlara. Abby yüzünü daha da yaklaştırdı. Öyle ki biraz daha başını eğse
göle değecekti yüzü.
Gözlerini
kapattı. Duyuları açıktı. Doğayı dinledi, artık kuşların cıvıltısı daha
gürültülü çalılar ise isyankâr bir şekilde bir o yana bir bu yana
sallanıyorlardı. Rüzgâr yüzünü yalıyordu. Sanki duyguları doğaya yansıyordu. Sanki
doğa onu anlıyordu.
Korkuyordu. Çok
korkuyordu. Ama umursamadı. Artık kendisinin de umursayacağı bir şey
kalmamıştı. Dudaklarını yavaşça Yansımadakinin dudaklarına değdirdi. Dudaklarıyla
beraber yavaşça yüzü de göle doğru iyice gömüldü. Suyun buz gibi soğukluğu
yüzüne çarparken tüm duyuları iyice harekete geçmişti.
Tüm vücudu
suyun içindeydi artık. Ani bir korkuyla doldu kalbi. Deli gibi çarpıyor, göğüs
kafesini delip geçiyordu adeta. Suyun yüzeyine çıkıp kendini kurtarmak,
yukarıdaki dünyaya geri dönmek istiyordu.
Ama o sırada
yine Onu gördü.
Kendisine ellerini
uzatmış, o güzel dudaklarıyla koskocaman gülümsüyordu Abby’e.
Abby’nin
elleri titriyordu. Ya yine yarı yolda bırakılırsa?
Elleri
yavaşça diğerinin ellerine uzandı.
Işık gölün
içinden yüzüne vuruyordu. Gözleri güneş kadar parlak, saçları etrafında
süzülüyordu. Gülümsemesi aynı şekilde hala yüzündeydi. Abby’e güven veriyor,
hiçbir şeyi kafasından kurmadığını, ona güvenebileceğini söylüyordu adeta.
Abby Ona
güvendi.
Ellini
tuttu. İçinden bir akımın geçtiğini hissediyor, vücudunun artık üşümediğini
hissediyordu. Gözlerini yavaşça kapattı ve usulca gülümsedi. Ona güveniyordu, gerçekliğine inanıyordu. O, gerçekti. Hem de hiç olmadığı kadar.
Bir daha da gözlerini açmadı zaten.
Yazan: Eylül
Su Arslan
öykü mü yazdıın ooo, sonra gelip keyifle okuyayıım :)
YanıtlaSilBakalım okuyunca ne düşüneceksin. :)
Silya çok etkileyici bir öykü, yani bulduğun bu konu çok etkileyici, ne güzel bir kısa filmi olur bunun, yani sonunda kız suda kayboluyor değil mi, kendine baka baka, yazık kıza yaa, en güzel öykülerinden biri buuu :)
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim. Benim de en çok beğendiğim yazı bu oldu. İyice hissederek yazdım. Anlatmak istediğim mesaj biraz karışık ve öznel ama aktarabildiğime sevindim. :)
SilHikaye gerçekten çok güzel olmuş, bu yakınlarda okuduğum Karanlık Sular kitabına gitti aklım okurken.. Affınıza sığınarak iki şey söylemek istiyorum. Pozitif eleştiri anlamında; ilki oval yakalı bluzu kısmında, oraya kadar betimlemeler belli belirsiz yapılmış o yüzden oval yaka tanımlaması okurken beni bi duraksattı. Sadece bluzunun içine dolan rüzgar olarak devam etse sanki akıcılığı kesmeyecekmiş gibi geldi. İkincisi ise son cümle, oraya gelirken sanki yavaşca huzura kavuşmuş gibi de hissettiriyor yazı. Son cümle çok tak diye çarpıyor insana, önünde şöyle bir tanımlama olsa "hafif bir tebessümle gözlerini kapattı" ya da "yavaşça gözlerini kapattı" gibi cümle çok daha vurucu bitirecek hikayeyi gibi düşündüm. Tamamen kişisel görüşlerim. Asla kırmak da istemem. Tekrar affınıza sığınırım.
YanıtlaSilYorumunuz için çok teşekkür ederim. Eleştirilere her zaman açığım ve düşüncelerinizi duymak beni çok mutlu etti.
SilBetimleme olayına biraz oval yakalı bluzdan sonra başladım ondan dolayı biraz affallatmış olabilir. Bundan sonra direkt değil de yavaş yavaş betimlersem daha iyi olur gibi. Sonu dediğiniz gibi tak diye bitmiş. Onu da diğer öykülerimde öykünün akışına uygun olacak şekilde bitirmeye gayret edeceğim. Düşünceleriniz çok değerli tekrardan teşekkür ederim. Dediklerinizi uygulayacağım. :)
son yazıma koydum bu öykünü :)
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim deeps! Uğruyorum hemen yazına. :)
SilKarakterin hislerine odaklanılan ve betimlemelerle süslenen öyküleri seviyorum. Etkileyici olmuş, kalemine sağlık. :)
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim beğenmene çok sevindim. :)
Sil