Light Pink Pointer

5 Şubat 2019 Salı

Tokyo Ghoul | Çizgi Roman Yorumu


Merhabalar bugün normal bir kitaptan çok bir çizgi roman olan ve Sui İşida adlı yazarın kaleme aldığı “Tokyo Ghoul” serisini inceleyeceğim. Birçoğunuz filmini izlese de ben filmini değil kitabını inceleyeceğim. Şahsen filmini izleyemedim çünkü izleyebileceğim bir film sitesi bulamadım. O zaman daha fazla uzatmadan incelememe geçiyorum.

Ne anlatıyor?

Ghouller insan yiyerek beslenen ve besin zincirinin en üst sınıfında yer alan yaratıklardır. İnsan gibi göründüklerinden dolayı kimse onların gerçekte Ghoul olup olmadığını bilemez. Ken Kaneki isimli başkarakterimiz, bu Ghoullerden birine denk gelir ve ona âşık olur.  Âşık olduğu Ghoul’ün ismi ise Rize’dir ama Kaneki Rize’nin Ghoul olduğunu bilmemektedir. Rize, Kaneki’yi kandırır ve ona saldırıp yemeye çalışır. Kaneki ne kadar kurtulmaya çalışsa da boşadır. Ama şansa inşaat demirleri Rize’nin üstüne düşüp Rize’yi öldürür. Doktor fazla hasar alan Kaneki’ye organ naklinin zorunlu olduğunu söyleyip Rize’nin Ghoul organlarından birini Kaneki’ye nakil eder. Kaneki hastanede birkaç gün geçirdikten sonra taburcu olur. Kaneki en yakın arkadaşı Hide ile yemeye çıkar. En sevdiği yemek sipariş edilir ama Kaneki bu yemeyi yediğinde midesi kalkar ve kusmaya başlar. Eve gider. Televizyonda çıkan bir haberde Ghoullerin özellikleri anlatılmaktadır. Kaneki bu özelliklerin hepsini taşıdığını fark eder… İçini bir korku sarar. Sizce sonrasında ne olacak? 14 kitaptan oluşan bu seriye heyecanla başladım ve aynı heyecanla bitirdim. Size de öneriyorum şimdiden iyi okumalar!

Bu çizgi romanı çok önceden okuduğum için yanlış hatırlayıp yazdığım veya karıştırdığım yerler olabilir. Hatam varsa yorumlara yazabilirsiniz çok mutlu olurum. Bu incelememi biraz kısa tuttum ve aceleyle yazdım çünkü okulum başladı ve fazla yoğunum anlayışla karşılamanızı umuyorum. Teşekkürler!


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder