Light Pink Pointer

24 Ağustos 2019 Cumartesi

Satürn’deki Karga Prens


Bir zamanlar Satürn’de yaşayan bir prens varmış. Bu prens babasının kurallarından, krallığın itici havasından ve yalnızlıktan sıkılınca Satürn’ün halkalarına oturup hayaller kurarmış. Hayallerinden biri başka bir gezegene gidip oraları gezmek, kafa dinlemek ve bir arkadaş edinmekmiş. Ama maalesef ki babası kral olduğundan ve çoğu gezenlerin krallarıyla anlaşamadığından prensin bu hayalini gerçekleştirmesine engel oluyormuş. Prens bir gün yine Satürn’ün halkasında oturup hayal kurarken aklına bir fikir gelmiş. Neden babasının iznini istiyormuş ki? Kendisi yeterince olgun bir bireydi zaten. Kararını verdi. Çokta uzakta olmayan bir gezegene gidecek, orada prens olduğu belli olmasın diye kılık değiştirecek ve bir arkadaş edinecekti. 

Hemen en çok güvendiği askerlerinden birine bu isteğini söylemiş. Asker elbette ki bu isteği kraldan dolayı pek olumlu karşılamamış. Prens ısrar edince asker de “Nede olsa Prens de yetki sahibi bir asil” diye düşünmüş ve isteğini yerine getirmek üzere bir uçan araba ayarlamış. Asker, Prens’e hangi gezegene gideceklerini sorduğunda Prens;

“Bilmem ki hangi gezegen daha yakındır?” deyince asker de düşünmeye başlamış. Sonra kararlarını Uranüs’ten yana kullanmışlar.

 Uranüs’e doğru yol alırlarken askerin içini bir endişe dalgası kaplamış. Ya kral bu gidişlerinden dolayı onu sürgün ederse? Asker çekinerek bunu Prens’e sormaya karar vermiş.

“Prens’im iyidir hoştur Uranüs’e gidiyoruz ama ya Kral’ımız kızarsa?” 

Prens askerin endişesini anlamış ve ona tüm sorumluluğu alacağına dair söz vermiş.
Dakikalar, saatleri kovalamış. En sonunda Uranüs’e ulaşmışlar. Asker park ederken Prens;

“Sen gidebilirsin bundan sonrasını ben hallederim, teşekkürler.”

Asker şaşkına dönmüş. Prens’i yalnız bırakmak doğru muydu? Gerçi Kral’ın izni olmadan bunları yapmaları da doğru değildi ama yine de Prens’i yalnız bırakmanın iyi bir fikir olmadığı açıkça belliydi.

“Öyle iş olmaz Prens’im. Sizi yalnız bırakamam. Bu size ve Kraliyet Ailesine büyük bir saygısızlıktır."

Prens düşünmüş taşınmış En sonunda karar vermiş.

“İyi madem sende gel. Ama ilk önce kılık değiştirmeliyiz.” diyerek en yakındaki kıyafet mağazasına girip kılık değiştirmişler. Yüzlerini değiştirecek makyajlar da yapmak durumunda kalmışlar. En sonunda Uranüs’ün ünlü okuma parklarından birine gelmişler. Prens yolda bir kitapçıdan adını hep duyduğu ama hep almayı unuttuğu kitabı almaya karar vermiş. Askere de bir kitap aldıktan sonra okuma parkına geçmişler. Okuma parkındaki tek boş banka geçmişler. O bankta da esmer tenli, simsiyah saçlara ve dolgun kahverengi gözlere sahip bir kız oturuyormuş. Kız, asker ve Prens’in yanına oturacağını anlayıp yana kaymış. Prens gözlerini kızdan alamıyormuş. Hayır, Prens dış görünüşünden dolayı değil kızın elindeki kitabı o da okumuş ve kitaba bayılmıştı. Kızın da bu kitabı okumasından dolayı kızla ortak noktaları olabileceğini ve arkadaş olabileceklerini düşünmüş. Kızla sohbet etmeye çalışmış.

“Merhabalar! Okuduğunuz kitabı ben de okudum ve çok güzel bir kitap gerçekten. Kaçıncı sayfadasınız?”

Kız içten bir şekilde gülümsemiş.

“132. Sayfadayım ve evet gerçekten de çok güzel bir kitap. Sizin en sevdiğiniz karakter neydi?”

Prens düşünmüş. Bir anda böyle bir soruyla karşılaşmayı beklemiyordu.
“Sanırım en sevdiğim karakter ailesine rağmen ve engellere rağmen hayallerinin peşinden giden kadındı.”

Kadın onay vermiş ve gün sonuna kadar sohbet edip durmuşlar. Hatta o kadar dalmışlar ki sohbete Prens, askerin yanlarında olduğunu bile unutmuş. En sonunda Prens çekinerek kıza şu soruyu yöneltmiş;

“Benimle Satürn’e gelmek ister misin?”

