Light Pink Pointer

3 Temmuz 2024 Çarşamba

Muhteşem Oz Diyarı | Kitap Yorumu

 Hepinize selamlar. Bugün sizlere L. Frank Baum'un yazdığı "Oz Büyücüsü"nün ikinci kitabı olan "Muhteşem Oz Diyarı"nı inceliyorum. Umarım incelememden memnun kalırsınız.

Ne anlatıyor?

Tip, kötü yaşlı bir cadının yanında yaşayan küçük bir çocuktur. Tarlada çalışır, başka birtakım işleri de layığıyla yerine getirir. Günün birinde can sıkıntısından yanında kaldığı ve hiç sevmediği bu yaşlı cadıyı korkutmak ister. Bunun için de kafasını balkabağından yaptığı bir adam oluşturur. Cadının korkması için adamı yolun kenarına yerleştirir. 

Cadı bu adamı görüp korkar. Tip'e çok sinirlenir ve ona gününü göstermek için balkabağından oluşan adamı sihirle canlandırır. Aynı zamanda bir büyü hazırlar ve Tip'i mermerden bir heykele dönüştürmek ister. Bunu duyan Tip, balkabağından oluşan adamı da alarak yıllarca yanında kaldığı bu kötü cadıdan kaçar. Bundan sonra kendisine Kabakkafa diyeceğimiz balkabağı adamı da alıp kendisini nelerin beklediğinden habersiz bir yolculuğa doğru adım atarlar. 

Benim düşüncelerim neler?

Uzun süredir düzenli kitap okumuyordum. Bundan dolayı okunacak kısa ve akıcı bir kitap arıyordum. Neyse ki elimde "Muhteşem Oz Diyarı" vardı. İlk kitabını da okumuş ve beğenmiş biri olarak ikincisini de hemen okumaya başladım. O kadar akıcı ve güzeldi ki. Oluşturulan dünyanın incelikleri, yaratılan karakterlerin özellikleri, hepsi çok tatlıydı ve ince düşünülmüştü. Uzun süredir kaybettiğim okuma alışkanlığımı geri getirdi diyebilirim. Çocuk öyküsü olarak geçse de o kadar tatlı ibareler ve diyaloglarla süslenmişti ki bence her yaştan birey alıp okuyabilir. Keyifli zaman geçireceğiniz çok güzel bir kitap "Muhteşem Oz Diyarı".

Siz bu kitabı okumuş muydunuz? Sizin düşünceleriniz neler? 

Merak edenleriniz için ilk kitap olan "Oz Büyücüsü"nün incelemesini de buraya bırakıyorum, ulaşmak isterseniz buraya tıklayabilirsiniz.

Bu kitaba puanım: 8/10

Alıntılar

"Kavga etmeyelim. Hepimizin zayıflıkları var sevgili arkadaşlarım; birbirimize karşı anlayışlı olmaya gayret etmeliyiz (...)"

"Çok rica ederim, yarın yağacak yağmur bugünkü güneşin tadını kaçırmasın(...)"

"Zira deneyim her zaman bilgi anlamına gelmez."

"Ben iyi bir kalbin, eğitimden ya da beyinden çok daha makbul olduğunu düşünüyorum."

"Kalbim kesinlikle en iyi parçam."

"İyi bir kalbi beyninizi kullanarak elde edemeyeceğinizi, parayla satın alamayacağınızı da kabul etmelisiniz. Belki de nihayetinde dünyanın en zengin adamı benim."


1 Temmuz 2024 Pazartesi

Franny ve Zooey | Kitap Yorumu

 Hepinize selamlar. Bugün sizelere J.D. Salinger'ın yazdığı "Franny ve Zooey" kitabını inceliyorum. Kendisini Gilmore Girls isimli diziyi izlerken duymuştum, Çavdar Tarlasında Çocuklar kitabını ise almış ama okumamıştım. Franny ve Zooey'den sonra onu da okumayı düşünüyorum zaten. O halde daha fazla uzatmadan incelememe geçiyorum.

Ne anlatıyor?

Franny ve Zooey, 7 çocuklu bir ailenin en küçük fertleridir. Tüm kardeşler küçüklüklerinden itibaren çok zeki olduklarından ötürü radyo
programlarına katılarak büyümüştürler. Zeki olmalarına zekidirler ama bu zekalarına rağmen bu hayatta yer edinemediklerini düşünüyor ve hayatı sorguluyorlardır. Bu yolculukta karşıt görüşlere sahip Franny ve Zooey, hayatın mistik yönünü felsefi bir bağlamda tartışırlar.

Benim düşüncelerim neler?

Açıkçası çok büyük bir hevesle başlamıştım. Ama benim için biraz hayal kırıklığı oldu bu kitap. Bir durum öyküsü olmasından ötürü kısa ve daha çok içsel duygu durumu yansıtılıyor, ama bu durum bize akıcı ve olaylar arası bağlam kurma yönünden hiç yardımcı olmuyor. Birçok durum öyküsü okudum ama bu kitapta olayları ve duygu durumlarını birbirine bağlamak çok zordu.

Bahsedilen ailenin geçmişini bilmiyoruz, bu yüzden çocukların birbirlerinden kopuşları ve düştükleri bu bunalımlı duyguları anlamak hayli güç. Bir yorum yapmam gerekirse; çocukların çok zeki oluşlarından ötürü erken yaştan radyo kanallarına çıkması, bu kadar göz önünde olmaları ve çeşitli testlere dahi tabi tutulmaları bunalımlarının temelini oluşturuyor. Aile içinde de sürekli bir kıyaslama olduğu görülüyor. Çocukların bu tarz bir ortamda yetişmeleri geri kalan yaşantılarının büyük bir bölümünü etkiliyor, kendi içlerindeki boşluğu doldurmak için çeşitli şeyler deniyorlardır. Bunların en başında da din olgusu geliyor. Aile zaten dinine bağlı bir ailedir okuduklarımızdan anladığımız kadarıyla. Üstüne çocuklar bu tarz şeyler yaşayınca hayatın anlamı, nereye gidiyoruz ve ne yapmalıyız tarzı sorular akıllarından düşmüyor.

