Light Pink Pointer

19 Kasım 2022 Cumartesi

Dune | Kitap Yorumu

Hepinize selamlar. Bugün sizlere Frank Herbert’ın yazdığı “Dune” isimli kitabı inceliyorum. Umarım bu incelemem sizler için yararlı olur.

Ne anlatıyor?
Arrakis, daha bilinen adıyla Dune, baharatla dolu bir çöl gezegenidir. Daha önce bu gezegeni Harkonnen Hanedanı yönetirken Padişah İmparator’un kararı ile Atreides Hanedanı yönetmeye başlar. Ama baharat açısından bu kadar zengin olan bir gezegeni elbette ki Harkonnenlar kolay kolay bırakmayı istemezler. Bunun üzerine bir sürü plan ve komplolar uygulanmaya başlar.

İç karışıklıklardan savaşlara, din ve sosyolojiye kısacası her türlü konuya değinen Dune, okurlarına evreninin kapılarını açıyor.

Benim düşüncelerim neler?

Açıkçası herkesin bu kadar övdüğü bu kitabı büyük umutlarla okumaya başladım. Ama ne yazık ki beni pek kendisine çekemedi. Ya gerçekten dediğim gibi çok övüldüğünden kaynaklı ya da bana hitap etmediğinden bilemiyorum ama öyle çok büyük bir bilimkurgu zevki veremedi bana maalesef.

Genel olarak değinilen konular hoştu. Baharatın aslında uyuşturucu oluşu, suyun sınırlı kullanımı, toplumların kendi içlerinde nasıl inançlara sahip olduğunun işlenişi, İslam ögelerinin de kitapta yer buluşu, farklı kültürlerin buluşması ve onun yarattığı çatışma, hanedanlar arasındaki ve hanedanın kendi içindeki problemler… Hepsiyle dolu dolu bir kitaptı aslında. Okuyan birçok kişi de beğenecektir büyük ihtimalle. Ama daha ilk sayfaları okurken bile zar zor ilerleyebildim. Sonlara doğru kurgu açılsa ve kendine doğru çekmeye başlasa da kitabın büyük bir çoğunluğu bana heyecandan çok normal ilerleyen bir kurgu havası verdi. İsimlerin ve terimlerin fazlalığı da cabası.

Benim açımdan pek de aman aman bir kitaptı diyemeyeceğim. Ama şans vermek isteyen olursa Dune burada sizleri bekliyor efendim.

Siz “Dune”u okunuz mu? Okuduysanız sizin düşünceleriniz neler?
İncelememi okuduğunuz için teşekkür ederim. Kendinize dikkat edin, sağlıcakla kalın…

Bu kitaba puanım: 6/10

Alıntılar

“İnsanın içi kararıyor, diye düşündü. Beklemek bir süre sonra insanı yormaya başlıyor.”

“İlerleme fikri, bizi geleceğin dehşetinden koruyan bir koruma mekanizmasıdır.”

“İnsan bilinçaltının derinliklerinde, anlamlı ve mantığa uygun bir evrene duyulan ihtiyaç yatar. Ama gerçek evren, mantığın hep bir adım ötesindedir.”

“Din ile siyaset aynı arabada gittiğinde, sürücüler karşılarında hiçbir şeyin duramayacağını sanır. Dümdüz gider, hızlandıkça hızlanırlar. Engelleri tamamen göz ardı eder, körlemesine gidenlerin uçurumu çok geç fark ettiğini unuturlar.”

“Kanunlar ve görevler din çatısı altında birleştiğinde, insan asla tamamen bilinçli olamaz, asla kendinin tamamen bilincine varamaz. Asla tam bir birey olamaz.”

“ ‘Şunu hafızana kazı evlat: Dünya dört şeyin üzerinde durur...’ İri eklemli dört parmağını kaldırmıştı. ‘Bilgelerin ilmi, yücelerin adaleti, haklıların duası ve yiğitlerin cesareti. Ama hükmetme sanatını bilen bir hükümdar olmadan...’ Parmaklarını indirip yumruğunu sıkmıştı. "Bunlar hiçbir işe yaramaz. Bunu bağlı olacağın ilim haline getir!’ ”

“Bir süreç onu durdurarak anlaşılmaz. İdrak sürecin akışıyla birlikte gerçekleşmeli, ona katılmalı ve onunla birlikte akmalıdır.”

“Bu şehir her şeyiyle soğuk geliyor.”

“Zihin bedene emredince, beden itaat eder. Ama zihin kendi kendine emredince direnişle karşılaşır.”

“ ‘Toplumumuzda insanlar alıngan olmamalıdır," dedi. "Bu genellikle intihar demektir.’ ”

“Elde etmenin de vakti vardır, yitirmenin de. Elde tutmanın da vakti vardır, bırakmanın da; sevginin de vakti vardır, nefretin de; savaşın da vakti vardır, barışın da.”

“Çünkü artık içimdeki keder, tüm denizlerin kumundan daha ağır, diye düşündü. Bu dünya içimi boşalttı, geride tek bir şey kaldı... En eski hedefim: yarını yaşamak.”

“Bir şeyin yokluğu, varlığı kadar ölümcül olabilir.”

“Hangi duyulardan yoksunuz ki, etrafımızdaki bir başka dünyayı göremiyor ve duyamıyoruz?”

“Mutluluğun durabilmek, bir anlığına da olsa durabilmek olduğunu fark etti. Durmanın mümkün olmadığı yerde mutluluk da olmazdı.”

“Taş da ağırdır, kum da; ama budalanın gazabı ikisinden de ağırdır.”

“Bir düşünce ifade edilse de edilmese de, varlığı gerçektir ve güç barındırır.”

“Evrendeki en güçlü ve kalıcı ilkeler, tesadüfler ve hatalardı.”

 

4 yorum:

  1. okudum da evet zor tabii :) filmini izlemek daha kolay ama, eski filmi de yenisini de izledim :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Filmini çok övüyorlar kitabıyla birlikte. Ben pek ısınamadım, belki filmi daha çok hoşuma gider. Şans vermeli. :)

      Sil
  2. Bir kaç gün önce dördüncü kitaba başladım. Aslında seri herkesin tüm övgülerinden bağımsız ele alındığında iyi. Ama sadece "iyi" harika değil, mükemmel değil... Dili güzel, yazarın hayal gücü çok iyi ama aslında politika sevmeyenlere çok da hitap edecek birşey değil. Çünkü bence politik alt metinli bir eser. O nedenle benim gibi her övmeye düşmeyiniz diye uyarmak isterim, gözü yorumuma düşecek olanları. :D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kesinlikle ama kesinlikle katılıyorum. Bu kadar çok övgü duymasam daha severek okuyabilirdim ama benim için sadece dediğiniz gibi "iyi" olarak kaldı. Evren ve hayal gücü gerçekten iyi ama delicesine övülecek kadar mı bence tartışılır.

      Sil