Kız da biraz çekinmiş. Daha yeni tanıştığı birinin peşinden böyle gitmeli miydi?
“Tabii ki neden olmasın.” deyivermiş bir anda kız. Prens o kadar mutlu olmuş ki hemen kızın elinden tutup uçan arabaya askerle beraber gitmişler. Asker onları Satürn’e götürmüş. Prens, kızın elini tutarken çok heyecanlanmıştı. Kız da aynı şekilde yanakları kızarmış halde Prens’in elini tutuyordu. Prens, kızı Satürn’ün halkasına götürmüş. Ona uzun uzun bakmış ve şunu söylemişti;

“Benimle dans eder misin?”

Kız başını onaylarcasına sallamış. Beraber Satürn’ün halkasının üstünde dans etmişler. Süzülmüşler… Prens kızdan hoşlanmaya başladığını hissetmiş. Kızın gözlerinde kayboluyormuş. Kız da aynı şekilde Prens’e karşı bir takım duygular beslemeye başlamıştı çoktan. Beraber dans ederlerken Prens bir anda onları izleyen Kral’ı fark edip irkilmiş. Kızda hemen Kral’ı fark etmiş ve hemen Prens’in ellerinin arasından usulca ayrılmış. Kral sinirle;
“Sana başka gezegenlerdeki insanlarla konuşmaman gerektiğini ve başka gezegenlere gitmemen gerektiğini söylememiş miydim!?” diye Prens’i azarlamış. Prens, sevdiği kızın önünde çok mahcup olmuş.

“Madem beni dinlemedin, cezana da katlanacaksın.” demiş Kral ve Prens’i oracıkta bir kargaya dönüştürmüş. Prens kendine daha ne olduğunu anlayamadan Kral onu Dünya’ya göndermiş. Kız gözyaşlarını tutamadan olan biteni izliyormuş. Prens yavaş yavaş yok olurken ağzından tek bir cümle çıkmış,

“Seni seviyorum. Seni görmeye söz veriyorum ki geri geleceğim.”

Kız artık iyice hıçkırarak ağlamaya başlamış ve Prens Dünya’ya gönderilmiş. Dünya’ya indiğinde insanlardan bulduğu tüm güzel eşyaları kıza götürmek için toplamış. İnsanlar da bu karga yüzünden genelleme yapıp tüm kargalara “hırsız” lakabını takmışlar. Ama karganın, yani prensin, amacı Dünya’da bulabildiği ne kadar güzel eşya varsa sevdiği kadına götürmekmiş. Böylece insanların eşyalarını çalmaya devam etmiş ve her akşam sevdiği kadının hayalini kurarak, mutlu olmasını ve her ne problem olursa olsun pes etmemesini dileyerek uykuya dalarmış…

Yazar: Eylül Su Arslan

Bugün kargalara hırsız lakabının neden takıldığına dair bir hikâye yazmak istedim. Umarım beğenirsiniz! Hoşça kalın :) 

10 yorum:

  1. Çok güzel bir hikayeydi, baştan sona hayal kurarak okudum, Satürn, Prens hepsi çok güzeldi. Yazmaya devam :) Ah şu bizim prensimiz de bi gelse.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Beğenmenize çok sevindim :) Bizim prenslerin geleceği gün de
      eminim ki yakındır :D

      Sil
    2. Ne kadar güzel bir hikayeydi, keşke yine yazsan :)

      Sil
    3. Çoooook teşekkür ederim inanın bunu duymak aşırı derecede iyi geldi :) Zaman bulabilirsem daha ilginç bir hikaye yazarım belki :) Bu ince düşünceli yorumunuz için çok teşekkürler tekrardan. Kendinize iyi bakın kucak dolusu sevgilerrrr! <3

      Sil
  2. Okurken içinde yaşatıyor gerçekten bu hikaye, prensiniz eksik olmasın. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim açıkçası ilk hikayem olduğundan duyguları aktaramadığımdan dolayı çok korkmuştum. Yorumunuz teselli gibi oldu adeta. Şu hayatta kimsenin prensi eksik olmasın diyelim o zaman :)

      Sil
  3. Çok hoş bir hikaye, eline sağlık.. bunu senin isminle, radyo momentosda seslendirmek isterim. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim sevgili Momentos! Çok ama çok mutlu olurum. Lütfen paylaşırsan beni de haberdar et. Çokça sevgiler. :))💜

      Sil
    2. Tamam haber vereceğim kesinlikle. Ama önce bu haftaki Radyo Programını bir dinle bakalım derim.. sürpriz :)

      Sil
    3. Koşuyorum hemen o zaman! :))

      Sil