Hepinize
tekrardan merhabalar! Bugün geçen incelememde de bahsettiğim yazarın bir başka
kitabını inceleyeceğim. Yazarın kim olduğunu tahmin etmek pek zor değil. James
Dashner. Bu sefer inceleyeceğim kitabı ise “Labirent Ölümcül Kaçış”
O zaman daha
fazla uzatmadan hemen incelememe geçeyim!
Ne
anlatıyor?
Thomas,
uyandığında metal zeminli, demir kokulu asansör gibi bir yerde uyanır.
Korkusundan kendini duvarın köşesine geri geri ittirir. Oraya nasıl geldiğini
hatırlamıyordu. Biraz düşününce daha kötü bir şeyin farkına vardı:
Hiçbir şey
hatırlamıyordu. İsmi dışında hiçbir şey…
Neler
olduğunu anlayamadan zemininde oturduğu asansör hareket etmeye başladı. Asansör
yükseldikçe gelen korkutucu sesler eşliğinde yardım çağrısı için bağırmaya
başladı. Ama ne duyan vardı ne yardım eden.
En sonunda
asansör durdu. Bulunduğu karanlık ortamdan çıkacağı için mutlu olsa da ne
olduğunu hala kavrayamamıştı. Dışarıdan gelen birtakım sesler duydu. Bunlar
insanlara ait seslerdi. Bir anda asansörün yukarıdan kapısı açıldı. Thomas
karanlık ortamdan aydınlık ortama geçince gözlerini kısmak zorunda kaldı. Çok
geçmeden yaklaşık elli kişiye yakın insanların ona baktıklarını fark etti.
Hala
şoktaydı. Dışarıdaki insanlar Thomas’ın yukarı çıkmasına yardım etmek için
ellerini uzattılar. Thomas ne yapacağını bilemez halde ellerini tutup kendini
yukarı çekti.
Bulunduğu
yer ise pekte hayra alamet değildi. Etraflarında dört duvar şeklinde uzanan taş
duvarları görmesiyle kalbinin atışı iyice hızlanmaya başlar. İleride çiftlikler,
hayvanlar, ekinler ve taş duvarların içine açılan kapılar vardı. Neredeydi
böyle?
Sonra daha ayrıntılı etrafını incelemeye
başlarken bir şeyi daha fark eder. Buradaki insanların hepsi erkekti. Ve hepsi
de maksimum 16-17 yaşlarındaydı. Arada bu yaş aralığından küçükler de vardı.
Ve sonra
hayatı boyunca unutamayacağı o cümleyi duydu:
“Tanıştığımıza
memnun oldum, çaylak. Kayran’a hoş geldin.”
Kayran mı?
Bu da neydi böyle?
Bu duvarlar
neden etraflarını sarmıştı?
Kötü bir şey
yaptıklarından dolayı mı buradalardı?
Tüm bu
sorular Thomas’ı yiyip bitiren sorulardan sadece birkaçıydı. Peki, gerçekten de
bu soruların cevaplarını bulabilecek miydi? Duvarların arkasında saklanan o sır
perdesini aralayabilecek miydi?
Bunları
öğrenmek için kitabı hemen almanız ve okumanız gerekiyor. Kesinlikle pişman
olmayacaksınız. O zaman şimdiden iyi okumalar!
Benim
düşüncelerim neler?
Kitabın
sayfalarından adrenalin akıyor adeta. Bilim kurgu kitabı olarak gerçekten çok
beğendiğim ve takdir ettiğim bir kitap. Aynı zamanda filmini de izledim. Filmi
de kitabı kadar başarılıydı. Tek fark filminin 3 tane olması kitabının ise
şuanda 5 tane olması. Onun dışında elbette ki normal olarak kitap daha
ayrıntılı bir anlatım biçimine sahip olduğundan kitabı daha heyecanla okudum.
Fazlasıyla beğendim. Her sayfayı “Acaba sonra ne olacak?” diyerek çevirdim. Nefes kesiciydi. Kesinlikle şiddetle tavsiye ediyorum. Umarım anlatım
biçimimi sevmişsinizdir. Çok ayrıntıya girmek istemedim sizi meraklandırmak
için. Kitabı alıp okumaya başladığınızda beni anlayacaksınız ve eğer bilim
kurgu seviyorsanız bu kitap tam size göre. İyi okumalar dileyeyim tekrardan o
halde!
Alıntılar
“Bazen
olabileceğine inanmadığımız konularda yeterince dikkatli davranmayız.”
“Vazgeçmek,
işleri daha da kötüleştirmekten başka bir işe yaramazdı.”
“Bu sorunun
cevabını biliyordu; başka soruların da. Bazen bilmenin kötü bir şey olduğunu bilecek
kadar biliyordu.”
Bugünün önemini de unutmayalım. Hepinizin 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı Kutlu Olsun!
Yazarı ve kitabı ilk defa duydum. Beni meraklandırdın diyebilirim :D Aksiyon içeren kitap daha önce okumadım sanırım, kitabı bir köşeye not ettim ;) ellerine sağlık, daha çok kitap önerisi bekliyoruz <3
YanıtlaSilMerhaba! Kitabı ve yazarı ilk defa duyduysanız kesinlikle ilk iş olarak Labirent serisini okumayı tercih etmelisiniz. Daha önce hiç aksiyon ve bilim kurgu okumadıysanız da mükemmel bir tercih. Sizi meraklandırmak beni sevindirdi :) Bir sürü kitap incelemesiyle tekrardan beraber olacağım sizlerle inşallah. Yorumunuz için çok teşekkür ederim çok mutlu oldum ^^
SilAnıların ne kadar şirinmiş öyle :)
YanıtlaSilKitabı okumama rağmen filmi izlerken aynı heyecanla izlemiştim. Dylan Obrien meselesine gelince... Kesinlikle efsane :) Yorumun için çok teşekkür ediyorum :) Sevgiler!