Light Pink Pointer

19 Kasım 2022 Cumartesi

Balıkçı ve Oğlu | Kitap Yorumu

Hepinize selamlar. Bugün sizlere Ömer Zülfü Livaneli’nin yazdığı “Balıkçı ve Oğlu” isimli kitabı inceliyorum. Umarım bu incelemem sizler için yararlı olur.

Ne anlatıyor?

Mustafa, hayatını balıkçılıkla geçiren ve kendi küçük mahallesinde sıradan bir yaşama kollarını açan birisidir. Yaşamına sıradan dediğime bakmayın, oğlu denizde boğularak can verdiğinden beri kendisi ve eşi sürekli bir mutsuzluğun pençesindedirler. Bu durum onları her ne kadar yaşandığı günden beri delicesine üzse de bir şekilde yaşayıp gidiyorlardır.

Günün birinde yine denize açılan Mustafa çok garip bir şeyle karşılaşır.


Deniz cesetlerle dolmuştur. Bu durumun şokunu atlattıktan sonra cesetlerden birkaçını götürmek üzere küçük sandalına alır. Tam o sırada can simidine konulmuş bir bebek bir yunus tarafından kendisine doğru sürüklenir. Büyük bir korkuyla bebeğin yaşayıp yaşamadığını teyit ettikten sonra yaşadığını anlayan Mustafa yaşadığı güçlü duyguların tesiri ile bebeği saklar ve diğer cesetleri teslim eder. Bebeği eve götürür ve eşine gösterir. Deniz oğullarını kendilerinden almıştı. Şimdi ise yeni bir evlat vermişti onlara. Peki bu durumda ne yapmalılardır? Bebek bakmak kolay değildi, çevreleri duyarsa bu durum öğrenilirdi. Ne yapacaklardı? Ya annesi yaşıyorsa çocuğun? Ya başlarına büyük bir bela alıyorlarsa?

Benim düşüncelerim neler?

İlk defa Livaneli’den bir kitap okudum. Bu kadar geç kaldığım için üzülsem de geç olsun güç olmasın diyerekten okumaya başladım. Livaneli’nin dili o kadar akıcı, olayları birbirine bağlayışı o kadar kusursuz ki... Okurken hiç sıkıntı çekmiyor, tıpkı denizin sizi sürüklediği gibi cümlelerin de sizi sürüklemesine izin veriyorsunuz. Livaneli’nin toplumcu-gerçekçi kimliğini buram buram hissediyor, verdiği mesajlarla birtakım olayların farkına biraz daha varıyoruz. Bireyin kendi iç dünyasıyla toplumu sorunlarını bir arada kaynaştırarak sunmadaki profesyonelliği ise her sayfada kendini belli ediyor.

İnsan tiplemelerini de oldukça güzel bir şekilde okura sunuyor Livaneli. Mahalledeki dedikodu havasının yanında bir yandan da herkesin birbirini tanıyıp sevip sayması bize o eski günleri hatırlatıp içimizi sıcacık yapıyor. Farklı farklı bir sürü olaya ve hayata dahil oluyoruz Livaneli’nin kalemi sayesinde.

Bayılarak okuduğum bir kitap oldu. İyi ki tanıştım Livaneli’yle. Daha nice kitaplarını da okumak dileğiyle.

Siz “Balıkçı ve Oğlu”nu okudunuz mu? Sizin düşünceleriniz neler?

İncelememi okuduğunuz için çok teşekkür ederim. Kendinize çok dikkat edin, sağlıcakla kalın…

Bu kitaba puanım: 9/10

 

6 yorum:

  1. livaneli hiç okumadım, çok sevmişsin bunu, hımms :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Mutlaka oku deeps. Hatta okumak istersen Balıkçı ve Oğlu ile bir başlangıç yapabilirsin. :))

      Sil
  2. Livaneli'den yakınlarda şiir kitabı okumuştum. Bu kitap da sürekli önüme çıkıyor belki alırım. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Alırsanız mutlaka incelemesini okumak isterim. Bence pişman olmayacaksınız. :)

      Sil
  3. Livaneli, merak ettiğim yazarlardan biri. Bu kitabının ismini not alıyorum, kütüphaneye gittiğimde bakacağım inşallah. :)

    YanıtlaSil
  4. Selam,Livaneli'nin serenad kitabını okumuştum. Bir yerden sonra o kadar sıkılmıştım ki tekrarlayan cümlelerden. Karakterin içine girip çıkamadığı düşüncelerden ve en sonunda kitaptan. Bitireli uzun zaman oluyor ama o iç sıkıntısı hala aklımda.
    Belki bu vesile ile bir şans daha veririm. Bir anda blogunuz ve bu yazı karşıma çıktı.
    Sevgiler.

    YanıtlaSil