Kitap beni pek içine çekmedi açıkçası. Daha farklı bir şekilde işlense belki çok güzel bir şeyler çıkabilirdi. Ama karakterleri adam akıllı tanımıyoruz, çevrelerini bilmiyoruz, yaşananları üstünkörü biliyoruz. Tartışmalarının temelini oluşturan sebepleri bilmiyoruz, yaşanmışlıklarını bilmiyoruz. Kısacası büyük bir bilinmezlikten oluşuyor kitap. Akıcı bulmadım ve beni pek sarmadı. Tek miyim diye düşünürken çoğunluğun da benimle aynı düşündüğünü bilmek bir nebze içimi rahatlattı. Yazarın Çavdar Tarlasında Çocuklar kitabının çok daha iyi olduğunu duymamsa içimi rahatlattı.

Siz "Franny ve Zooey"i okudunuz mu? Sizin düşünceleriniz neler?

İncelememi okuduğunuz için teşekkür ederim. Kendinize çok iyi bakın, sağlıcakla kalın.

Bu kitaba puanım: 5/10

Alıntılar

"Tam bir hiçkimse olacak cesaretim olmamasından usandım. Kendimden de, bir çeşit ses getirmek isteyen herkesten de usandım."

"Çünkü, bir muhalif görüş, ne kadar ustalıkla dile getirilmiş olsun, ancak uygulanabilir olduğu sürece geçerlidir."

"Dürüst bir düzenbazı her zaman tercih ederim."

"Dünyada bu kadar güçlü sevgi ve nefretlerle yaşayamazsın ki."

" 'Allah kahretsin,' dedi, 'dünyada hoş şeyler de var hakkaten hoş şeyler yani. Hepsini birden ıskalayacak kadar da salağız biz. Olup biten her şeyi hemen o sefil küçük egolarımıza gönderiyoruz mütemadiyen.' "


Ters Yüz 2 | Film Yorumu

Hepinize selamlar. Bugün sizlere sürekli karşımıza çıkan ve çok övülen "Ters Yüz 2" filmini inceleyeceğim. Birincisini izlemiş ve çok beğenmiş biri olarak sinemada ben de yerimi aldım. Kelsey Mann'in yönetmenliğindeki filmin incelemesine başlıyorum o halde.

Ne anlatıyor?
Riley isimli karakterimiz, çocukluktan ergenliğe geçerken temelde taşıdığı 5 duygu olan Neşe, Üzüntü, Korku, Tiksinti ve Öfke'nin yanında yeni gelen 4 duyguyla tanışır. Bu duygular Kaygı(Anksiyete), Gıpta, Utanç ve Bıkkınlık'tır. Bu yeni duygularla karşılaşan eski duygular, düzenin bozulmasından rahatsız olurlar. Bu rahatsızlık kısa sürede çeşitli görüş ayrılıklarını beraberinde getirir ve duygular bir karmaşanın ortasında
kontrollerini kaybederler. 
O sırada bir hokey kampında olan Riley, bu duygu karmaşasının ortasında bu 3 günü atlatmaya çalışır.

Benim düşüncelerim neler?
Birincisini çok sevdiğim gibi ikincisine de bayıldım. O kadar tatlıydı ki. Özellikle Anksiyetenin Riley'i kontrol almaya çalışışı, yaşattığı durum vb. o kadar bana kendi durumumu hatırlattı ki. Anksiyeteyle boğuşan biri olarak yalnız olmadığımı ve anlaşıldığımı hissettirdi. Kendimi anlamamı ve objektif olmamı sağladı. Filmden sonra yaşadığım herhangi bir kaygı anında kendi kendime "Sakin ol Anksiyete ve kontrolü Neşe'ye ver." diyerek sakinleştiğimi hissediyorum. Belki de kafamın içindeki duyguları somutlaştırmak, beni iyi hissettiriyordur bu bilinmezliklere karşı.

Aynı zamanda Riley'in kaygı anından sakinleşme evresine doğru sergilediği davranış bana psikoloğumun öğrettiği bir taktiği anımsattı. Riley sakinleşmek için etrafında olan bir nesneye dokunuyor, etrafında olan bir olaya odaklanıyor, etrafındaki ışığı ve sıcaklığı hissediyor. Psikoloğum bunun bana anda kalmaya yardımcı olan bir yöntem olduğundan bahsetmişti. 5 duyunla hissedeceğin bir nesne belirle ve onu ayrıntılı bir şekilde analiz et. Riley'in bunu yapması oldukça dikkatimi çekmişti ve çok hoşuma gitti.

Çok tatlı diyaloglarla bezenmiş ve bize kendimizden bir parça uzatan bir filmdi. Duygularımızı kabullenmemizi ve aslında hepsinin bizi korumak için farklı farklı hissettirdiğini anladığımız, abartıldığı kadar güzel olan bir filmdi.
Siz "Ters Yüz 2"yi izlediniz mi? Sizin düşünceleriniz neler?
İncelememi okuduğunuz için çok teşekkür ederim. Kendinize çok dikkat edin, sağlıcakla kalın.
Bu filme puanım: 10/10
Oyuncular
Maya Hawke
Ayo Edebiri
Adele Exarchopoulos
Liza Lapira
Tony Hale
Amy Poehler
Paul Walter Hause
Lewis Black
Phyllis Smith
June Squibb