Light Pink Pointer

1 Eylül 2019 Pazar

Abigail Sınırların Ötesinde | Film Yorumu


Hepinize Selamlar! Bugün dün izlediğim bir filmin incelemesini sizlerle paylaşacağım. Aleksandr Boguslavsky’nin yönetmenliğini yaptığı “Abigail: Sınırların Ötesinde” filmi hala gösterimde ama ben yine de sizinle ufak çaplı bir incelemesini paylaşacağım. Gerçi genelde benim incelemelerim pek ufak çaplı olmuyor ama neyse :) Film hakkındaki düşüncelerimi incelememin en sonunda bulunduracağım. O zaman incelememe geçme zamanı!

Ne anlatıyor?

Abigail ve ailesi küçük bir şehirde yaşıyorlardır. Ama bu küçük şehrin büyük bir problemi vardır. İnsanların onda birinde görülen ve şehrin bakanının bu olayı “hastalık” olarak adlandırdığı seçilmiş insanlar vardır. Bu insanların sihirli güçleri vardır. Ama dediğim gibi bakan bu güçleri insanlara “hastalık” olarak tanıtıp bu özel güçleri olan insanları toplar ve şehrin sınırına yerleştirir. Aslında şehrin bakanı da bu özel güçlere sahiptir ama bu özel güçlerin sadece onda var kalmasını istemektedir.

Abigail’in babasının da özel güçleri vardır ve bakan Abigail’in babasını da yakalamıştır. Abigail babasını kurtarmak için her türlü yolu denemeye karar verir. Ama yakalanmaması da gerekiyordu. Bakanda var olan alet insanların o güçlere sahip olup olmadıklarını gösteriyordu. Eğer güçlere sahipseniz ya bakanın emri altında olmak durumundasınız ya da sınır dışı edilirsiniz. Yani iki seçeneğiniz var. Abigail bakanın odasına girer ve kayıtlardan babasının sınır dışı edildiğini görür. Abigail bakanın bagajına girer ve sınır dışına ulaşır. Bagajdan çıktığında ise tam sınır dışı edilenlerin binasına geçeceği zaman bir anda savaş başlar. Sınır dışı edilen büyü sahibi insanlar bakana ve yardımcılarına saldırmaya çalışır. Abigail’e isabet eden büyü ile Abigail bayılır. Uyandığında ise çok farklı bir yerdedir. Farklı farklı bir sürü insan ve en önemlisi her yerde büyü vardır. Tanıştığı yaşlı adam Abigail’de çok farklı ve güçlü bir büyü yeteneği olduğunu söyler. Abigail durumu anlatır ve babasını bulmak istediğini söyler. Böylece Abigail’in babasını bulma macerası da burada başlamış olur.

Benim düşüncelerim neler?

İlk öncelikle filmi beğendiğimi pek söyleyemem. Tek güzel yanı o büyüyü gerçekmiş gibi yansıtmalarıydı.Onun dışında diyaloglar ve olay örgüsü çok saçmaydı. Gittiğime pişman olmadım ama çokta umduğum gibi bir film değildi. Olay örgüsünün saçma olduğunu söylememdeki kastım mesela bir anda kavga ettiği çocukla iki dakika sonra aralarında bir aşk doğuyor ve biz bu olay örgüsünü takip ederken fazlasıyla kafa karışıklılığı yaşıyoruz. Bir anda olmayan bir şey bir anda var oluyor. Veya daha ne olduğunu anlayamadan garip garip olaylar gerçekleşiyor. Yani olay örgüsünü takip etmekte zorlandım ve bu incelemeyi yazana kadar da canım çıktı. Çünkü film o kadar karışıktı ki özetleyecek veya anlatacak cümleleri bulurken zorlanıyorum.

Bunlar benim yorumlarım. Belki de siz filmi beğenirsiniz. Sonuçta filmde her filmde olduğu gibi bir emek var bunun hakkını yiyemeyiz. Umarım bu incelememi beğenirsiniz. Sağlıklı, mutlu ve en önemlisi huzurla kalmanız dileğiyle! ^^


Oyuncular:
Tina Dalakishvili
Eddie Marsan
Ravshana Kurkova
Artem Tkachenko 


2 yorum:

  1. Belki bir şans verebilirim filme sırf fantastik türde olduğu için. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kesinlikle bir şans vermelisiniz. Belki de çok hoşunuza gidecektir. Umarım hoşunuza gider ve beklentilerinizi karşılar. Sevgiler! :)

      Sil