Light Pink Pointer

16 Eylül 2022 Cuma

Kağnı/Ses/Esiler | Kitap Yorumu

Hepinize selamlar. Bugün sizlere Sabahattin Ali’nin bir kitabı olan “Kağnı/Ses/Esirler”i inceliyorum. Umarım bu incelememden hoşnut kalırsınız.

Ne anlatıyor/Benim düşüncelerim neler?
Sabahattin Ali bu eserinde hem öykülerini hem de bir adet oyun metnini bizimle paylaşıyor. Hikâyeler ağırlıklı olarak hapis hayatını anlatıyor ama daha bir sürü farklı konuyu da içeriyor tabii ki. Zenginlerin yoksulları nasıl ezdiği, insanların ikiyüzlülüğü, başkalarının arkasından hiç bilmeden atıp tutmaları ve insanların dedikleri gibi olmadıklarında dair insan karakterini ve davranışlarını süzgeçten geçiriyor ve öykülerin geçmiş zamanda yazılmasına rağmen nasıl da hala öyküde geçen insan tiplemelerinin varlığını koruduğunu görüyoruz. İnsanoğlu hala birbirini eziyor, hala birbirini küçük görüyor ve hala kendi yalanları içinde boğulsa da dürüstlük adını verdiğimiz yardım elini tutmayı reddediyor.

Sabahattin Ali’nin öykülerinin, romanlarının ve diğer eserlerinin en sevdiğim yanı da bu. Yazdığı olaylar geçmişte, şimdiki zamanda ve gelecekte her zaman geçerliliğini koruyor; yarattığı karakterlerle ve olay örgüsüyle adını geleceğe taşımayı başarıyor.

Toplumcu gerçekçi kişiliğini kullanarak yazdığı öykülerini aynı zamanda bireyin iç dünyasıyla da bağdaştırıyor. Bu da yazılarına çok farklı ve eşsiz bir tat katıyor.

Okurken yine zevk aldığım ve beğenerek okuduğum bir kitaptı. Sabahattin Ali’nin bir kez daha neden en sevdiğim yazar olduğunu anlamış oldum.

Siz “Kağnı/Ses/Esirler”i okudunuz mu? Okuduysanız sizin düşünceleriniz neler? Ya da Sabahattin Ali’den en sevdiğiniz kitap hangisi?

İncelememi okuduğunuz için çok teşekkür ederim. Kendinize çok dikkat edin, sağlıcakla kalın…

Bu kitaba puanım: 8/10

Alıntılar

“Seni bilmem, fakat ben maddelerin fevkinde bir manevi bağa, insanları birbirine yaklaştıran bir hisse inanıyorum. Düşün, dünyada birbirini sevmek, birbirine yakın olmak hisleri de olmasa yaşamanın manası kalır mı?”

“ ‘Dünyayı değiştireceğini mi sanıyorsun?’

‘Siz dünyanın değişmez olduğuna inanmaya mecbursunuz!’ "

“Fakat bana: "Doğru düşünüyorsun ama, bunları söyleme!" diyen adam adeta namussuzluk ediyor demektir ve bu sersemler bunun farkında değil. Başkalarının malına, canına, karısına hürmet etmeyi bilen bu adamlar -tabii yalnız sözde- bunların hepsinden daha kuvvetli ve mühim olan fikirlere, kanaatlere hürmet etmeyi bilmiyorlar. Bunu lüzumsuz, manasız buluyorlar. Hatta birçokları için bir fikir ve kanaat sahibi olmak yalnız lüzumsuz ve manasız değil, aynı zamanda tehlikeli ve ayıp bir şey, muayyen fikirleri olan, yani kendisine düşünmek için bir kafa verilmiş olduğunu unutmayan bir adama cemiyetin sükûnetine bomba koymaya gelmiş bir anarşist nazarıyla bakıyorlar.”

“Hiçbir şey istemiyor, yalnız onu görebilmek, onun sesini işitebilmek arzusunu duyuyordum. Bir zamanlar bana yabancı gelen bu arzuları gülünç bulmaktan da vazgeçmiştim.”

“Biliyor musunuz, bir dakika, hatta bir saniyede verilen veya verilmeyen bir karar, bir tereddüt anı, insanın hayatı üzerinde ne uçsuz bucaksız neticeler doğurabiliyor.”

