Light Pink Pointer

5 Eylül 2025 Cuma

Babalar ve Oğullar | Kitap Yorumu

 Hepinize selamlar. Bugün sizlere Ivan Sergeyeviç Turgenyev'in yazdığı "Babalar ve Oğullar" kitabını inceliyorum. Umarım bu incelememden memnun kalırsınız.

Ne anlatıyor?

Arkadiy Petroviç Kirsanov, normal şartlarda babası Nikolay Petroviç ve amcası Pavel Petroviç'le yaşayan sıradan bir gençtir. Ta ki günün birinde Yevgeniy Vasilyiç Bazarov ile tanışana kadar. Bazarov bir nihilisttir ve dolayısıyla diğerlerinden farklı bir bakış açısına sahiptir; "hiçbir boyunduruk altında eğilmeyen", "kimseye itaat etmeyen", "kimseye inanmayan" birisidir. Arkadiy bu arkadaşını evlerinde bir süre misafir etmek ister ve her şey o zaman başlar. Ailesi ve Bazarov arasındaki kuşak ve görüş çatışması büyür ve çok daha farklı noktalara ulaşır.

Benim düşüncelerim neler?

"Babalar ve Oğullar" sadece kuşak çatışmasını işlemekle kalmıyor, aynı zamanda sistem eleştirisi de içeriyor. Yönetime dair, insanlığa dair, ve tabi ki önceki nesiller ve yeni nesiller arasındaki çatışmalar da burada yer almakta. Bu çatışmaların başlangıcı Bazarov'un Kirsanov'ların evine gelmesiyle başlıyor. Özellikle amca Pavel Petroviç ile şiddetli bir şekilde tartışıyor, ve kendisini bir nevi küçümsüyordur. 

Okudukça karakterlerin sembolize ettikleri şeyler daha da belirginleşiyor. Pavel Petroviç'in gençliğinde tutulduğu başarısız aşkı bile değişimden ve yenilikten korktuğunu bizlere belirtiyor. Her yerde hala bu başarısız aşkın izlerini de taşıyor.

Kuşak çatışmasın yanında yeni düzen ve eski düzen farklılıkları ve buna bağlı çatışmalar da gündeme geliyor. Sadece bireyler üzerinden değil, toplumun düzeni açısından da bir yeni-eski kavgası mevcut. Üst tabaka ve alt tabaka kavgası da elbette ki değinilen diğer bir çatışma.

Sayfa 72'de gördüğümüz Nikolay Petroviç'in eski karısıyla şu anki sevgilisi Feniçka'yı karşılaştırmasında ve anlamsız bir hüzün duymasında da aslında değişen gelenek ve göreneklere, sisteme ve topluma karşı duyduğu zamanı yakalayamama, çağı takip edememe durumundan kaynaklanan bir hüznün sembolizmidir. En azından benim yorumum bu şekilde oldu.

Sistem temsili üzerinden baktığımızda da Arkadiy ve Bazarov hiçbir otoriteye itaat edilmemesini savunur. Karşımıza çıkan Yevdoksiya ise aslında anaerkil sistemin bir sembolüdür. Ve ne kadar Bazarov gibi düşünse de her sistemde olduğu gibi anaerki Bazarov'da da yer etmez ve hoşlanmaz. Bu aslında sistemlerin ataerki kökenli olduğunu bizlere gösteriyor. Anaerki kabul görmüyor. 

Bazarov her ne kadar bu şekilde farklı düşüncelere sahip biri olsa da aslında kökleri o küçümsediği insanlardan geliyor. Annesi ve babasının tam tersi olan bir bey. Duygulara, güzelliğe önem vermeyen Bazarov'un aile bağları da bir o kadar kopuktur.

Her ne kadar nihilizmin etkisiyle bu şekilde düşünse de Bazarov aşık da olur. Odintsova isimli hanımefendiye olan bu aşkı karşılık görmez ve hüzne boğulur. Aslında nihilizmin getirdiği duygulardan, güzellikten, romantizmden nefret de etse insan olduğu gerçeğini unutuyordur. Odintsova sayesinde bu gerçeği daha net bir şekilde kavrıyoruz. 

Ve önünde sonunda Bazarov da bu gerçeğin içinde sonunu bulur. Küçümsediği yere döner, küçümsediği duyguların içinde, ölüme "boyun eğerek"... Böylece nihilizm ve insanın insan olmasından var gelen özelliklerle çelişmesini okuyor ve Bazarov'un dünyasına biraz daha yakınlaşıyoruz.

Ben sembolik ögeler yüklü kitapları okumayı çok seviyorum. En azından sembolize edebileceğim şekilde yoruma açık kitapları. "Babalar ve Oğullar"ı bu yüzden okurken çok zevk aldım. Kalın olmamasıyla da insanda çok hoş bir tat bırakıyor.

Siz "Babalar ve Oğullar"ı okudunuz mu? Sizin düşünceleriniz neler?

İncelememi okuduğunuz için çok teşekkür ederim. Kendinize çok dikkat edin, sağlıcakla ve sevgiyle kalın...

Bu kitaba puanım: 8/10

Alıntılar

"Yaşamı, her anının bir anlamı olacak şekilde kurmalı."

"Kişilik, sayın bayım, en önemlisi budur işte: İnsanın kişiliği bir kaya gibi sağlam olmalıdır, çünkü her şey onun üzerine bina ediliyor."

"Yoksa siz insanın kendini bir şeye vermesinin kolay olduğunu mu sanıyorsunuz?"