Light Pink Pointer

8 Eylül 2025 Pazartesi

Ölü Ozanlar Derneği | Film Yorumu

 Hepinize selamlar. Bugün sizlere Peter Weir'in yönettiği "Ölü Ozanlar Derneği" filmini inceliyorum. Umarım bu incelememden memnun kalırsınız.

Ne anlatıyor?

Welton Akademi, üniversiteye hazırlık için olan en iyi yatılı okullardan bir tanesidir. Oldukça disiplinli ve geleneklerine bağlı bir yönetimi vardır. Burada okuyan öğrenciler genellikle ailelerinin istediği sınırlar içerisinde yaşayan; yaşamları,
hedefleri, meslekleri aileleri tarafından belirlenen oldukça çalışkan çocuklardır.

Günün birinde okula yeni bir edebiyat öğretmeni gelir. İsmi John Keating'dir. Bu öğretmen de zamanında Welton'da okumuş ve onun sınırlamalarına maruz kalmıştır. Bundan ötürü de kendisi çok farklı bir eğitim amacı güder: Özgürlükçü zihinler. 

Öğrencilerine farklı bakış açıları sunan, hayatın sadece realistlikten ibaret olmadığını gösteren, hayallerinin peşinden gitmelerini öğüt veren, kısaca anda kalmalarını isteyen bir eğitim verir. Bu tutumuyla da kısa sürede öğrencilerinin gönlünde yer edinir.

Günün birinde öğrencileri eski yıllıklara bakarken Bay Keating'in olduğu bölümü bulurlar. Burada Ölü Ozanlar Derneği adını görürler. Bunun ne olduğunu sorduklarında, Ölü Ozanlar Derneği'nin gizli ve özgürlükçü bir ortamda okunan şiir geceleri olduğu bilinir. Bunun üzerine öğretmenlerinden örnek alan öğrenciler, Ölü Ozanlar Derneği'ni devam ettirme kararı alır.

Benim düşüncelerim neler?

O kadar güzel bir filmdi ki. Bundan sonra en sevdiğin film ne sorusuna "Ölü Ozanlar Derneği" diyebilirim. Kurgusu zaten muhteşem; çekim açıları, görüntü yönetmenliği, sahneler... hepsi birbirinden harikaydı.

Kendi hayatları konusunda söz şansı olmayan gençlerin kendi ruhlarını bulma, kendi hayallerinin peşinde koşma ve anı yaşamaya çalışmalarını izliyoruz. Bunları izlerken de Bay Keating'in sözleriyle düşüncelere dalıyor, içimizden "Vay be!" diye geçiriyoruz. Gençlere ilham olan, kendilerine dayatılan sınırları kaldırmaları için çabalayan ve hayatın derslerden ibaret olmadığını kanıtlayan Bay Keating'e ise hayran oluyoruz. 

Tüm filmi son sahnelere kadar yüzümde bir gülümsemeyle izlemiştim. Ama sonu gözlerimi doldurdu gerçekten de. 

Gençlere konulan belli bir çerçevede yetişme düşüncesi kendilerinde o kadar yer etmiş ki, Bay Keating kitaplarından bir sayfayı yırtmalarını istediğinde bile cetvelle yırtıyorlar. Yırtmak gibi özgürce bir eylemde bile düzen içerisindeler.

Her ne kadar sonu üzücü de olsa izlemeye doyamadığım çok güzel bir filmdi. Siz "Ölü Ozanlar Derneği"ni izlediniz mi? Sizin düşünceleriniz neler?

İncelememi okuduğunuz için teşekkür ederim. Kendinize çok iyi bakın, sağlıcakla ve sevgiyle kalın...

Bu filme puanım: 10/10


6 yorum:

  1. Hey kaptan, bizim kaptan! :)

    YanıtlaSil
  2. Merhaba nasılsınız 😊 Ölü Ozanlar Derneği gerçekten de izleyenin zihninde ve kalbinde iz bırakan filmlerden. Bay Keating’in gençlere ‘anı yaşa, hayallerinin peşinden git’ mesajı bence de çok etkileyici. Hele final sahnesi… her izleyişte insanın içini titretiyor. Benim için de hayatın sadece derslerden ve kurallardan ibaret olmadığını hatırlatan çok özel bir film. Yazını okurken filmi yeniden yaşamış gibi oldum, eline sağlık🙏

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhabalar çok teşekkür ediyorum güzel yorumunuz için. Gerçekten çok güzel bir film. 🙏

      Sil
  3. benim de en sevdiklerimden :) motive edici mutlu edici filmlerden :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İzledikten sonra benim de en sevdiklerimden oldu gerçekten. Teşekkür ederim yorumun için deeps. :) 💗

      Sil