Bir zamanlar
Satürn’de yaşayan bir prens varmış. Bu prens babasının kurallarından, krallığın
itici havasından ve yalnızlıktan sıkılınca Satürn’ün halkalarına oturup
hayaller kurarmış. Hayallerinden biri başka bir gezegene gidip oraları gezmek,
kafa dinlemek ve bir arkadaş edinmekmiş. Ama maalesef ki babası kral olduğundan
ve çoğu gezenlerin krallarıyla anlaşamadığından prensin bu hayalini gerçekleştirmesine
engel oluyormuş. Prens bir gün yine Satürn’ün halkasında oturup hayal kurarken
aklına bir fikir gelmiş. Neden babasının iznini istiyormuş ki? Kendisi yeterince
olgun bir bireydi zaten. Kararını verdi. Çokta uzakta olmayan bir gezegene gidecek,
orada prens olduğu belli olmasın diye kılık değiştirecek ve bir arkadaş
edinecekti.
Hemen en çok güvendiği askerlerinden birine bu isteğini söylemiş.
Asker elbette ki bu isteği kraldan dolayı pek olumlu karşılamamış. Prens ısrar
edince asker de “Nede olsa Prens de yetki sahibi bir asil” diye düşünmüş ve
isteğini yerine getirmek üzere bir uçan araba ayarlamış. Asker, Prens’e hangi
gezegene gideceklerini sorduğunda Prens;
“Bilmem ki
hangi gezegen daha yakındır?” deyince asker de düşünmeye başlamış. Sonra
kararlarını Uranüs’ten yana kullanmışlar.
Uranüs’e doğru yol alırlarken askerin
içini bir endişe dalgası kaplamış. Ya kral bu gidişlerinden dolayı onu sürgün
ederse? Asker çekinerek bunu Prens’e sormaya karar vermiş.
“Prens’im
iyidir hoştur Uranüs’e gidiyoruz ama ya Kral’ımız kızarsa?”
Prens askerin endişesini anlamış ve ona tüm
sorumluluğu alacağına dair söz vermiş.
Dakikalar,
saatleri kovalamış. En sonunda Uranüs’e ulaşmışlar. Asker park ederken Prens;
“Sen
gidebilirsin bundan sonrasını ben hallederim, teşekkürler.”
Asker
şaşkına dönmüş. Prens’i yalnız bırakmak doğru muydu? Gerçi Kral’ın izni olmadan
bunları yapmaları da doğru değildi ama yine de Prens’i yalnız bırakmanın iyi
bir fikir olmadığı açıkça belliydi.
“Öyle iş
olmaz Prens’im. Sizi yalnız bırakamam. Bu size ve Kraliyet Ailesine büyük bir
saygısızlıktır."
Prens düşünmüş taşınmış En sonunda karar vermiş.
Prens düşünmüş taşınmış En sonunda karar vermiş.
“İyi madem
sende gel. Ama ilk önce kılık değiştirmeliyiz.” diyerek en yakındaki kıyafet
mağazasına girip kılık değiştirmişler. Yüzlerini değiştirecek makyajlar da
yapmak durumunda kalmışlar. En sonunda Uranüs’ün ünlü okuma parklarından birine
gelmişler. Prens yolda bir kitapçıdan adını hep duyduğu ama hep almayı unuttuğu
kitabı almaya karar vermiş. Askere de bir kitap aldıktan sonra okuma parkına
geçmişler. Okuma parkındaki tek boş banka geçmişler. O bankta da esmer tenli,
simsiyah saçlara ve dolgun kahverengi gözlere sahip bir kız oturuyormuş. Kız,
asker ve Prens’in yanına oturacağını anlayıp yana kaymış. Prens gözlerini
kızdan alamıyormuş. Hayır, Prens dış görünüşünden dolayı değil kızın elindeki kitabı
o da okumuş ve kitaba bayılmıştı. Kızın da bu kitabı okumasından dolayı kızla
ortak noktaları olabileceğini ve arkadaş olabileceklerini düşünmüş. Kızla
sohbet etmeye çalışmış.
“Merhabalar!
Okuduğunuz kitabı ben de okudum ve çok güzel bir kitap gerçekten. Kaçıncı sayfadasınız?”
Kız içten
bir şekilde gülümsemiş.
“132. Sayfadayım
ve evet gerçekten de çok güzel bir kitap. Sizin en sevdiğiniz karakter neydi?”
Prens
düşünmüş. Bir anda böyle bir soruyla karşılaşmayı beklemiyordu.
“Sanırım en
sevdiğim karakter ailesine rağmen ve engellere rağmen hayallerinin peşinden giden
kadındı.”
