Hepinize selamlar. Bugün sizlere Frank Herbert’ın yazdığı “Dune” isimli kitabı inceliyorum. Umarım bu incelemem sizler için yararlı olur.
Ne anlatıyor?Arrakis, daha bilinen adıyla Dune, baharatla dolu bir çöl gezegenidir. Daha önce bu gezegeni Harkonnen Hanedanı yönetirken Padişah İmparator’un kararı ile Atreides Hanedanı yönetmeye başlar. Ama baharat açısından bu kadar zengin olan bir gezegeni elbette ki Harkonnenlar kolay kolay bırakmayı istemezler. Bunun üzerine bir sürü plan ve komplolar uygulanmaya başlar.
İç karışıklıklardan
savaşlara, din ve sosyolojiye kısacası her türlü konuya değinen Dune,
okurlarına evreninin kapılarını açıyor.
Benim
düşüncelerim neler?
Açıkçası
herkesin bu kadar övdüğü bu kitabı büyük umutlarla okumaya başladım. Ama ne
yazık ki beni pek kendisine çekemedi. Ya gerçekten dediğim gibi çok övüldüğünden
kaynaklı ya da bana hitap etmediğinden bilemiyorum ama öyle çok büyük bir
bilimkurgu zevki veremedi bana maalesef.
Genel olarak
değinilen konular hoştu. Baharatın aslında uyuşturucu oluşu, suyun sınırlı
kullanımı, toplumların kendi içlerinde nasıl inançlara sahip olduğunun
işlenişi, İslam ögelerinin de kitapta yer buluşu, farklı kültürlerin buluşması
ve onun yarattığı çatışma, hanedanlar arasındaki ve hanedanın kendi içindeki
problemler… Hepsiyle dolu dolu bir kitaptı aslında. Okuyan birçok kişi de
beğenecektir büyük ihtimalle. Ama daha ilk sayfaları okurken bile zar zor
ilerleyebildim. Sonlara doğru kurgu açılsa ve kendine doğru çekmeye başlasa da
kitabın büyük bir çoğunluğu bana heyecandan çok normal ilerleyen bir kurgu
havası verdi. İsimlerin ve terimlerin fazlalığı da cabası.
Benim açımdan
pek de aman aman bir kitaptı diyemeyeceğim. Ama şans vermek isteyen olursa Dune
burada sizleri bekliyor efendim.
Siz “Dune”u
okunuz mu? Okuduysanız sizin düşünceleriniz neler?
İncelememi okuduğunuz için teşekkür ederim. Kendinize dikkat edin, sağlıcakla
kalın…
Bu kitaba
puanım: 6/10
Alıntılar
“İnsanın içi
kararıyor, diye düşündü. Beklemek bir süre sonra insanı yormaya başlıyor.”
“İlerleme
fikri, bizi geleceğin dehşetinden koruyan bir koruma mekanizmasıdır.”
“İnsan
bilinçaltının derinliklerinde, anlamlı ve mantığa uygun bir evrene duyulan
ihtiyaç yatar. Ama gerçek evren, mantığın hep bir adım ötesindedir.”
“Din ile
siyaset aynı arabada gittiğinde, sürücüler karşılarında hiçbir şeyin
duramayacağını sanır. Dümdüz gider, hızlandıkça hızlanırlar. Engelleri tamamen
göz ardı eder, körlemesine gidenlerin uçurumu çok geç fark ettiğini unuturlar.”
“Kanunlar ve
görevler din çatısı altında birleştiğinde, insan asla tamamen bilinçli olamaz,
asla kendinin tamamen bilincine varamaz. Asla tam bir birey olamaz.”
“ ‘Şunu
hafızana kazı evlat: Dünya dört şeyin üzerinde durur...’ İri eklemli dört
parmağını kaldırmıştı. ‘Bilgelerin ilmi, yücelerin adaleti, haklıların duası ve
yiğitlerin cesareti. Ama hükmetme sanatını bilen bir hükümdar olmadan...’ Parmaklarını
indirip yumruğunu sıkmıştı. "Bunlar hiçbir işe yaramaz. Bunu bağlı
olacağın ilim haline getir!’ ”
“Bir süreç
onu durdurarak anlaşılmaz. İdrak sürecin akışıyla birlikte gerçekleşmeli, ona
katılmalı ve onunla birlikte akmalıdır.”
“Bu şehir
her şeyiyle soğuk geliyor.”
“Zihin
bedene emredince, beden itaat eder. Ama zihin kendi kendine emredince direnişle
karşılaşır.”
“ ‘Toplumumuzda
insanlar alıngan olmamalıdır," dedi. "Bu genellikle intihar demektir.’
”
“Elde
etmenin de vakti vardır, yitirmenin de. Elde tutmanın da vakti vardır,
bırakmanın da; sevginin de vakti vardır, nefretin de; savaşın da vakti vardır,
barışın da.”
“Çünkü artık
içimdeki keder, tüm denizlerin kumundan daha ağır, diye düşündü. Bu dünya içimi
boşalttı, geride tek bir şey kaldı... En eski hedefim: yarını yaşamak.”
“Bir şeyin
yokluğu, varlığı kadar ölümcül olabilir.”
“Hangi
duyulardan yoksunuz ki, etrafımızdaki bir başka dünyayı göremiyor ve
duyamıyoruz?”
“Mutluluğun
durabilmek, bir anlığına da olsa durabilmek olduğunu fark etti. Durmanın mümkün
olmadığı yerde mutluluk da olmazdı.”
“Taş da
ağırdır, kum da; ama budalanın gazabı ikisinden de ağırdır.”
“Bir düşünce
ifade edilse de edilmese de, varlığı gerçektir ve güç barındırır.”
“Evrendeki
en güçlü ve kalıcı ilkeler, tesadüfler ve hatalardı.”
okudum da evet zor tabii :) filmini izlemek daha kolay ama, eski filmi de yenisini de izledim :)
YanıtlaSilFilmini çok övüyorlar kitabıyla birlikte. Ben pek ısınamadım, belki filmi daha çok hoşuma gider. Şans vermeli. :)
SilBir kaç gün önce dördüncü kitaba başladım. Aslında seri herkesin tüm övgülerinden bağımsız ele alındığında iyi. Ama sadece "iyi" harika değil, mükemmel değil... Dili güzel, yazarın hayal gücü çok iyi ama aslında politika sevmeyenlere çok da hitap edecek birşey değil. Çünkü bence politik alt metinli bir eser. O nedenle benim gibi her övmeye düşmeyiniz diye uyarmak isterim, gözü yorumuma düşecek olanları. :D
YanıtlaSilKesinlikle ama kesinlikle katılıyorum. Bu kadar çok övgü duymasam daha severek okuyabilirdim ama benim için sadece dediğiniz gibi "iyi" olarak kaldı. Evren ve hayal gücü gerçekten iyi ama delicesine övülecek kadar mı bence tartışılır.
Sil