“Fakat bir insan kalbi bu şehirden daha karmakarışık, daha uçsuz bucaksız değil miydi?”

“Dünyada kuvvetlinin ve zayıfın, akıllının ve budalanın, faziletli olanın ve sefilinin aynı derecede malik oldukları bir hak vardır: Yaşamak hakkı!.. Hiçbir meziyet, hiçbir kuvvet bu hakkı birisinden alıp diğerine vermek salahiyetinde değildir.”

“Bir millete taze hayat vereceklerin ihtiyar olmamaları lazımdır.”

“-Haşa... Fakat sevmek için muhakkak "birisi" mi lazımdır?

-Değil mi?

-Ne münasebet?.. Sevgi bizi saadete, zevke götürecek bir vasıtaysa diğer birisine ihtiyaç vardır. Fakat muhabbeti böyle adi bir vasıta değil de, büyük ve temiz bir gaye, hatta hayatımızın sebebi olan bir mevcudiyet diye kabul edersek başka birisinin lüzumu yoktur. İnsan tek başına da sevebilir. Böylece hiç kimseye hasredilmeyen bir aşk bütün kâinatı içine alabilir. Hâlbuki bir şahısta toplanabilen ve teskin edilebilen bir aşkın, düşün, ne kadar kuvvetli ve dar olması lazımdır!”

“İnsanın etrafı kendisinden bir şey bekleyenler veya kendisine hiç sebepsiz fenalık etmek isteyenlerle doludur... Ve böyle bir yerde insan kendisine korkmadan koşabileceği birini o kadar arıyor ki...”

“Zaten insan en tatlı, en bahtiyar anlarını bile ilerde geleceğini tasavvur ettiği felaketli ve karanlık günleri düşünerek karartmaktan kendini alamaz, ilahlar lekesiz ve tam bir saadeti insanlara vermek istememişlerdir.”

 

15 yorum:

  1. Güzel bir inceleme olmuş. Kitabı duymuştum ama okumadım, aklımda bulunsun. Alıntılar güzelmiş. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim. Mutlaka öneririm. Şimdiden iyi okumalar. :)

      Sil
  2. olumadım ama okurum sevmişsin kitabı pekii :)

    YanıtlaSil
  3. Farklı bir yayın evinden Kağnı-Ses kitabını okumuştum, toplam 18 öykü vardı içinde. Oyun metni yoktu okuduklarımın içinde. Hikayeleri sevmiştim. Yazarın İçimizdeki Şeytan kitabını da okumuş ve öykü ile roman kıyaslaması yaparak öykücülüğünün daha kuvvetli ve iyi olduğuna karar vermiştim :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Esirler oyun metni. Sadece Kağnı/Ses baskısını almışsanız olabilir. Ben romanlarını daha çok seviyorum ama öykülerini trajik bir şekilde bitirmesi hoşuma gidiyor. Çok kuvvetli bir kalem Sabahattin Ali. :))

      Sil
  4. Sabahattin Ali sevdiğim bir yazar fakat kitapları bitecek endişesiyle okumayı beklettiğim kitapları var. Bu kitapta onlardan biri. Yorumundan sonra hemen okuma isteği oluştu. Daha fazla bekletmeden okurum belki. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bende de böyleydi. Bitmesin diye başlayamıyordum ama her şey bitmek için başlar o yüzden cesaret edip başlamanızı öneririm. :))

      Sil
  5. Sabahattin Ali pişmanlık yaratmaz. Uzaktan da olsa mekanın huzurunu hissedebilmen dileğiyle... ;))

    YanıtlaSil
  6. İki kitabını almıştım geçen aylarda ama bunu almamışım. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sizden de bir inceleme yazısı bekliyoruz o halde. :))

      Sil
  7. Yine Sabahattin Ali, yine güzel bir inceleme. En yakın zamanda okuyacağım :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim. Okuduktan sonra yorumlarını duymak isterim. :))

      Sil
  8. Bu kitabı okumamıştım, Kürk mantolu Madonna çok etkilemişti beni.
    Blogunuzu yeni keşfettim, selamlar 👋 selimhankalkan.com

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Selamlar. Kürk Mantolu Madonna bence çoğumuzun favorisidir, gerçekten çok etkileyiciydi. :)

      Sil