Kadın onay
vermiş ve gün sonuna kadar sohbet edip durmuşlar. Hatta o kadar dalmışlar ki
sohbete Prens, askerin yanlarında olduğunu bile unutmuş. En sonunda Prens
çekinerek kıza şu soruyu yöneltmiş;
“Benimle
Satürn’e gelmek ister misin?”
Kız da biraz
çekinmiş. Daha yeni tanıştığı birinin peşinden böyle gitmeli miydi?
“Tabii ki
neden olmasın.” deyivermiş bir anda kız. Prens o kadar mutlu olmuş ki hemen
kızın elinden tutup uçan arabaya askerle beraber gitmişler. Asker onları Satürn’e
götürmüş. Prens, kızın elini tutarken çok heyecanlanmıştı. Kız da aynı şekilde
yanakları kızarmış halde Prens’in elini tutuyordu. Prens, kızı Satürn’ün halkasına
götürmüş. Ona uzun uzun bakmış ve şunu söylemişti;
“Benimle
dans eder misin?”
Kız başını
onaylarcasına sallamış. Beraber Satürn’ün halkasının üstünde dans etmişler.
Süzülmüşler… Prens kızdan hoşlanmaya başladığını hissetmiş. Kızın gözlerinde
kayboluyormuş. Kız da aynı şekilde Prens’e karşı bir takım duygular beslemeye
başlamıştı çoktan. Beraber dans ederlerken Prens bir anda onları izleyen Kral’ı
fark edip irkilmiş. Kızda hemen Kral’ı fark etmiş ve hemen Prens’in ellerinin
arasından usulca ayrılmış. Kral sinirle;
“Sana başka
gezegenlerdeki insanlarla konuşmaman gerektiğini ve başka gezegenlere gitmemen
gerektiğini söylememiş miydim!?” diye Prens’i azarlamış. Prens, sevdiği kızın
önünde çok mahcup olmuş.
“Madem beni
dinlemedin, cezana da katlanacaksın.” demiş Kral ve Prens’i oracıkta bir
kargaya dönüştürmüş. Prens kendine daha ne olduğunu anlayamadan Kral onu Dünya’ya
göndermiş. Kız gözyaşlarını tutamadan olan biteni izliyormuş. Prens yavaş yavaş
yok olurken ağzından tek bir cümle çıkmış,
“Seni
seviyorum. Seni görmeye söz veriyorum ki geri geleceğim.”
Kız artık
iyice hıçkırarak ağlamaya başlamış ve Prens Dünya’ya gönderilmiş. Dünya’ya
indiğinde insanlardan bulduğu tüm güzel eşyaları kıza götürmek için toplamış.
İnsanlar da bu karga yüzünden genelleme yapıp tüm kargalara “hırsız” lakabını
takmışlar. Ama karganın, yani prensin, amacı Dünya’da bulabildiği ne kadar
güzel eşya varsa sevdiği kadına götürmekmiş. Böylece insanların eşyalarını
çalmaya devam etmiş ve her akşam sevdiği kadının hayalini kurarak, mutlu
olmasını ve her ne problem olursa olsun pes etmemesini dileyerek uykuya
dalarmış…
Yazar: Eylül
Su Arslan
Çok güzel bir hikayeydi, baştan sona hayal kurarak okudum, Satürn, Prens hepsi çok güzeldi. Yazmaya devam :) Ah şu bizim prensimiz de bi gelse.
YanıtlaSilBeğenmenize çok sevindim :) Bizim prenslerin geleceği gün de
Sileminim ki yakındır :D
Ne kadar güzel bir hikayeydi, keşke yine yazsan :)
SilÇoooook teşekkür ederim inanın bunu duymak aşırı derecede iyi geldi :) Zaman bulabilirsem daha ilginç bir hikaye yazarım belki :) Bu ince düşünceli yorumunuz için çok teşekkürler tekrardan. Kendinize iyi bakın kucak dolusu sevgilerrrr! <3
SilOkurken içinde yaşatıyor gerçekten bu hikaye, prensiniz eksik olmasın. :)
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim açıkçası ilk hikayem olduğundan duyguları aktaramadığımdan dolayı çok korkmuştum. Yorumunuz teselli gibi oldu adeta. Şu hayatta kimsenin prensi eksik olmasın diyelim o zaman :)
SilÇok hoş bir hikaye, eline sağlık.. bunu senin isminle, radyo momentosda seslendirmek isterim. :)
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim sevgili Momentos! Çok ama çok mutlu olurum. Lütfen paylaşırsan beni de haberdar et. Çokça sevgiler. :))💜
SilTamam haber vereceğim kesinlikle. Ama önce bu haftaki Radyo Programını bir dinle bakalım derim.. sürpriz :)
SilKoşuyorum hemen o zaman! :))
Sil